Giriş
1 Ekim 1960 tarihinde İngiltere’den bağımsızlığına kavuşan Afrika’nın en kalabalık ülkesi Nijerya, aynı zamanda 200’den fazla etnik gruba sahip olarak karmaşık bir nüfus yapısı içinde kuzeyde Müslüman Fulâni-Hevsâlar; güneybatıda Hristiyan-Müslüman Yorubalar ve güneydoğudaki Hristiyan Igbolar başta olmak üzere bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren bir kimlik ve ulusal bütünlük sağlamada zorluklar yaşamıştır.
Nijerya’nın ilk askeri darbesi İgbo etnik grubuna bağlı askerler tarafından gerçekleştirilmiştir. Kısa bir süre İgbo askeri rejim yönetimine karşı, bu kez Hevsâlar askeri darbe gerçekleştirdiler. Sonraki yıllarda, ülkenin üçüncü büyük etnik grubu olan İgbolar, ayrılıkçı bir hareket başlatarak “Biafra” isminde Nijerya’dan ayrı bağımsız bir devlet olmayı istemeleri sonucunda 1967-1970 yılları arasında süren bir iç savaşa sebebiyet verdiler. Sömürgecilikten sonra bağımsızlığını kazanan modern Afrika’nın ilk iç savaşı ve milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlanan bir savaş olarak tarihe geçti.
1960 yılında kazanılan bağımsızlıktan sonra ülke belirli aralıklarla askeri darbelere sahne oldu. 1999 yılında gerçekleştirilen genel seçimler sonrası sivil yönetime geçiş sağlandı. Eski bir General olan Olusegun Obasanjo 1999 ve 2003 seçimlerinde zafer elde etmiş, 2007 yılında ki seçimde Umaru Musa Yar’adua’nın zaferi ile sonuçlanmış, daha sonraki yıllarda vefat eden Yar’adua’nın yerine yardımcısı Goodluck Jonathan başkanlığa geçmiştir.
Diğer üç büyük etnik gruplara göre küçük bir etnik grup olan Ijaw mensubu, Güney bölgesinden bir Hristiyan olan Goodluck Jonathan 16 Nisan 2011 tarihinde düzenlenen seçimlerde, Fulâni etnik grubuna mensup Kuzeyli bir Müslüman olan Emekli General ve askeri rejim döneminde 1983-1985 yıllarında devlet başkanlığı yapmış Muhammed Buhari’ye karşı oyların % 58’ni alarak 4 yıllığına devlet başkanı olmuştur.
2015 yılında Boko Haram terör örgütüyle devam eden mücadele sürecinden dolayı, altı hafta ertelenen ve gecikmeli olarak yapılan seçimlerin galibi APC’den Muhammed Buhari olmuştur. Güney ve Güney Doğu bölgeleri dışında, APC ülke çapında yaygın bir destek gördü. 2015 seçimleri, Nijerya’nın 1999’da sivil yönetime geçişinden bu yana siyasi yolculuğunda bir dönüm olarak, ilk kez bir muhalefet partisi (APC) büyük bir zafer elde ederek 16 yıllık PDP egemenliğini devirdi.
1983-85’te daha önce bir askeri hükümete başkanlık eden eski General Muhammed Buhari’nin liderliğindeki APC, seçmenlere verilen iddialı bir taahhüt listesiyle göreve başladı. Bunlar yolsuzlukla mücadele, güvensizlikle mücadele, kamu hizmetlerini iyileştirme ve sosyal refah programları oluşturma üzerine odaklıydı. Ancak, Buhari’nin yeni hükümeti ile ilgili halkın hayal kırıklığına uğraması çok uzun sürmedi. Yeni cumhurbaşkanının kabinesini seçmesi birkaç ay sürdü ve birçok önemli hükümet görevini yerine getiremedi. Ekonomi, büyük ölçüde düşük dünya petrol fiyatları, azalan petrol üretimi ve hükümetin yavaş politika tepkisi ve liberal ekonomik politikaların bir sonucu olarak durgunluğa girdi. Nijerya Merkez Bankası, Naira devalüasyondan kaçınmak için döviz kontrolleri uyguladı ve korumacı ticaret politikalarının tüketicileri etkilediği için gıda fiyatları yükseldi.
2019 Seçimleri
1960 yılında bağımsızlığına kavuşmasının ardından iç istikrarı sağlayamayan Nijerya’da 1999 yılında askeri rejimin sona ermesiyle başlayan demokrasi süreci, 16 Şubat 2019 tarihinde yapılacak seçimde Nijeryalılar, Afrika’nın en büyük ekonomisini ve en kalabalık ülkesini gelecek dönemde kimin yöneteceğine karar vermek için sandık başına gidecek. Ayrıca, Mart ayında birçok eyalet valisini ve eyalet meclis üyelerini seçecekler. Bağımsız Ulusal Seçim Komisyonu (INEC), yaklaşan 2019 genel seçimlerinde oy kullanmak için toplam 84.231.832 Nijeryalının kayıtlı olduğunu açıkladı. 2015 genel seçimlerinde kaydedilen 69.720.350 seçmen sayısı, 27 Nisan 2017 ile 31 Ağustos 2018 tarihleri arasında 16 ay süren sürekli seçmen kayıtlarında 14.551.482 yeni seçmen kaydetti. Bağımsız Ulusal Seçim Komisyonu’na (INEC) göre yetmiş dokuz aday var ve bu adaylar önümüzdeki dört yıl boyunca ülkeyi yönetme şansı için yarışacaklar.
Önceki seçimlerde bir adayın cumhurbaşkanlığını kazanmasının en kolay yolu, ülkenin üç ana etnik bloğunun (kuzeydeki Hevsâ, güneybatısındaki Yoruba ve güneydoğudaki İgbo) oylarını almaktan geçiyordu. Geçmiş seçimlerde bu Nijerya’nın siyasi seçkinleri arasında resmi olmayan bir güç paylaşımına yol açtı. 2019 seçimleri daha karmaşık bir hesap içerisinde, çünkü en popüler iki aday hem Buhari hem de Abubakar Nijerya’nın kuzey bölgesi Müslümanlarından. Yoruba etnik grubu, Buhari’yi 2015 yılında iktidara getirme konusunda önemli bir rol oynadı ve güneybatıdan olan yardımcısı Yemi Osinbajo ile desteklerini korumayı umuyor. Abubakar, Igboluların desteğini almak için yardımcısı olarak Peter Obi’yi seçti ve bölgesel otoritelere daha fazla güç vermeyi taahhüt ederek petrol üreten güneydeki azınlıklardan gelecek desteği önemsemeye başladı.
2015’ten farklı olarak, 2019 seçimlerinde kuzey-güney bölünmesi ve etnik gerilimden yoksun olunması nedeniyle seçimin en popüler iki adayının, aynı etnik gruba ve dine -Fulâni/Müslüman- ait olması etnik ve din faktörünün daha az etki oluşturacağı ve seçimi kaybeden tarafın başka bir tarafı suçlama gibi etkenlerin azalması şiddet ve dağılma riskini azaltıyor. 2015 seçimlerinde yaşanan olaylar göz önüne alındığında, 2019 seçimlerinde bu yönüyle şiddet içermeyen bir yarış bekleniyor. Özgür ve adil bir seçimdeki herhangi bir kaybedenin telaşsız bir şekilde yenilgiyi kabul etmesi beklenirken, seçimlerdeki en popüler iki adayın Müslüman olması, dini ve etnik unsurların ön planda olmadığı bir seçim olarak düşünüldüğünde, seçim sonrası ciddi bir şiddet yaşanmayacağı konusunda güvence veriyor. Malumdur ki kimlik, etnik köken, din ve bölgeselcilik gibi ülke çapında toplumlar arası gerilimlere neden olmasından dolayı, vatandaşların temel taleplere itiraz etmesini zorlaştırmaktadır.
