Afrika havacılığında tekeli THY kırdı

0

Dünya nüfusunun yüzde 17’sinin yaşadığı Afrika ülkelerinde uçakla seyahat edenlerin oranı sadece yüzde 3 oldu. Fakat bu düşük orana rağmen yıllık yüzde 5 gibi dünya ortalamasının üzerindeki büyüme, Afrika havacılık sektöründe büyük bir rekabete sahne oluyor.
 
Eski sömürgeci ülkelerin havayolları şirketleri, astronomik fiyatlarla pazardaki konumunu korumaya çalışırken THY ile tekel kırıldı. Bu yıl açılışı planlanan 4 yeni hatla 64 noktayı İstanbul’a bağlayan THY sayesinde Afrika uçuşları daha ekonomik oldu.
 
Afrika ve havacılık, bu iki kelime yan yana getirildiğinde nasıl bir etki yapabilir denilse acaba kaç kişi cevap verebilir. Birçok kimse eğer önceden bu alanda edindiği tecrübeleri ve bilgisi yoksa elbette ki bir fikir beyan etmeyecektir. Oysaki 21. yüzyılın ekonomik anlamda en ciddi rekabetlerin belli bir kıvama gelmiş dünya genelindekinden ziyade bu kıtada yaşanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
 
Başlangıçta sınırlı sayıda ülkenin yararlandığı bu ulaşım imkânı, yavaş da olsa henüz sömürgeciliğin tüm ağırlığını hissettirdiği 1960’lara doğru Amerika, Asya ve Afrika’nın farklı bölgelerine de yayıldı. Her ne kadar yerliler için bu tür lüks yolculuklar hayalin de ötesinde kalsa da belki öyle bir zaman gelecek ki yeryüzünde uçakla seyahat etmek çok sıradanlaşacaktı.
 
Afrika coğrafyasının en uç noktalarını bağlayan doğu-batı ve kuzey-güney hatları arasında kuş uçuşu mesafe yaklaşık 8 bin km. Buraları en kısa zamanda aşmayı sağlayan vasıtalar ise uçaklardı. Önce sömürge idarecileri ve oralarda ticaret yapanların, farklı şirketler kurup işleten firmaların sahipleri için zaman çok değerliydi. Böylece ilk havayolu taşımacılığı bu ayrıcalıklı sınıflar için bir anlam ifade ediyordu. Gelinen noktada dünya nüfusunun yüzde 17’lik bir kısmının yaşadığı Afrika ülkelerinin tüm yolcu kapasitesi, 2020 yılında sadece yüzde 3 oldu. Fakat bu düşük orana rağmen Afrika, yüzyılın havacılık alanındaki en hararetli coğrafyasına dönüşmüş durumda.
 
BÜYÜMEDEKİ CAZİBE
 
2019 yılında Afrika, kıta içi ve kıtalararası uçuşlarda 111 milyon yolcu sayısını yerel havayolu şirketleri ve bu alanın uluslararası en güçlü taşıyıcıları ile sağladı. Yıllık yüzde 5 gibi dünya ortalamasının üstünde bir artış neredeyse havacılık sektöründe iddialı her yatırımcının iştahını kabartıyor. Bir tarafta sömürgecilik döneminden itibaren bu sahanın gerçek sahibi bulundukları iddiasındaki Fransa, İngiltere, Belçika ve Almanya menşeli Avrupalı firmalar kendi konumlarını korumak için rekabeti sıfırlama gayretinden vazgeçmediler. Ama uluslararası pazarın ateşi o kadar yükseliyordu ki 1990’lı yıllarda tüm Avrupa’dan yolcu toplayıp Afrika ülkelerine ring seferleri yapan Belçika’nın Sabena Havayolu gibi birçoğu iflas edebiliyordu. Bunun üzerine Fransa’nın Air France’ı ile Hollanda’nın KLM’i, birlikte hareket etmeye karar verdiler.
 
