Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un, “yeni Cezayir’in anahtarı” olarak tanımladığı Anayasa taslağı 1 Kasım 2020 tarihinde halkın onayına sunuldu. Katılım oranının yüzde 23,7 olduğu seçimlerde, sandığa giden seçmenlerin yüzde 66,8’i Anayasadaki değişikliği destekledi.
66 yıl önce Fransız sömürüsüne karşı başlatılan bağımsızlık mücadelesinin başlangıç tarihi olan 1 Kasım’ın, bu defa Cezayir siyasetinde yeni bir dönemin ilk günü olması umulmaktadır. Bu sebeple seçim kampanyasının sloganı “Kasım 1954: Kurtuluş, Kasım 2020: Değişim” olarak seçildi. Tebbun, bu Anayasa değişikliğiyle birlikte eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’yı görevinden uzaklaştıran ve artan ekonomik problemler nedeniyle bugün halen etkisini sürdüren protesto hareketlerinin son bulmasını ümit etmektedir. Fakat katılım oranındaki düşük seviye, beklentilerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda şüpheler doğurmuştur.
Katılımın düşük olmasını kimileri pandemi ve yine pandemiyle ilişkili olarak zayıf bir kampanya süreciyle ilişkilendirirken kimileri ise Hirak hareketinin boykot çağrılarının başarılı olduğu kanısındadır. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de katılım oranının (%40) düşük olduğunu hatırlarsak eğer, sunulan siyasi değişimlerin halk nezdinde heyecan ve umutla karşılandığını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Anayasa’daki dikkat çeken değişiklikler arasında, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için art arda veya ayrı zamanlarda iki dönemden fazla aday olunmasının engellenmesi, siyasi partilerin kurulmasının kolaylaştırılması, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, Cezayir ordusunun Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Arap Birliği gibi uluslararası kuruluşların barış misyonlarına katılımının önünün açılması, gençlerin ve kadınların siyasi hayata katılımını kolaylaştırılması, yolsuzlukla mücadeleyi daha etkili hale getirmek için kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi yer almaktadır. Yeni Anayasaya yönelik en büyük eleştiriler ise Başbakan’ı görevden alma, yargı konseyine başkanlık etme; yüksek bürokrasi ve yerel yöneticileri atama gibi haklar verilerek yetki alanı genişletilen Cumhurbaşkanlığı otoritesine ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanamaz bir hale gelmesiyle ilgili olmuştur.
Cezayir Siyasi Tarihindeki Anayasa Değişiklikleri
Cezayir Anayasasında, bağımsızlıktan bu yana yaşanan siyasi gelişmelere paralel olarak, kimi zaman bazı maddelerin eklenmesi veya yenilenmesiyle sınırlı kalan kimi zaman ise Cezayir siyasetinde köklü reformlara neden olan birçok değişiklik gerçekleşmiştir. Bu çerçevede 1963, 1976, 1986, 1989, 1996 2002, 2008 ve 2016 yıllarında kurucu veya tali hükümetler Anayasa üzerinde gerçekleştirdikleri değişiklikleri referanduma sunmuşlardır. Tebbun’un 1 Kasım 2020 tarihinde halkın onayına sunduğu değişiklikle birlikte bunlara bir yenisi daha eklenmiştir.
Ulusal Kurtuluş Cephesi (Front de Libération Nationale-FLN) tarafından hazırlanan ve 28 Ağustos 1963 tarihinde meclis tarafından kabul edilen ilk Anayasa taslağı, 8 Eylül tarihinde gerçekleştirilen referandumda %98,14 evet oyu olarak yürürlüğe girmiştir. 1963 Anayasası, hükümet partisine (yani FLN’ye), kesin ve mutlak bir üstünlük tanıyarak tek partili bir siyasi düzen tesis etmiştir. 1964 yılında FLN kongresinde hazırlanan Cezayir Şartı ile birlikte Parti ve devlet, dolayısıyla Anayasa ve FLN hedef ve politikaları birleştirilmiştir. Bu sebeple 1963 Anayasası; Ben Bella hükümeti, FLN ve ALN’nin otoritesini tüm halka kabul ettiren bir belge olmuştur.
1965 yılında bir darbe ile Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Huari Bumedyen, 1963 Anayasasını askıya alarak, siyasi düzeni kendisinin başkanı olduğu Devrim Konseyi ile sağlamıştır. Yeni anayasa ancak 11 yıl sonra yürürlüğe girebilmiştir. 19 Kasım 1976’da gerçekleştirilen referandumla kabul edilen yeni Anayasa’ya müteakiben, tek adayın Bumedyen olduğu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmıştır. 1963 Anayasasında olduğu gibi, FLN’nin siyasi yapıdaki egemence tavrını tekrar doğrulanmıştır. Ulusal Halk Meclisi (APN/Assemblée Populaire Nationale) dahil olmak üzere yeni hükümet kurumlarının kurulduğu bu yeni dönemde, sosyalizme ve devrimci geleneğe olan bağlılık Anayasa’da yeniden vurgulamıştır.