Şubat 2019 seçimleri öncesi, Boko Haram isyanı, Nijerya’nın orta kuşak bölgesinde çiftçiler ve çobanlar arası toprak kaynaklı çatışmalar, ülkenin güneyinde bulunan Nijer Delta militanlarının petrol altyapısına karşı saldırı tehditleri ve Biafra ayrılıkçı hareketinin yeniden canlanması gibi ciddi sorunlar içerisinde seçime gidecek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, iktidardaki Tüm İlericiler Kongresi (APC) adayı Başkan Muhammed Buhari (76 yaşında) ile Halkın Demokrat Partisi (PDP)’nin adayı Atiku Abubakar (71 yaşında) arasında çekişme olacağını biliyoruz. Buhari ve Atiku, başkanlık yarışına hâkim olmakla birlikte, yarışma için ön plana çıkan bir takım tanınmış adaylar da var. Bunlar arasında Nijerya Merkez Bankası ve eski vali yardımcısı Profesör Kingsley Moghalu (YPP) ve medya kuruluşu olan Sahara Reporters’ın sahibi Omoyele Sowore gibi isimlerde bu yarışta yer alıyorlar. Boko Haram’ın kaçırdığı kızlar için (Kızlarımızı Geri Getirin) #BringBackOurGirls# hareketinin kurucusu Oby Ezekwesili, (ACPN’den) aday oldu fakat sonraki aylarda adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Omoyole Sowore, Nijerya’nın seçkinleri arasına giren bir medya platformu olan Sahara Reporter’ın sahibi, şimdiye kadar Nijerya’nın anemik güç kaynağını iyileştirme, güvensizliği ele alma ve hapsedilmiş Şii din adamı İbrahim Zakzaki’nin serbest bırakılması konusunda kampanya yürüttü. Moghalu, Nijerya’nın “İnşa Et, İnovasyon ve Büyümeye Devam” vizyonuyla yetkin bir teknokrat olarak kampanya yürütüyor.
Seçmenlerin oy kullanma olasılıklarının nasıl değerlendirdiklerine baktığımızda, 2019 genel seçimlerinde birçok etken ortaya çıkıyor. Bu faktörler, adayların finansal desteğinden kişisel geçmişine (eğitim, din, etnik, geçmişi) kadar birçok faktörden oluşmaktadır.
Muhalefet partilerinin iki popüler adayın hâkimiyetini şu an için kırmak için ulusal düzeyde gerekli mekanizmaları geliştirdikleri görünmüyor. Seçimlerde kimin kazanma olasılığı var soruna yanıt bulmak, güvenilir görüş anketlerinin olmayışı ve analistlerin karmaşık görüşlere sahip olması, kimin seçimi muhtemelen kazanacağı sorusunu yanıtsız bırakıyor. İki popüler adayın seçimi kazanma şansının birbirine yakın olması zorlu ve rekabet içerisinde geçmesi öngörülen seçimin birinci turda netice bulmaması durumunda her iki adayın taraftarları için kriz sürecine kapı aralayacağa benziyor. Seçimin ikinci tura kalması durumunda, Nijerya anayasası, ülkedeki ulusal seçimleri organize etmenin girift yapısı göz önüne alındığında, ikinci oylama turunun ilk yedi gün içerisinde yapılmasını gerektiriyor.
Nijerya’da bilinen bir kalıp olan seçim dönemlerinde bir partiden başka bir partiye geçişler ülkede yeniden büyük siyasi düzenlemelere sahne oluyor. Tıpkı 2015 seçimlerinde APC’de bulunan Abubakar Atiku’nun 2019 seçimlerinde PDP’ye geçerek Buhari’ye karşı aday olması gibi.
38 muhalefet partisinin ve Reformlu Bütün İlerleme Kongresi’nin (R-APC) 2019 seçimlerine tek bir platformda katılmak için Mutabakat Muhtırası imzasıyla bir araya geldiler. Fakat bu 38 muhalefet partisinin bir araya gelmesi R-APC ile birleşme değil, gelecek seçimlerde Buhari’ye karşı mücadele etmek için bir ittifak olarak ortaya çıktı. Ancak bu ittifakın 2015 yılında APC koalisyonu kadar önemli olup olmayacağı henüz belli değil. Partiler arasında Halkın Demokrat Partisi (PDP), Sosyal Demokrat Parti (SDP), İşçi Partisi (LP), İlerici Halklar İttifakı ve Afrika Demokratik Kongresi (ADC) bulunuyor. Cumhurbaşkanı Buhari’yi yenmek için “Birleşik Siyasi Partilerin Koalisyonu (CUPP)” adı altında birlikte çalışmaya karar verdiler.
ABD merkezli bir analiz şirketi Teneo Intelligence, muhalefetteki Halkın Demokrat Partisi’nin (PDP) birleşmesi durumunda Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari’nin 2019 seçimlerini kaybedebileceğini öngördü. PDP’nin birleşik kalması ve oyların makul derecede özgür ve adil olması şartıyla, Buhari ve APC’nin genel seçimleri kaybetme ihtimalinin yüksek olduğu birçok kişi tarafından dile getirilmektedir.
Şubat ayında yapılacak seçimler Nijerya’nın ekonomik geleceği ve istikrar umutları üzerinde muazzam bir etki oluşturacak. Hükümetin terörle mücadelede, yolsuzluğa dayanmada, toplumsal çatışmaları çözmede ve ülkenin önemli sosyo-ekonomik zorluklarını ele almada ne derece ilerleme sağladığını belirleyecektir. 2019 seçimleri aynı zamanda Nijerya’nın demokratik kalkınmasında da önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. 2011 ve 2015 seçimleri kadar güvenilir mi olacak veya 2003 ve 2007’de olduğu gibi derin bir şekilde kusurlu mu olacak? Öncelikli sorunlar arasında Nijeryalı seçmenlerin pek çok endişesi var, ancak birçokları 2015 seçimlerinde hakim olan endişelerle aynı özellikleri taşıyor. Her ne kadar sivil siyasette karşı askeri darbe riski beklentisi azalmış görünsede, en azından Nijerya’nın demokratik yörüngesinin kesintisiz bir şekilde devam edeceği anlaşılıyor.
En Güçlü İki Aday Buhari ve Atiku’nun Güç Noktaları ve Hâkim Bölgeleri
Birden fazla ihtilafın mücadelesine ek olarak, Cumhurbaşkanı Buhari tarafından açıklanmayan sağlık sorunu, APC’de parti içi çatışmasına ve muhalefetin eleştirilerine neden oldu. Sağlığı ve yönetim tarzı yönündeki spekülasyonlara rağmen Buhari, ülkenin bazı bölgelerinde ve partisinin takipçileri arasında çok popüler olmaya devam ediyor ve 2019’da üst üste ikinci bir dönem için aday olduğunu açıkladı. Buhari seçimi kazansa dahi sağlık sorunları nedeniyle daha çok eleştiriye maruz kalması muhtemeldir.