ORTAK ŞİRKET HAYALİ
 
Birazcık kafalarını kaldırıp ‘biz de etkin hale geleceğiz’ deme cesaretindeki yerel havayolu şirketleri bu güçlü ağlar karşısında en fazla ortalama dört yıl dayanıp iflaslarını ilan ediyorlardı. Senegal Airlines gibi 2011’de büyük umutlarla kurulup 2016’da kapanma kararı alan milli şirketler oldu. Ya da Air Cote d’Ivoire, hatta Kenya Airways gibi ayakta kalma mücadelesini kazananlar da var ancak hisselerinin yüzde 20’sini Air France/KLM ile paylaşarak ayakta kalabildiler. Bir de ‘Afrika’nın en güçlüsü’ unvanını yıllardır koruyan Ethiopian Airlines, Togo şirketi ASKY’ın yüzde 40 hissesini alarak varlığını sürdüren başarı hikayaleri var. 2013 yılında ilk uçağını havalandırmak için başlangıçta 30 milyon dolarlık bir yatırımla sahaya adım atan Orta Afrika Bölgesi ülkelerinin ortak şirketi Air CEMAC da Air France’ın şemsiyesi altında hazırlıklarını yaptı. Maalesef üye ülkelerin tüm müspet yaklaşımları sonuçsuz kaldı. Bunda hissedarı olsa da Fransız Hava Yollarının bölgeden çekilmesi kuvvetle muhtemel idi. Ortaya konulan sermaye bu süreçteki giderlerle tükendi ve uçması beklenen ilk uçak hiç hareket edemedi.
 
THY TEK SEÇENEK
 
Havayolu denildiğinde genelde aklımıza ilk gelen, gideceğimiz istikamette hangi uluslararası şirketin seferlerinin olduğunu bulur ve aldığımız biletlerle seyahate çıkarız. Çok fazla da bir düşünce ile kendimizi meşgul etmeyiz. Fakat tercihimiz bir Afrika ülkesi ise o zaman durumu derinlemesine düşünmek gerekiyor. Somali’ye yaklaşık 10 senedir aralıksız tarifeli seferler düzenleyen Türk Hava Yolları (THY) ile uçmak bir zorunluluk. Bu ülkeyi sadece Türkiye’ye değil tüm dünya başkentlerine bağlayan tek yolcu taşıyan firma.

Oysa çok değil bundan 30, hatta 20 sene önce onlarca Afrika ülkesine seyahat etmek bazen bir günü aşan zahmetli bir yolculukla biterdi.
 
BİR BAŞARI HİKAYESİ
 
Havayollarının Afrika’daki konumunu yerel ve uluslararası şirketler diye ikiye ayırmak gerekiyor. Gerçi artık Ethiopian Airlines, Egyptair, South African Airways, Air Senegal, Royal Air Maroc ve Air Algerie gibi kıta yerlisi olanlar da kıtalar arası uçuşlar yapıyorlar. Ama Afrika ülkeleri arasında ve de yurt dışı seferlerindeki payları yüzde 20 seviyesinde. THY’nin toplam uçak adedi Afrika’daki ilk 5 büyük firmadan fazla olunca burada rekabet imkânı azalıyor. Air France/KLM, Brussels Airlines, British Airways ve THY, Emirates ve Qatar Airways başta olmak üzere bu uluslararası firmalar ise yüzde 80 gibi büyük bir oranda yolcu payına sahipler. Özellikle bu rekabete sonradan giren THY, 2016’da Afrika için belirlediği 54 ülke içinde 100 ayrı havalimanına 10 yıl içinde uçma hedefini gerçekleştirmek için gayret ediyor. En son Ekvator Ginesi’nin başkenti Malabo seferleri ile 40 ülkede 60 havaalanı ile İstanbul arasında bağlantı kurdu. 2021’de açmayı planladığı 4 yeni hatla bunu 64’e çıkaracak.
 
REKABET BİLETLERİ UCUZLATTI
 
Bazı ülkelere tarifeli seferlerin birkaç firma ile sınırlı olması, uçakların kullandığı yakıtın fiyatının Avrupa ve diğer kıtalardakinden yüksek ücretle satılması, yer hizmetlerinin maliyetinin fazlalığı, uçakların bakımlarının masraflarının diğer coğrafyalarla mukayese edilemeyecek kadar yüksek bulunması ve belki de biletlerden alınan yüksek vergiler gibi sebeplere ivedilikle çözüm bulunması gerekiyor. THY’nin Afrika semalarında en geniş ağa sahip olarak uçması ile gelişen rekabet ortamı bilet fiyatlarını daha makul seviyelere çekilebildi. Çad’ın başkenti Encemine’ye THY’nin 2013 yılı Aralık ayında başlayan seferleri ile Royal Air Maroc ve Egyptair şirketlerini de oraya çekti. Bu da buradaki tekeli ciddi anlamda kırdı. İster istemez buranın en büyük yararlanıcısı olan Air France yeni gelen tarifeli sefer düzenleyen firmalar yüzünden aşırı yüksek fiyatlarını indirmek zorunda kaldı.
 
