Tekstilde yeni eğilim ‘Made in Africa’

0

Afrika Kalkınma Bankası’nın 2015 yılında başlattığı Fashionomics Platformu ile hazır giyime dair çalışmaların hayatiyet bulması hedeflendi. Bunun için de 2015-2025 yılları arasında 56 milyar dolarlık bütçe kararlaştırılmıştı. Böylelikle kıta kalkınmasına yüzde 24 katkı öngörüldü.

Fashionomics Platformu için altyapıda hâlâ başarılması gerekenler var. Ancak Afrika’nın birçok başkentinde düzenlenen moda festivalleri ve yeni yetenek modacıların sahneye çıkması, ümitleri artırıyor. ‘Made in Africa’nın her geçen gün kendine daha geniş alan açması ilgilileri sevindiriyor.

PROF. DR. AHMET KAVAS

Hikayesi 1885’te başlayan ve Türkiye’nin ilk ekonomi gazetesi olan İstanbul Ticaret, aynı zamanda ülkemizin düzenli olarak ilk Afrika sayfası yayınlayan ekonomi gazetesi… Dikkatli okuyucularımız hatırlayacaktır, İstanbul Ticaret’in 9 Aralık 2022 tarih ve 3238 sayılı nüshasındaki Afrika sayfasında ‘Modanın ilham kaynağı Afrikalılar’ başlığı ile Afrika modasına bir giriş yapmıştık. Ancak koskoca kıtadaki moda ve tekstil konusunu bir sayfaya sığdırmak mümkün olmamıştı. Bu sebeple konuya bu hafta da devam ediyoruz.

TÜKETİMDE GENÇLİK

Afrika’nın kalkınması için pek çok alanda çalışmalar yapılıyor. Tekstil sektörü bu arayışta giderek kendine alan açıyor ve özellikle Afrika Kalkınma Bankası tarafından ciddi oranda destekleniyor. Şimdilerde dünya tekstil piyasasındaki payı yüzde 1.9 gibi oldukça düşük bir seviyede. Oysa kıtanın nüfus olarak oranı yüzde 17 civarında. Bunun yüzde 70’ini, 30 yaş altındaki gençler oluşturuyor. Gençlerin modayı takip ederek giyinenleri, nüfus ortalamaları 60-70 yaşını bulan Batı ülkelerine göre çok daha fazla. Genç nüfus özellikle tüketen kesimi oluşturuyor. Her ne kadar fabrikalaşma ve 4. Sanayileşme Devrimi ile insan emeği birçok sektörden çekilse de yine de insan unsurunun en fazla devrede kaldığı alanlardan biri tekstil olmaya devam ediyor. Gençlerin ve kadınların istihdamında en kolay iş fırsatları yine bu alanda sağlanabiliyor.

MODA GENİŞ ALAN

Bir insanın kafasındaki şapkasından veya başörtüsünden ayağındaki ayakkabısına veya terliğine kadar geniş bir alanı dikkate almak gerekir. Hatta küpe, kolye ya da yüzük gibi takılar ya da kıyafetlerine aksesuar olarak yerleştirdiği tamamlayıcı unsurlar adeta bir bütünlük arzediyor. Afrika’da sadece ayakkabı sektörü yıllık 35 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor. Bunların her birinin yerel tezgahlarda üretileni var ama çoğunluğu ithalat ürünleri. Kıtada üretilip ihraç edilen ürünlerin oranı ise yüzde 0,56 gibi çok düşük bir oranda ve 2.6 milyar dolar gibi sembolik bir rakama tekabül ediyor. Oysaki Asya-Pasifik bölgesi ciddi yatırımlarla yüzde 60 gibi aşılması zor bir orana yükseldi. Bunun artırılabilmesinin başka şartları var. Altyapıların asgari seviyede de olsa tamamlanması, rekabet ortamının sağlanması, sanayileşme arzusunun artması, tedarik zincirlerinin kuvvetlendirilmesi, enerji açığının giderilmesi, nakliye ücretlerinin düşürülmesi, gümrük vergilerinin makulleştirilmesi, uluslararası ortaklıkların artırılması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin devreye konulması gibi hayatiyet arz eden konular var.

FASHIONOMICS HEDEFİ

Afrika Kalkınma Bankası’nın 2015 yılında başlattığı Fashionomics Platformu ile hazır giyim sektörü ile ilgili çalışmaların hayatiyet bulması için enerji ihtiyacının giderilmesi, kıta insanlarının yeterli beslenmesine katkı, ülkeleri bu alanda sanayileştirme, farklı sektörler arası entegrasyon sağlama ve de tüm toplumların hayat kalitesini artırma hedeflendi. Bunun için de 2015-2025 yılları arasında 56 milyar dolarlık bütçe ayrılıp belirlenen ekonomik bölgelerde sanayileşmeye ağırlık verilmesi kararlaştırıldı. Bu sayede kıtanın kalkınmasına yüzde 25 gibi büyük bir oranda katkı verilmesi öngörüldü. Eğer gerekli ihtiyaçlar giderilemezse bu sektördeki kaybın yüzde 40 gibi olması bilinen bir gerçek.