APC’nin geçmişteki yenilgi riskini veya 2015 yılındaki zaferini tekrar edip etmeyeceğini belirleyen birkaç önemli faktör var. Birincisi, partinin Buhari’nin adaylığının ardında birleşik kalması veya mevcut hizipsel bölünmelerin genişlediğini görmesidir. Parti içi tartışmalar APC’nin kaleleri olan Kano ve Katsina’da konumunu zayıflattı. Son gelişmeler, parti içindeki gerilimlerin ve bölünmelerin artmaya devam ettiğini gösteriyor. Özellikle, Temmuz 2018’in başlarında, bir grup önde gelen APC üyesi Reformlu APC’nin (R-APC) kurulmasını ilan etmek için bir basın toplantısı düzenledi. Buhari’nin eski bir müttefiki olan Alhaji Buba Galadima liderliğindeki parti çekirdeğindeki bu ayrılma fraksiyonu ile birlikte, daha sonra APC’den PDP’ye birçok federal yasama görevlisi aynı ay içinde geçiş yaptı.
PDP’nin adayı olan Atiku Abubakar, partisinin yıllarca süren yolsuzluğun etkisiyle lekelenen imajını çözmeye odaklanmak yerine, APC’nin başarısızlıklarını eleştirmeyi tercih ediyor. Buna rağmen, Temmuz 2018’de APC’den PDP’ye katılan çok sayıda senatör ve federal temsilci sonrasında önemli bir kitle kazandı. Nijerya’da 1999-2007 yılları arasında başkan yardımcılığı yapmış olan Atiku Abubakar, cumhurbaşkanlığı için kampanya yürütme konusunda birçok deneyime sahip. Başkanlık seçimini kazanmak için dördüncü girişimi olacak olan Atiku Abubakar 71 yaşında olmasına rağmen, kampanyasının ilk aşamasında aktif olarak Nijerya’nın gençliğini hedef alıyor. 2015 seçim yenilgisinden hala kurtulmamasına rağmen, PDP Nijerya’nın en büyük ve en zorlu muhalefet partisi olmaya devam ediyor.
Başkan Buhari, Kuzey Nijerya’daki köylüler tarafından çok seviliyor ve halk tarafından, İngilizce’de Humble man anlamına gelen “alçakgönüllü” ve Hevsâ’da “güvenilir” anlamına gelen Mai Gaskiya olarak anılıyor. Bir kaynağa göre, Buhari ne kadar çok eleştirilirse, kuzeyde o kadar çok insan onu seviyor. Kuzeybatı, Nijerya’nın en kalabalık bölgesi ve bilhassa Buhari’nin güçlü olduğu bölge ki 2011 ve 2015 yıllarında yedi eyaletin hepsinde kazandı. Kano eyaletinde 5.462.898 kayıtlı seçmen bulunmakta ve Lagos’tan sonra ülkenin en büyük ikinci oylama bloğuna sahip. Mevcut Vali Abdullahi Umar Ganduje, Buhari’yi destekleyeceğine dair söz verdi. Eski Kano valisi Rabiu Kwankwaso ve eyalette geniş bir nüfusa sahip olan önde gelen isimlerin kimi destekleyeceği Kano’da güç için büyük önem taşımaktadır. Temmuz 2018’de, Buhari’nin kampanya koordinatörü Amaechi, APC’nin adayı “hasta yatağı” üzerinde yarışsa bile Kano eyaletini süpüreceğini söylemişti. Katsina eyaletinden olan Buhari’nin bu eyalette de çok güçlü olduğu biliniyor.
Buhari, Boko Haram saldırılarını bastırması yanında Adamava, Bornu ve Yobe eyaletlerinde hayatı normale dönüştürmek için verdiği çaba nedeniyle itibar kazandığı Kuzey Doğu’da da çok seviliyor. Aynı zamanda Kuzey Doğu’dan en iyi teğmenlerden birçoğunu işe alan Buhari, buradaki himaye politikasından da önemli ölçüde yararlandı. Kuzeydoğu Nijerya’daki Adamava, Müslüman çoğunluğu ve büyük ölçüde Hristiyan azınlıkları arasında bölünmüş yaklaşık 70 etnik grubuyla ülkenin en kozmopolit eyaletlerinden biridir. 2015’ten bu yana APC yönetimi altında ve Buhari’nin karısı olan Aisha’nın doğum yeri olan Adamava eyaleti APC-PDP güç mücadelesinde stratejik bir bölgedir. Atiku, Adamava bölgesinden ve bu etken Kuzeydoğu bölgesinde onu güçlü kılmakta ve bölgede bazı önemli müttefiklerin bulunması Atiku’nun bir adım önde olduğunu gösteriyor. Gombe’de, Vali İbrahim Hassan Dankwambo’nun etkisiyle önemli ölçüde Atiku’ya oy kazandıracak. Taraba’da, eski bakan Aisha Alhassan’ın yakın zamanda APC’den ayrılması, Atiku lehine de etkisini gösterecek. Taraba’da devam eden güvensizlik sıkıntılarının yanında Alhassan’ın kapsamlı etkisi, PDP’nin bu eyaleti kazanmaya yardımcı olacağı anlamına geliyor. Ancak Atiku’nun, 2015 yılında Buhari için ezici bir şekilde oy verilen bu bölgede daha kapsamlı bir çalışma içine girmesini zorunlu kılmaktadır.
Kuzey Merkez bölgesi geleneksel olarak Nijerya’nın hareketli bölgelerindendir. 2011 seçimlerinde Buhari sadece Nijer eyaletinde kazandı, 2015 seçimlerinde ise dört eyalette (Kwara, Kogi, Benue ve Nijer) birden kazanarak büyük başarı elde etti. 2019 seçimlerinde bu bölge Buhari için, 2015 seçimlerinden daha zor geçeceğe benzemektedir. Pek çok insan, hükümetin özellikle Plato ve Benue eyaletlerini harap eden çoban-çiftçi çatışmalarına karşı verdiği tepkiden memnun değil. Bu arada, çeşitli eyaletlerdeki siyasi düzenlemeler Buhari için işleri zorlaştırabilir. Özellikle PDP için göze çarpan isimler Bukola Saraki, Senato Başkanı ve eski Kwara valisi ve Benue valisi Samuel Ortom. Önemli isimlerin partiler arası değişime gitmesi bölgeyi daha rekabetçi hale getirebilir.
Güney Batı bölgesinde 2015’te PDP, buradaki altı eyaletten sadece birini kazandı ama yine de oyların % 40.12’sini almayı başardı. APC’nin bu bölgede 2015 seçimlerinden daha fazla oy alması bekleniyor. Buhari, APC’nin Güney Batı’daki altı valinin, önde gelen eski Lagos valisi Bola Tinubu’nun ve Ogun doğumlu başkan yardımcısı Yemi Osinbajo’nun etkisi ile büyük bir güç ile desteklenmektedir. Seçmenlerin çoğu, son birkaç yıl içinde yönetimin performansını cansız olarak görüyor. Lagos’taki büyük Kurtarıcı Hıristiyan Kilisesi, Buhari’ye desteği pekiştirecek olan Osinbajo’yu destekleyebilir. Şayet bu gerçekleşirse süreç teo-politik bir bağlamdan beslenmiş olacağa benziyor.