1978 yılında Bumedyen’in ölümünün ardından Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Şadli Bencedid 1986 yılında Anayasa’nın muhafazakar doğasını bozmayacak şekilde bazı değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Fakat yine de Bencedid’in izlediği liberal politikaların bir yansıması olarak yeni Anayasada sosyalist vurgunun daha az olduğunu söylemek mümkündür. Bencedid döneminde hazırlanan ve daha köklü bir reformun bir parçası olan 1989 Anayasası ise Cezayir siyasi tarihinde bir kırılmaya işaret etmektedir. 1988 yılında siyasi ve toplumsal reform talebiyle ayaklanan halkın baskı ve şiddet yoluyla kontrol edilememesi üzerine hazırlanan yeni anayasa taslağı Şubat 1989’da halkın onayı ile kabul edilmiştir. 1963 Anayasasından bu yana FLN’nin devlet partisi olduğu siyasi düzen son bularak çok partili hayata geçilmiştir. Yeni belgede FLN’den neredeyse hiç bahsedilmezken, orduya yüklenen “devrimin koruyucusu” misyonu da anayasadan kaldırılarak görev alanı ulusal savunma ile sınırlandırılmıştır. Yeni anayasa 1976’dakinine göre daha köklü bir sistem değişikliği vaat etse de, Cumhurbaşkanın yetki alanında sınırlandırılma yapılmaması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıf yapısına dair bir iyileştirmenin henüz gündemde olmadığını göstermiştir. Çok partili siyasi düzenle birlikte ön plana çıkan İslami Selamet Cephesi’nin (Islamic Salvation Front-FIS) 1990 yerel seçimlerindeki ve 1991 genel seçimlerinin ilk turundaki başarısının ardından gelen siyasi ve askeri müdahale, yeni anayasayla birlikte ülkede esen özgürlük rüzgârlarını tersine çevirmiştir. 4 Ocak 1992’de yayımlanan kararname ile anayasanın askıya alınmasıyla uzun yıllar sürecek olan askeri düzen yeniden başlamıştır.
1995 yılında muhaliflerin boykot çağrısı altında gerçekleştirilen çok partili genel seçimler sonucunda Devlet Yüksek Konseyi başkanı Liamine Zerval Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu seçimle birlikte, 4 yıl aradan sonra yeniden Anayasal düzen kurma çabalarına şahit oluyoruz. Zerval öncülüğünde hazırlanan yeni Anayasa taslağı 26 Kasım 1996 tarihinde gerçekleştirilen referandumla birlikte yürürlüğe girmiştir. 1996 Anayasasında üç ana değişiklik göze çarpmaktadır. Bunlar, Cumhurbaşkanı yetkilerinin önemli ölçüde genişletilmesi, iki meclisli bir yasama sisteminin kurulması ve -çok partili sistemin kabul edilmesine rağmen- İslami partilerin yasaklanmasıdır.
1999 yılında Cumhurbaşkanı seçilen Buteflika, 20 yıllık görevi süresince 3 kere Anayasa değişikliği gerçekleştirmiştir. 2002 yılındaki ilk düzenlemede, Arapça’nın ulusal ve resmi dil olduğuna dair Anayasa’nın üçüncü maddesine, Tamazight (Berberi) dilinin de ulusal bir dil olduğu ibaresini eklemiştir. Buteflika dönemindeki bir diğer düzenleme 15 Kasım 2008 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Daha kapsamlı olan 2008 Anayasasındaki değişiklikler arasında en dikkat çekici olanı ve en çok eleştirileni, “Cumhurbaşkanı yalnızca bir kez yeniden seçilebilir” ibaresinin kaldırılarak yeniden seçilme hususunda herhangi bir sınırlama getirilmemiş olmasıdır. 2016 yılındaki düzenleme ise, Arap Baharından sonra temel hakları koruma ve demokrasiyi güçlendirme sözü veren Buteflika’nın siyasi manevralarından biri olarak görülmüştür. Ekonomik verimliliği ve şeffaflığı artırmaya yönelik birçok madde içeren yeni anayasa, protestocuların temel motivasyonu olan konulara doğrudan yanıt vermeyi hedeflemiştir. Bu yanıtlar arasında, kadın ve erkekler için istihdam eşitliği; genç neslin ülkenin kalkınmasında dinamik bir güç olarak tanınması; barışçıl bir şekilde gösteri yapma özgürlüğü; basın özgürlüğü; Cumhurbaşkanlığı için iki dönem sınırı; ve tüm seçimleri şeffaf ve tarafsız bir şekilde izlemek için bağımsız bir seçim komisyonunun kurulması yer almaktadır. Fakat bu değişikler yetmemiş olmalı ki Buteflika 2019 yılında görevinden ayrılmak, Tebbun ise 2020 yılında yeni bir düzenleme yapmak zorunda kalmıştır.