İKİNCİ EL PAZARI

Dünyada en fazla ikinci el, yani giyilip belli oranda eskitilmiş kıyafetlerin en çok pazarlandığı ülkeler Afrika’da bulunuyor. Bu da moda endüstrisinin önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Kıtadan götürülen pamuğun işlenip elde edilen kıyafetlerin ömürlerinin geri kalanını asli vatanlarına gelip burada bir müddet daha kullanıldıktan sonra yok olmaları da ayrı bir sıkıntı. Çinliler tarafından üretilen son derece kalitesiz giysilerin birçok başkentte kilometrelerce uzanan tezgahlarda pazarlanması da Afrika ülkelerinin kendi tekstil sanayilerinin önündeki çıkmazlardan biri kalmaya devam ediyor. Yerelde onlarca dolar değerindeki bir kıyafetin muadili diye Çin ürünü bir gömlek, bir-iki dolara kolayca müşteri bulabiliyor. Plastikten elde edilen her türlü malzeme, hatta balıkçı filelerinin artıkları bile çevreye ciddi zarar veriyor. Nijerya’da genç bir girişimci, plastik atıklardan ayakkabı üretirken, Yeşil Burun Adaları’nda kadınların balıkçı filelerinin atıklarından kumaş üretmeleri, gelecek için örnek alınıp uygulanabilecek projeler. Avrupa başkentlerindeki moda evlerinin vitrinlerini seyretmek bile lüks tüketim hayranlarının en büyük hayali. Ama onları tasarlayanların arasında kaç Afrikalı yetenek var düşünülmez. Oralarda yetişip bu moda kültürünü kendi ülkelerine taşıyan çok modacı ve tasarımcı var. Aslında Afrika’da moda denildiğinde bir heves değil, bizzat günlük hayatın kendisi anlaşılır. Kelime olarak da zaten moda, modern gibi kelimeler ne geçmişi ne de geleceği ifade etmez, daha çok yaşanılan zamanı yansıtır. Haliyle Afrikalı tüm modacılar, tasarımcılar, hatta sokak terzileri dahi yetenekleriyle geçmişin değerlerini bugüne taşırlar, geleceğe de adeta ışık tutarak bir geçiş yaparlar.

FAKİRLİKLE MÜCADELEDE ÖNCÜ MODACILAR

Nijerya ve Güney Afrika’da moda sanayi her geçen gün gelişiyor, milyarlarca dolarlık bir alanda yatırım giderek revaç buluyor. Senegal’in meşhur modacıları arasında Adama Ndiaye, kurduğu Adama Paris markası ile her yıl Dakar Moda Haftası düzenliyor. Oumou Sy ismini herhalde her Senegalli ülkelerindeki modanın öncüsü olarak bilir. Tunuslu Azzedine Alaia, Faslı Karim Adduchi ve özellikle Burkina Fasolu Chris Seydou, belki bu alanın ilk öncüsü olarak tanındı. Hatta ona tasarımlarıyla ‘Afrika’nın Yves Saint-Laurent’i dendi. Bu ülkede her 10 kişiden 8’i mutlaka haftada bir gün de olsa geleneksel kıyafet giyer. Hatta geleneksel düğün merasimlerine kot pantolonu veya takım elbise giyerek gidilmesi hoş karşılanmaz. Nijerli Alphadi, 1998 yılında Avrupalı büyük moda evlerinin desteğiyle ülkesinde çölde bir noktada Uluslararası Afrika Moda Festivali (FIMA) düzenleyince büyük ilgi uyandırdı. Bu sene, Fas’ın başkenti Rabat’ta 7-10 Aralık 2022 tarihlerinde düzenlenen bu festivalin 14’üncüsü, ‘Afrika’nın gelişimi için kültürlerin sinerjisi’ konusu ile ilgililerini bu ülkeye çekti. Moda ile fakirliğin yenilebileceğini anlayan tasarımcılar, bunu kendi coğrafyalarında yaşatmaya önem veriyor.

MODA HAFTALARININ EN BİLİNENLERİ

Afrika’nın önde gelen modacıları ve markaları arasında Nijeryalı Orange Culture ve Ahluwalia, Kongolu Hanifa, Güney Afrikalı Thebe Magugu, Kamerunlu Imane Ayissi, Christie Brown, Fildişili Loza Maleombho ve Senegalli Tongoro isimleri öne çıkıyor. 2009-2019 arasında çok sayıda moda haftası Afrika başkentlerinde düzenlendi. Nijerya’da Lagos Fashion Design Week ve Arise Fashion Week, Güney Afrika’da South Africa Fashion Week ve African Fashion International, Gana’da Glitz African Week ve Accra Fashion Week, Dakar Fashion Week, Tanzanya’da Swahili Fashion Week, Etiyopya’da Hub of Africa Addis Fashion Week, Tunus’ta Fashion Week Tunis, Fas’ta Casa Fashion Week, Mısır’da Cairo Fashion Week, Kenya Fashion Week, bunların en bilinenleri arasında yer alıyor.