APC ve Buhari, Güneydoğu’da zayıf bir desteğe sahip ve Biafra Ayrılıkçı Hareketi’nin tekrardan gündem olması, bölgede Buhari’nin gücünü azaltmış durumda. Güneydoğu’daki birçok kişi bölgenin marjinalleştirildiğine ve Biafra’nın Yerli Halkları’nın (IPOB) son birkaç yıldır bağımsızlık için süreci ajite ederek güç devşirmeye çalıştığını düşünüyor. Hükümet, ayrılıkçı gösterilere yaptığı tutuklamalarla ağır cevap verdi. Bütün bunlar, PDP’nin burada bir kez daha çok iyi sonuç alacağı anlamına geliyor. Atiku’nun eski bir Anambra valisi olan Peter Obi ile seçim çalışmaları yapması PDP’nin bu bölgede daha etkin destek alacağını gösteriyor. Anambra’da seçimlerde şiddet olaylarına karşı uzak durması belki de dini kurumların etkisinin bir sonucudur. Özellikle Anglikan ve Katolik başpiskopasları bölgede son derece etkili ve 2019 seçimlerinde hangi adaya oy verilmesinin belirlenmesinde önemli rol oynayacaktır.
PDP’nin dezavantajı Güney Doğu’nun ülke genelinde toplamın sadece % 12.04’ünü oluşturan en az kayıtlı seçmene sahip bölge olmasıdır. Bu bölgede oylamaya katılımın düşük olması bekleniyor. 2015 seçimlerinde katılım bu bölgede sadece % 39’du ve 2019 seçimlerinde, hükümet bağımsızlık konusunda referandum yapmayı kabul edinceye kadar IPOB destekçilerine tüm seçimleri boykot etme çağrısında bulunuyor.
Güney bölgesi PDP’yi büyük ölçüde 2011 ve 2015 yıllarında olduğu gibi destekleyecektir. Bölge ve özellikle kalabalık Rivers eyaleti –muhtemelen- Atiku için bir oy bankası olacak. Bu çabalarda, güçlü bir PDP destekçisi olan Rivers eyalet valisi Nyesom Wike yardımcı olacak. Bu nedenlerden dolayı Buhari, Güney bölgesinde Atiku’ya ciddi bir meydan okuma getiremeyecek.
Nijerya’da Bir Değişim Olacak mı?
Nijerya seçimlerinde kazanma ihtimali sadece iki aday üzerinde yoğunlaşıyor. APC adayı başkan Buhari ve PDP adayı Atiku Abubakar, ikisi de Nijerya’yı on yıllardır yöneten aynı seçkin egemen sistemin devamını sürdürüyor. Mevcut elitist yapılar, Nijerya’nın eski sömürge yöneticileri tarafından belirlenen ve bugüne kadar gelen yapılardır. Siyaset Bilimci Claude Ake’nin 1981’de belirtiği gibi, Nijerya devleti “her yere müdahale etmek ve neredeyse her şeye sahip olmak” için kuruldu. Bu gerçek kaçınılmaz olarak, politikacılar arasında “devlet iktidarının kontrolünü kazanmak için çaresiz bir mücadeleye” yol açıyor, çünkü Ake’nin özetlediği gibi, devletin kontrolü “her şeyde güçlü olmak ve her şeye sahip olmak” anlamına geliyor.
Nijerya’nın politik seçkinleri şu anda 4 geniş kategoriden oluşmaktadır:
1) Nijerya’nın kurucu etnik kökenli kraliyet aileleri
2) Devlet iktidarını ve ekonomik endüstrilerini sömürge hükümetinden ve onların soyundan devralmış olan erken bağımsızlık “milliyetçileri”
3) Bir zamanlar ülkeyi yöneten askeri generaller
4) Diğer üç grupla aynı hizada olan önde gelen iş adamları ve politikacılar.
Bütün bu gruplar, Nijerya’nın siyasi sisteminin işlevsizliğine bağlı olarak gelişmekte ve devlet iktidarına yakınlıkları ile ekonomik gücü güvence altına almaktadır.
2007, 2010 ve 2015 yıllarında cumhurbaşkanlığının el değiştirmesine rağmen, son yirmi yılda gerileyen politikalar, otokrasi, yolsuzluk ve devlet organlarının seçkin çıkarlara bağlılığı konusunda bir artış görüldü. Hükümetin geçişleri, yalnızca üstte belirtilen seçkin gruptaki değişimler olmuştur.
Yaklaşan seçimlerde, Başkan Buhari ve ana rakibi Atiku farklı seçkin gruplarla destekleniyor. 2015 seçimlerinde Atiku, Buhari için seçim kampanyasını finanse etti, bu seçimlerde ise Atiku, Buhari’nin seçimlerdeki en güçlü rakibi. Bu süreç bir meydan okumamı yoksa dolaylı bir ikinci adam süreci (yani Buhari kaybederse Atiku olsun sonucuna hazırlık) mı birlikte göreceğiz.
İki ana parti, iktidardaki APC ve muhalefetteki PDP, net bir ideolojik farklılığa sahip değil. Nijerya’nın yüzlerce etnik grubu arasındaki seçkinler, himaye ve karmaşık rekabetlerle ulusal petrol gelirlerinin kontrolü için yapılan rekabet, seçimlerde ideolojiden çok daha büyük bir rol oynadı ve bu seçimlerde de aynı rolün ön plana çıkacağı var olan adaylardan anlaşılmaktadır. Güçlü adayların seçim öncesi bir çok elitten destek alması karşılığında vadettiği sözler, seçimden sonra bir bakıma bu kişilere karşı zorunlu teslimiyete bağlı olarak “Nijerya’daki zenginliğe en kestirmeden giden yol olarak görülen devlet gücünü, daha da rant arayan bir yönetim tarzına dönüşme riskini ortaya çıkaracaktır. İkinci dönem için görev yapan görevliler, devlet yapılarına hükmedebilecekleri, güçlü himaye ağlarından yararlanabilecekleri ve kampanyalarını desteklemek için devlet fonlarını kullanabildikleri için rakiplerine göre önemli avantajlara sahipler. 2019 seçimleri geçmişte yapılan bazı seçimlerle benzerlik taşıyacağı; APC siyasetçileri devlet kasaları mekanizmaları üzerindeki kontrollerini ve güvenlik görevlileri üzerindeki etkilerini muhalefete ve taraftarlarına karşı kullanabilme ihtimalleri Nijerya’nın iki ana partisi arasındaki güçlü benzerlikleri yansıtıyor. Bu tür taktikler, PDP’nin 16 yıl boyunca iktidara gelmek için kullandığı tarz-ı siyaseti hatırlatıyor (1999-2015). Her iki tarafta, ideolojileri, politikaları ve davranışları bakımından neredeyse ayırt edilemez niteliktedir, her iki tarafta bir hedefi paylaşan patronik destekli seçkin ağ koalisyonları olarak görev yapar, siyasi güç elde etmek ve onunla birlikte gelecek finansal kazanımları elde etmek esastır.
Öyle olsa bile, Nijerya’nın siyasi manzarasında nesiller boyu bir kayma yaşandığına dair işaretler var. Genç kuşak Nijeryalılar arasındaki siyasi tartışmalar giderek politikacıların performansına, hükümet politikalarına ve vatandaşların kendi beklenti ve isteklerine odaklanmaktadır. İçi boş vaatler ve kendi kendine hizmet eden politikacıların yerini alabilecek yeni bir seçmen kuşağı -bir araya gelmesi ve politik normları değiştirmesi yıllar alabilir- şekillenmeye başlıyor.