AFRİKA ‘HUB’ NOKTALARI
 
Afrika’da 54 ülke var ve bunların çok azının coğrafi konumu gereği havacılıkta “hub” denen beynelmilel uçuşların ana değişim havalimanı olması mümkün. Bunlardan Senegal’in, Batı Afrika’dan Kuzey ve Güney Amerika’ya geçiş yapacak uçaklar için başkent Dakar’ın vazgeçilemez bir merkeze dönüşebileceği öngörüsü tuttu. Başlangıçta 3 milyon kapasite ile çalışması hedeflerini neredeyse iki yıl dolmak üzere iken yakalayacaktı. Çünkü 2017 yılı Aralık ayında hizmete aldığı yeni havalimanı Blaisse Diagne, 2019 yılı Aralık ayında 2.5 milyon yolcu sınırını aştı. Eğer Covid-19 yaşanmasaydı yolcu sayısı belirlenen hedefini de çok aşacaktı.
 
YENİ TREND HAVA KARGO
 
Afrika havacılığında 2019 yılındaki 111 milyonluk yolcu sayısının 2023, en geç 2024 yılında tekrar yakalamak en kısa vadedeki hedef olarak gösteriliyor. Yolcu taşımacılığı kadar kargo uçakları ile özellikle yakın ülkelerden ziyade kıtalar arasında yük nakli de artık giderek cazip hale geldi. Kovid-19 ile mücadelede bir an evvel elde edilmesi gereken ürünlerin kısa sürelerde taşınması daha önce sınırlı kapasitesi bulunan bu alanda bambaşka bir pazar açtı. Yolcu sayılarının aşırı düştüğü 2020 yılının ilk altı ayında bu sektör bir can simidi gibi havacılığın imdadına yetişti. Artık THY gibi Royal Air Maroc gibi kıtada iddialı şirketler de gelecek vaat eden havayolu nakliyesine ağırlık veriyor.

Bu yazı 20 Ağustos 2021 Cuma tarihinde İTOHaber sitesinde yayınlanmıştır.

Share.

Yazar Hakkında

Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi. 1964 yılında Vezirköprü’de doğdu. Merzifon İmam-Hatip Lisesi (1982) ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde (1987) eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye Diyanet Vakfı bursuyla yüksek lisansını (1991) ve doktorasını (1996) Paris’te tamamladı, aynı yıl Üsküdar’da İslam Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) araştırmacı olarak çalışmaya başladı. 2002’de doçentlik unvanı aldı. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü öğretim üyesi ve bölüm başkanı oldu. 2008-2011 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ta Afrika ile ilgili konularda müşavir olarak görev yaptı. 2009 yılında profesörlük unvanı aldı. 2011 yılı Eylül ayında görev değişikliği yaparak İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim dalına geçiş yaptı. 2013 yılı Mart ayında Afrika ülkelerinden Çad Cumhuriyeti’nin başkenti Encemine’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk büyükelçisi olarak göreve başladı ve iki buçuk yıl bu görevini sürdürdükten sonra 2015 yılı Ağustos ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı olarak tayin edildi. Batı Afrika Ülkelerinden Mali Cumhuriyeti’ndeki ilk ve öğretim seviyesindeki özel eğitim kurumları medreseler üzerine hazırladığı doktora çalışması IRCICA tarafından L’enseignement islamique en Afrique francophone: Les médersas de la République du Mali adıyla Fransızca olarak 2003’de İstanbul’da basıldı. Geçmişten Günümüze Afrika (Kitabevi, İstanbul 2005); Osmanlı-Afrika İlişkileri (Kitabevi, İstanbul 2011/1. baskı, 2013/2. baskı, 2015/3. baskı); Les relations turco-tchadiennes: La politique ottomane en Afrique centrale (TİKA, İstanbul 2014) adlı kitaplarının yanı sıra Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi-İSAM tarafından yayımı tamamlanan İslam Ansiklopedisi için önemli kısmı Afrika hakkında 95 madde yazdı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde “Afrika”, “Osmanlı Afrikası”, “Osmanlı-Fransa Münasebetleri” ve “Osmanlı’da Dini Hayat” üzerine araştırmalar yapmakta olup bu konularla ilgili basılmış kitapları, farklı dergilerde bu konular hakkında çok sayıda makalesi, yurt içi ve yurt dışında düzenlenen ilmi toplantılarda takdim ettiği tebliğleri yayımlanmış bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babası olup Arapça, Fransızca ve İngilizce yanında Paris Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Milli Enstitüsü’nde (INALCO/Institut National des Langues et Civilisations Orientales) eğitimini aldığı Bambara ve Volof Afrika yerel dilleri ile ilgili dersleri takip etmiştir. Prof. Dr. Ahmet Kavas, hâlihazırda Afrika Araştırmacıları Derneği’nin (AFAM) kurucu başkanlığı görevini yürütmektedir.

Yoruma Kapalı