AFRİKA’DA KALİTE

Ne var ki, Afrika’nın varlıklı kimseleri, kıyafet ihtiyaçlarını, her birine binlerce dolar ödeyerek Avrupa’dan veya ABD’den temin ediyor. Hatta diyasporadaki Afrikalılar da kendi kıtalarının ürünlerine gereken ehemmiyeti vermiyor. Onlar için hâlâ Afrika’da kaliteli bir ürün elde edilemez yanılgısı devam ediyor. Oysaki, kıtanın her ülkesinde birçok moda evi müşterilerini hem kaliteli hem de daha uygun fiyatla memnun ediyor. Hatta ‘Made in Africa’ her geçen gün kendine daha geniş alan açıyor.

TÜRK GİRİŞİMCİLERİN BAŞARISI

Bugün Mısır’da, Cezayir’de, Etiyopya’da on binlerce kişiye istihdam alanı açan Türk müteşebbislerin fabrikaları hem bu ülkelerin insanlarına hem de diğer kıtalara ciddi oranda ihracat yaparak büyük girdi sağlıyor. İnşa edilen fabrikalar üreticiden taşımacıya, toptancıdan perakendeciye kadar milyonlarca insana geçim kaynağı oluşturuyor. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği parçalandığında kuzeyden gelen müşterilerden önce Laleli Pazarı aslında daha çok Libyalı müşteriler için açılmıştı. Libya’daki toptancılar, Türkiye’den temin ettiği ürünleri birçok Afrika ülkesine pazarlıyordu. 40 yıl sonra günümüzde artık Afrikalılar tekstil sektörümüzün en vazgeçilmez müşterileri oldu. Sadece valiz ticareti değil, birçok Afrika ülkesinden tüccar İstanbul’da açtıkları kargo şirketleri aracılığıyla havayolu veya denizyoluyla ürün gönderiyor. Dahası Afrikalılara özel tekstil ürünleri hazırlayan çok sayıda tekstil üreticisi bulunuyor. Kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler, son yıllarda Orta Asya ülkeleri ile Doğu Avrupa ve Ortadoğu’da olduğundan çok daha fazla Afrikalıların ilgilerini çekiyor. Hatta marka bir yana, ürünün İstanbul’dan alınmış olması bile yeterli görülüyor.

Bu yazı 23 Aralık 2022 tarihinde İTOHaber sitesinde yayınlanmıştır.

Share.

Yazar Hakkında

Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi. 1964 yılında Vezirköprü’de doğdu. Merzifon İmam-Hatip Lisesi (1982) ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde (1987) eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye Diyanet Vakfı bursuyla yüksek lisansını (1991) ve doktorasını (1996) Paris’te tamamladı, aynı yıl Üsküdar’da İslam Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) araştırmacı olarak çalışmaya başladı. 2002’de doçentlik unvanı aldı. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü öğretim üyesi ve bölüm başkanı oldu. 2008-2011 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ta Afrika ile ilgili konularda müşavir olarak görev yaptı. 2009 yılında profesörlük unvanı aldı. 2011 yılı Eylül ayında görev değişikliği yaparak İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim dalına geçiş yaptı. 2013 yılı Mart ayında Afrika ülkelerinden Çad Cumhuriyeti’nin başkenti Encemine’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk büyükelçisi olarak göreve başladı ve iki buçuk yıl bu görevini sürdürdükten sonra 2015 yılı Ağustos ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı olarak tayin edildi. Batı Afrika Ülkelerinden Mali Cumhuriyeti’ndeki ilk ve öğretim seviyesindeki özel eğitim kurumları medreseler üzerine hazırladığı doktora çalışması IRCICA tarafından L’enseignement islamique en Afrique francophone: Les médersas de la République du Mali adıyla Fransızca olarak 2003’de İstanbul’da basıldı. Geçmişten Günümüze Afrika (Kitabevi, İstanbul 2005); Osmanlı-Afrika İlişkileri (Kitabevi, İstanbul 2011/1. baskı, 2013/2. baskı, 2015/3. baskı); Les relations turco-tchadiennes: La politique ottomane en Afrique centrale (TİKA, İstanbul 2014) adlı kitaplarının yanı sıra Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi-İSAM tarafından yayımı tamamlanan İslam Ansiklopedisi için önemli kısmı Afrika hakkında 95 madde yazdı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde “Afrika”, “Osmanlı Afrikası”, “Osmanlı-Fransa Münasebetleri” ve “Osmanlı’da Dini Hayat” üzerine araştırmalar yapmakta olup bu konularla ilgili basılmış kitapları, farklı dergilerde bu konular hakkında çok sayıda makalesi, yurt içi ve yurt dışında düzenlenen ilmi toplantılarda takdim ettiği tebliğleri yayımlanmış bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babası olup Arapça, Fransızca ve İngilizce yanında Paris Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Milli Enstitüsü’nde (INALCO/Institut National des Langues et Civilisations Orientales) eğitimini aldığı Bambara ve Volof Afrika yerel dilleri ile ilgili dersleri takip etmiştir. Prof. Dr. Ahmet Kavas, hâlihazırda Afrika Araştırmacıları Derneği’nin (AFAM) kurucu başkanlığı görevini yürütmektedir.

Yoruma Kapalı