Nijerya’nın eski askeri liderleri, sivil idarenin ortaya çıkmasından yaklaşık yirmi yıl sonra politika üzerinde güçlü bir etkiye sahip. Buhari, 1983-1985 yılları arasında devlet başkanlığı yapan emekli bir general, 1999-2007 arasında başkanlık yapan Olusegun Obasanjo ve 1985-1993 yılları arasında hüküm süren İbrahim Babangida gibi isimler siyasi etkilerini kullanmaya devam ediyorlar
Seçimlere az bir süre kala, Nijeryalıların çoğu gergin ve endişeli bir bekleyiş içerisinde, çünkü iki lider başkan adayının hiçbiri gerçek bir umut vadetmiyor.
Sorunlar
Öncelikli sorunlar arasında Nijeryalı seçmenlerin pek çok endişesi var, ancak birçokları 2015 seçimlerinde hâkim olan endişelerle aynı özellikleri taşıyor.
Şiddet Riski olan Eyaletler
Bu seçimler önemlidir çünkü devlet valileri ülkenin genel istikrarı, ekonomik ve sosyal refahı üzerinde topluca federal düzey yetkililerden daha fazla etki gösterirler. Her biri bir nüfusu, bir ekonomik profili ve bazı küçük veya orta ölçekli ülkelerle eşit bir bütçesi olan eyaletlerdir. Rivers, Akwa, Ibom, Kaduna, Kano, Plateau ve Adamava eyaletleri, 2019 seçimlerinde şiddet riskinin yaşanabileceği altı eyalet olarak ön plana çıkmaktadır. Her eyaletin dinamikleri değişken olmakla birlikte şiddeti tetikleyecek birçok etkeni bünyesinde barındırmaktadır. Bunlar, APC ve PDP arasındaki yoğun mücadele, eski ve görevdeki eyalet valileri arasındaki yerel rekabet, etnik çatışmalar, çobanlar ve çiftçiler arasındaki gerilim, polislerin güvenliği sağlamada taraflı davranması gibi sorunlar şiddeti tetikleyebilir.
2 Haziran 2006’dan Mayıs 2014’e kadar geçen sekiz yıl boyunca ülkede yaklaşık 915 şiddet vakası yaşandı ve araştırma sonuçlarına göre 3.934 kişi öldü.
Yolsuzluk
Başkan Muhammed Buhari, Goodluck Jonathan’ın yönetimi ile ilgili göze çarpan yolsuzlukta, halkın öfkesine cevap vermede, başkan adayı olan Buhari’ye 2015 yılında zafer kazanmasına yardımcı oldu. Buhari, Nijeryalılara yüksek ekonomik büyüme, güvenliği arttırma ve yolsuzluğu sonlandırma söz verdiği vaatlerin en önemlileriydi. Buhari hükümeti, bu zamana kadar zarara uğratılan/çalınan devlet varlıklarında 1 trilyon Naira (2.75 milyar dolar) kurtardığını iddia etti ve sızıntıları azaltmak için hazineyi tek hesaba (TSA) indirgeme ve tek elden kontrol uygulanmasında dev adımlar attı. Yolsuzluk noktasında iki eski valinin soruşturulması ve yargılanmasını denetledi. Ancak çoğu kimse, Başkan Buhari’nin yolsuzlukla ilgili savaşını hayal kırıklığı olarak görüyor. Görev süresi boyunca, Nijerya’nın yolsuzlukla mücadele ajansları, eski hükümet görevlilerini titizlikle soruştururken, aynı zamanda iktidar partisine yakın kimseleri incelemekten korudu. Muhalifler, yönetimin/sistemin yalnızca cumhurbaşkanının düşmanlarını hedef alan ve müttefiklerine yönelik iddiaları görmezden geldiği için, endemik yolsuzlukla mücadele edemediğini söylüyor. PDP’nin önceki on altı yıl boyunca devleti yağmalamak ve yolsuzlukla anılması iktidarda bulunan APC için net bir avantaj sağlamaktadır. Bu arada, 1999’dan 2007’ye kadar eski başkan yardımcısı olan Atiku, ülkenin en zengin politikacılarından biridir ve birkaç dolandırıcılık iddiasıyla karşı karşıya kalmıştır. Bazı çevrelerde Atiku’nun adı üst düzey yolsuzluk ile eşanlamlıdır. Eski başkan yardımcısı Atiku Abubakar yolsuzluk davasından kaynaklı olarak 12 yıl boyunca vize yasağı uygulayan ABD’ye ziyaret gerçekleştirdi ve Şubat seçimleri öncesinde, siyasi kampanyaları için ABD Başkanı Trump adına lobi çalışmaları yürüten, Florida merkezli lobi kuruluşu ile yıllık 1,1 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. Bu durum asla bir rastlantı olamazdı.
Bu yüzden PDP büyük bir imaj problemiyle karşı karşıya ve on altı yıllık iktidarı büyük yolsuzlukla ilişkilendiriliyor. 16 yıl kararmış sicilinin ardından güç kaybeden bir parti, dört yıl sonra muazzam bir dönüşüm olmadan nasıl güç kazanabilir? PDP bugün eski PDP’yle aynı olması ve yolsuzluk algısı PDP’nin ayağına takılmış bir pranga gibi rahat hareket etmesine engel oluyor. Partinin cumhurbaşkanlığı adayı Atiku’nun haklı ya da yanlış bir şekilde uluslararası alanda bile bir yolsuzluk algısı bulunmakta ve APC, fırsatçı bir şekilde PDP’ye yönelik yurtiçi ve yurtdışında yolsuzluk kartını oynayacak.
Ekonomi ve Seçim Vaatleri
Seçmenlerin en büyük talepleri iş ve ekonomik fırsatların eksikliği, düşen yaşam standartları ve yüksek enflasyon ile ilgilidir. Afrika’nın en büyük petrol üreticisinin günlük elektrik kesintileri ve yakıt sıkıntısı yaşaması hem ekonomi hem de vatandaşlar için büyük sıkıntılar oluşturmaktadır. İşsizlik oranı, üçüncü çeyrekte en az 2010’dan bu yana en yüksek olan % 23,1’e yükseldi ve Dünya Bankası, 200 milyon nüfusun neredeyse yarısının günde 1.90 dolar veya daha altında imkânlarla yaşadığını tahmin ediyor. Buhari, buna rağmen asgari ücreti artırmaya söz verdi. Yatırımcılar, durgunluğu arttırdığı ve sermaye kontrollerini uygulayarak yatırımı caydırdığı Buhari’yi suçluyorlar. Buhari’nin popülaritesi, 2016’da düşen petrol fiyatlarının çeyrek yüzyılda Nijerya’nın ilk ekonomik daralmasını tetikledikten sonra azalmaya başladı. Buhari dört yıllık görev süresi boyunca petrole bağımlı ekonomiyi canlandırmak ve çeşitlendirmek; yaygın yolsuzluğu gidermek için vaatlerini yerine getirme konusunda yetersiz kaldı. Buhari, yeni ulaşım ve elektrik projeleri harcamalarını desteklemeye söz verdi. Planları, tüm eyalet başkentleri arasında demiryolu bağlantıları inşa etmek ve Çin tarafından finanse edilen 5 milyar dolarlık bir hidro güç projesini tamamlamaktı. Buhari anayasal otoriteye dayanarak, büyük devlet borçlarını affetti ve daha sonra küresel fiyatları düşürmek için korumacı politikalar ve borçlanma dalgası başlattı. İç borç servisinin maliyeti, 2017 yılının başından 2018’in ilk demlerine kadar % 37 artarken, enflasyon % 11’in üzerindedir.
Ekonomi Buhari döneminde durgunluk yaşadı ve ortalama Nijeryalı hala fakir bir şekilde yaşıyor. Buhari ve hükümeti, 222 kampanya vaadinden sadece 7’sini yerine getirmiş ve Buharimeter projesinin analizine göre, 96’dan fazla ilerleme olmamıştır. Başkan Buhari’nin eleştirmenleri, işsizlikle mücadele etmek, ülkenin anemik güç kaynağını artırmak için çok az şey yaptığını iddia ediyor. Geçmişte söz verilen fakat hayata geçirilmeyen vaatler bu seçimlerde Buhari’nin kampanya vaatlerinin kaç tanesini yerine getireceği sorusunu da beraberinde getirecektir. Gerçek şu ki, 2019 seçimleri Buhari’nin performansı için referandum olacak ve Nijeryalılar için şu önemli soruyu soracak ve karar verecek: “Siz dört yıl önceki durumunuzdan daha mı iyisiniz?” Ancak Nijeryalıların bu soruya “hayır” cevabı vermesi, Atiku’yu seçecekleri anlamına gelmiyor. PDP Buhari’nin başarısızlıklarını eleştirerek kazanamaz. Dolayısıyla kendisini güvenilir bir alternatif olarak sunacak seçenekler oluşturmak zorunda.
Şimdi 16 Şubat’taki seçime ikinci kez girecek olan Buhari, onlarca rakiple mücadele ediyor. Buhari’nin en güçlü rakibi, ekonomiyi canlandırmak ve devlete ait varlıkları satmak için söz veren zengin bir işadamı ve eski başkan yardımcısı 72 yaşındaki Atiku Abubakar. Petrol hizmetlerinden en küçük ticari kalemlere kadar iş ilgisi bulunan Abubakar, ekonomiyi canlandırmak için özel sektördeki tecrübesini kullanacağını söylüyor. Yatırımları teşvik etmek, devlete ait tüm petrol rafinerilerini ve devlet petrol şirketindeki hisseleri satmak, bir altyapı borç fonu oluşturmak ve döviz piyasasını serbest bırakmak için teşvikleri artırmayı destekleyeceğini ısrarla vurguluyor.
Buhari’nin asıl zorlandığı konulardan biri, 2016’da durgunluğa giren mücadele ekonomisi olmuştur. O zamandan beri iyileşmeye doğru gitse de, ancak büyüme yavaş kalmaktadır. Bu bağlamda Atiku, ekonomiyi canlandırmaya ve deneyimlerini ısrarla gündeme taşıyor. Atiku Nijerya’da ticari çıkarları var olan birçok kişiye doğrudan ve dolaylı iş sağladığını iddia ediyor. APC, Atiku’nun bu süreçlerde sahtekârlık ve yolsuzlukla zenginleştiğini iddia ederek yanıt verebilir.
Buhari, özellikle ülkenin finansmanında “sızıntıları” azaltan tek hazine hesabının başlatılmasından bu yana yolsuzluğu azalttığını iddia ediyor. Ancak ekonominin durumu ve genç işsizliğinin artması, mevcut hükümetin imajını olumsuz yönde etkilemeyi sürdürüyor. Atiku’nun seçim kampanyasında bu malzemeden faydalanacağı görülüyor.
Güvenlik
Şubat ve Mart 2019’da Nijeryalılar ülkenin bir sonraki başkanını, yasama organlarını ve eyalet valilerini seçmek için sandık başına gidecekler. Ülkedeki seçimler tarihsel olarak gergin ve şiddete maruz bir ortama sahip. Kampanya devam ederken, yaklaşmakta olan sürecin yeni şiddet biçimleri görebileceği endişesi var. Birçok etken, Nijeryalıların yaklaşmakta olan genel seçimler konusunda endişeli olduklarını gösteriyor. Endemik yolsuzluk, kuzeydoğudaki Boko Haram militanlarıyla çatışmanın, petrol zengini Nijer deltasındaki şiddetin ve otlatma hakları konusundaki gerginliğin artmasıyla ortaya çıkan güvensizlik başka bir endişe kaynağı.
Boko Haram’ın isyanı genel bir düşüş gösterse de insani kriz korkutucu olmaya devam ediyor ve kuzeydoğuda 7,7 milyon insan insani yardıma muhtaç, en az 2.4 milyon insan yerinden edildi ve iki eyalette -Bornu ve Yobe- yakın zamanda kolera salgınlarının başlaması ile birlikte bütün bu sorunlar Kuzey toplumlarını toplumsal felakete sürükledi.
Academy Halogen tarafından yapılan bir ankete katılanların <% 76’sı 2019 seçimlerini yüksek riskli olarak değerlendirdi ve % 80’inden fazlası seçimlerin şiddet içerikli olacağına inanıyor. Bu seçimleri Nijerya’nın demokratik sağlamlığının bir testi olarak gören gözlemciler için varolan tablo ciddi bir endişe oluşturuyor.
Şubat 2019 seçimleri öncesi, Boko Haram isyanı, Şii dini azınlığın protestoları, haydut dalgası, Nijerya’nın orta kuşak bölgesinde çiftçiler ve çobanlar arası toprak kaynaklı çatışmalar, ülkenin güneyinde bulunan Nijer Delta Militanlarının petrol altyapısına karşı saldırı tehditleri, yüksek silahlanma seviyesi ve Biafra gibi ayrılıkçı hareketlerin yeniden canlanması vb. ciddi sorunlar içerisinde seçime gidiyor.
Geçmiş dönemlerdeki olaylar Nijerya’da seçim dönemlerini, şiddet söylemleri ile eş anlamlı hale getirdi. Nijerya’da 2019 genel seçimleri öncesi yönetim ve ticari faaliyetler neredeyse durma noktasına geldi. Değişken siyasi iklim, parti içi çekişmeler, kırılgan ekonomi, güvenlik, jeo-politik risk, istikrarsızlık üzerinde kelebek etkisi oluşturuyor. Nijerya seçimleri sırasında siyasi şiddeti doğurabilecek dinamikler arasında şunlar yer almaktadır: seçmen şiddeti, etno-dini fay hatları, iç taraflar arası tartışma, yasadışı silahların yayılması ve haydutların, teröristlerin/militan grupların, ileri gelen şeflerin para karşılığında oy alma eğilimi, devlet güvenlik kurumlarının tarafgirliği gibi unsurların varlığı seçime gölge düşürebilir.
PDP ve APC siyasi partilerin başkanlık adaylarının şansı neredeyse aynı seviyede bulunmakta ve insanlar görevdeki hükümete oy vermek isteyecekken, diğerleri direnmeye çalışabilir. Bu rakip eylemler, siyasi sınıfın çaresizliğinden kaynaklanan riskleri harekete geçirebilir. Nijerya’nın seçim şiddeti tarihi, birçokları için maalesef kabul edilen bir yaşam gerçeğidir ve birçok sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, etnik gruplar, dini bölünmeler, yolsuzluk ve zayıf devlet yönetişimi gibi yapısal zayıflıklar, sonuçları kabul etmek istemeyen adayların tahammülsüzlüğü, devlet gücünün haksız olarak kötüye kullanımı, görevlileri ve gençleri şiddete doğru harekete geçirebilme kolaylığı, şiddetin kaçınılmaz olduğu durumlardır.
“Çok fazla yanlış bilgi” konusu da büyük bir endişe kaynağıdır. Medyanın, şiddet içermeyen seçimlerinin sağlanmasında önemli bir rol oynadığı kabul görmektedir. Seçim öncesi, sırası ve sonrasında sahte haberlerin artması seçmenleri etkileyecek ve bütün bunlar krize yol açabilir.
Başkan Buhari, Boko Haram ile mücadelede önemli ilerleme kaydetti. İsyancılar daha önce Kuzey Doğu’nun oldukça büyük bir bölümünü kontrol ediyorlardı, ancak şimdi zayıf bir kuvvet olarak bulunmaktadır. Ancak Atiku’nun, Boko Haram saldırılılarını seçimde koz olarak kullanacağını söylemlerinden anlayabiliyoruz. Boko Haram tehdidi bir dereceye kadar azalmış olsa da, güvensizlik ülkenin geri kalanının çoğunu etkiliyor. Ülkede yükselen çobanlar-çiftçilerin çatışması, Biafra ayrılıkçı sorunu, silahlı haydutların kişileri kaçırması ile karşı karşıya. Buhari’nin bu tehditlerin çoğuna cevap vermekte yavaş olduğu görülüyor ve sadece kendi etnik grubunu etkileyen meseleleri umursamakla suçlanıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Barış Enstitüsü (USIP) kısa bir süre önce “Nijerya’nın 2019 seçimleri: değişim, süreklilik ve barış riskleri” başlıklı özel bir rapor yayınladı. Komisyon, 8 eyaletteki 200 Nijeryalı ile röportaj yaparak 2019 seçimlerinde neyin ciddi bir şiddeti tetikleyeceğini düşündüklerini sordu. Katılımcıların çoğu, çiftçi-çoban çatışması, Boko Haram ve kuzeydeki Müslüman-Hristiyan ihtilafını seçimler sırasında olası şiddet kaynakları olarak tanımladı.
Buhari, 2015 yılında, kısmen de olsa Müslüman kuzey ve Hristiyan güneyinin çarpıştığı Orta Kuşakta oy kazandığı için görevdeki bir cumhurbaşkanını yenen ilk aday oldu. Ülkedeki çobanların % 98’inin Müslüman Fulânilerden oluşması ve Nijerya Devlet Başkanı Buhari’nin Fulâni asıllı olması, her iki toplumda da yaşanan ölümcül saldırılarda Buhari’nin yumuşak güç uyguladığı eleştirileri, 2015 yılında birçoğu Buhari’ye oy veren Orta Kuşak, 2019 seçimlerinde Buhari için riskli bölge durumundadır.
Gençlik, Sosyal Medya ve STK’lar
Nijerya genç bir ülke ve Nijerya gençleri Nijerya’nın yönünü seçme gücüne sahiptir. Fakat, asgari ücretin ayda 100 ABD dolarından az olduğu ve seçimlerde aday olabilmenin maliyetli olmasından dolayı, gençlerin seçimlerde aday olabilmesini imkansız hale getirmektedir. İktidar partisi adayları aday gösterebilmek için 125.000 dolar (97.000 £) talep ediyor, muhalefet kanadındaki Halkın Demokrat Partisi de adaylık formları için 33.000 $ (26.000 £) borç aldı. Bu, asgari ücretin ayda 100 ABD dolarından az olduğu bir ülkede inanılmaz bir rakamdır.
Birleşmiş Milletler’e göre, genç nüfusun artmasıyla birlikte Nijerya’nın ortanca yaşı 18 ve pek çok genç Nijerya’nın yaşlanan liderlerini ilgisiz görüyor. 75 yaşındaki Buhari, 1999’da sivil hükümete geçişten bu yana Nijerya’yı yöneten en yaşlı liderdir.
Ülke genelinde politikacılar ve yetkililer, kamu fonlarını kişisel ve parti menfaatine kullanarak, gençliği harekete geçirmek, etkili bireylere oy veren seçmenlere dağıtmak için kullanma ihtimalinden dolayı 2019 seçimleri diğer ulusal seçimlerin modelini çok yakından takip edecek.
2011 ve 2015 seçimlerinde de görüldüğü gibi, sosyal medya bilgi yaymada ve yeni trendler oluşturmada önemli bir rol oynuyor. #BringBackOurGirls gibi hashtag’ler insanları hükümetin güvenlik meseleleri konusundaki başarısızlıklarına karşı protesto etmek için harekete geçirirken, sosyal medya politikacılar tarafından büyük ölçüde uygun bir propaganda aracı ve rakiplerini itibarsızlaştırmak için bir kanal olarak benimsendi. Aynı şekilde, şu anda APC ve PDP ile halk arasında hayal kırıklığından yararlanmaya istekli olan bazı siyasi gruplar ortaya çıkıyor. Bu hareketlerin ortak noktası, Nijerya’nın mevcut siyasi lider tanımından “kurtarılması” gerektiği ve mevcut sistemin sürdürülebilir olmadığı duygusudur. Ayrıca, siyasi liderlere, seçmenleri hesaba katmaya teşvik ederek vatandaşların sahip olduğu güç konusunda farkındalık oluşturuyorlar ve siyasilerin yaptıkları yanlışlardan sonra hesap verilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Bu hareketlere yönelik mevcut coşkunun seçimlerden sonra devam etmesi halinde 2023 seçimleri için daha genç ve daha kabul görecek bir siyasi sınıf hareketi ortaya çıkabilir.
Nijerya’da siyasetin nasıl uygulandığı hakkında meşru sorular soruluyor. Sivil toplum kuruluşları ve gençlik önderliğindeki baskı grupları hükümeti sorgulamak ve hesaba katmak için birçok platform kullanıyor ve harekete geçiriyorlar. Eski siyasi liderler, yalnızca iktidardaki partinin eleştirilerine seslerini eklemekle kalmıyor, aynı zamanda en büyük iki partiye alternatif sunmak için yeni hareketler oluşturuyor ve destekliyorlar. Sivil liderlik örgütleri, Nijerya’nın genellikle toplumun çoğunu dışlayan, kayıtsız ve haksızlığa uğrayan politik kültürünün nasıl reform yapılacağı konusundaki tartışmayı da şekillendiriyor.
Özellikle gençler arasında sosyal medyanın artan kullanımı, hem menfi yönde, hem de müspet yönde kullanılabilirliği bulunmaktadır. Sosyal medya Nijerya’daki bilgilere ulaşmada son dönemlerde aktif rol oynadı. Yanlış bilgilerin sosyal medya üzerinde yayılması seçim sürecinde şiddete kapıyı aralama riskleri barındırmaktadır.
INEC (Bağımsız Ulusal Seçim Komisyonu)
2015 seçimlerinde INEC’in, olumlu bir değişim gösteren güvenilir seçimler düzenlediği için geniş çapta övgüyle karşılandı. 2019 seçimlerinde, INEC’in seçim yönetimi seçim şiddeti riskleriyle doğru orantılı. Seçim şiddeti vakalarının çoğu insanların memnuniyetsizliği ile bağlantılıdır.
Seçim öncesi ve sonrasındaki güvenlik koşulları, INEC’in güvenilir ve iyi yürütülmüş seçim yapma beceresini büyük ölçüde etkileyecektir. Ülke genelinde var olacak bir dizi güvenlik krizi, seçim öncesi lojistiği ve oylama sürecinde bir takım politikacılar ve destekçileri tarafından kötüye kullanılabilir. Seçim güvenliği, sandık güvenliği ve seçmen listelerinin belirlenmesi gibi konularda yaşanan sıkıntılar yapılacak seçimlerin meşruiyetine gölge düşürebilir. Daha geniş bir şekilde, Nijerya’daki seçim demokrasisinin güçlendirilmesi için, bağımsız, güvenilir ve yetkili kurumlardan daha fazla çalışması gerekecektir. 2015 yılında elde edilen performans düzeyindeki herhangi bir gerilemenin şiddete yol açabileceğinden korkuluyor, çünkü başarısızlıkların yetersizlikten değil, bilerek seçmenlerin iradesini engellemek için yapılan kasıtlı girişimler olarak ortaya çıkmasından kaynaklanıyor. Nijeryalı seçmenlerin artık siyasi olarak daha bilinçli olduğu ve Şubat ayında yapılacak seçimlerle ilgili INEC için beklentilerin yüksek olduğu yönünde bir beklenti içindedir. İki ana başkan adayının Kuzey’den olmasına rağmen, yanlış bir yönetim ciddi bir şiddeti tetikleyebilir. Bunun ışığında, Bağımsız Ulusal Seçim Komisyonu (INEC) Nijerya’daki seçimlerin bütünlüğünü sağlamalı ve iyileştirmelidir. Yanlış bilgilendirme ve seçim bütünlüğü endişelerini gidermek için, INEC’in bağımsız olarak bilgi vermesi seçim şiddetine engel olabilir. Güvenlik kurumları arasında koordinasyonu iyileştirmek için hem polis hem de diğer güvenlik kurumları güvenlik endişelerini gidermek için devlet düzeyinde mekanizmaları daha etkili bir şekilde kullanmalıdır.
Başkan Buhari tarafından INEC başkanlığına atanan Zakari, muhalefet tarafından eleştiriye neden oldu. Seçimlere yakın yapılan bu değişiklik, muhalefet tarafından Zakari’nin Buhari ile kan bağı olduğu ve seçimlerin şeffaflık ve adalet içinde yapılmasını engelleyeceği için atamanın geri çekilmesini istediler.
Uluslararası Gözlem
Nijerya’nın uluslararası ortakları, 2019 seçimlerine dört yıl önce olduğundan daha az ilgi gösteriyor. 2015 genel seçimleri, birçok ülkenin gözetiminde yapıldı. ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Birleşmiş Milletler’in, güvenilir ve barışçıl bir başkanlık seçimi için baştan sona yoğun bir şekilde ağırlık verdiği bir seçim olarak gerçekleşti. Bu ülkelerin seçimi ciddiyetle takip etmesinin nedenleri arasında seçim sonrası şiddetin engellenmesi ve Nijerya’nın dağılması riski tahminlerine dayanıyordu. Nijeryalıların demokratik sürece çok önemli katılımı gibi, uluslararası katılım da Nijerya’nın seçimlerinin başarısı için kritik öneme sahip olacak.
ABD’nin 2015’te aktif olduğu seçimlerde şimdiye kadar 2019 seçimleri için aktif olarak görünen bir girişimi olmadığı ancak, işler ters gidiyor gibi göründüğünde ABD’nin seçimlere müdahil olup olamayacağı ise belirsizliğini koruyor. Aslında, birçok ABD kuruluşu ve Nijerya kamuoyu yapılacak seçimlerle ilgili heyecan ve beklentiyle doluyken, uluslararası topluluk seçimler için geçmiş seçime göre daha az ilgi gösteriyor. Özellikle Washington, İngiltere ve AB’nin 2019 seçimleri ile neden daha az ilgilendiği anlaşılır bir durumdur. Bunun nedeni, 2015’te seçim sonrası şiddet ve olası bir dağılma korkusunun bu seçimlerde öngörülüyor olmamasından kaynaklanıyor. Geçen seçimde bu korkular o kadar keskin ve aşikârdı ki dış dünya hiçbir şeyi şansa bırakmayarak seçimlerden çok önce bir araya gelmek zorunda kalıyor ve ilgi gösteriyordu. Ancak bu tür risk imgeleri 2019 seçimleri için çok düşük seviyede kalmış durumda.
Nijerya Ulusal Seçim Komisyonu’na göre, 2019 genel seçimlerini izleyecek toplamda 144 gözlemci kuruluş yer alacak. Komisyon listesine göre, 116 yerel gözlemci ve 28 yabancı gözlemci kuruluş bulunuyor. % 50’den fazla Müslüman nüfusa sahip Nijerya’da Kore ve Japonya gibi ülkelerinde bu ay içerisinde yapılacak seçimlerde gözlemci olarak katılması, D8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) gözlemci olarak bulunmaması, Afrika’ya olan ilgimizin ne derece olduğunu göstermektedir.
ABD ve İngiltere, Nijerya seçimlerinde şiddete neden olan veya seçim hilelerine başvuran politikacıların aileleri ve kendilerinin ülkelerine girmemeleri için vize yasağı uygulayacağı konusunda uyarıda bulundu. ABD hükümeti, Nijerya’nın yaklaşmakta olan seçimlerinde herhangi bir adayı ve partiyi desteklemediğini, Nijerya’daki demokratik süreci, özgür, adil, şeffaf ve barışçıl bir seçim sürecini destekleyeceğini belirtti. ABD Büyükelçiliği “Nijerya’da yapılacak seçimlerin, yalnızca Nijerya için değil, Afrika kıtası için de önemlidir” açıklamasıyla seçimin önemine değindi.
İngiltere hükümeti, gözlemcilerinin 16 Şubat seçimlerinde oy verme sırasında sandık merkezlerini ve sosyal medyayı izleyeceğini ve şiddeti teşvik edenlerinde kovuşturma ile karşı karşıya kalacağını söyledi. Şiddet girişimlerinin olması halinde bireyler için sonuçları olabileceğini ve bunların “İngiltere’ye seyahat etme kısıtlaması, Birleşik Krallık merkezi fonlarının kesilmesi ve uluslararası hukuk uyarınca kovuşturmaya yol açabilecekleri gibi yaptırımları içeriyor.
Nijerya’nın kurumlarını desteklemenin yanı sıra, seçim şiddetini ve ilgili siyasi anlaşmazlıkları ön plana çıkarmak ve hafifletmek için yoğunlaştırılmış uluslararası diplomasiye açık bir ihtiyaç vardır. Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu, Afrika Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer uluslararası destekçileri, seçim sürecinin bağımsız bir şekilde tamamlanabilmesi için Nijerya kurumları ile koordineli çalışmalıdır.
Obama’nın haklı olarak söylediği gibi, Afrika’nın güçlü insanlara değil sağlam ve sistematik kurumlara ihtiyacı var. Demokratik süreçler, kurumlar ve güvenlik, yolsuzlukla mücadele ajansları bağımsız ve tarafsız olmaları için güçlendirilmelidir.