Fas’ta İstikrarın Sembolü: Filaliler

0

Giriş

Filali ya da Aleviyye (Aleviyyûn) ailesi 13. yüzyılda Fas’a göç ederek Atlas dağları ve Sicilmase’ye yakın olan Tafilalt vahasında yerleştiler. Mevlay Reşid (1664-1672) Tafilalt bölgesinde yerleşti. Bundan sonra ilk aşamada Fes şehrini ardından diğer şehirleri ele geçirdi. Böylece hükümdarlığını sağlamlaştırdı. Arkasından gelen oğlu Mevlay İsmail (1672-1727) ülkeyi yeniden yapılandırarak ekonomiyi güçlendirdi. Meknes şehrini genişleterek Fas’ın en önemli şehrine dönüştürdü. Tanca şehrini 1684’de, Arzila’yı da 1691 yılında İspanyollardan ve Portekizlerden geri almayı başardı. Mevlay İsmail vefat ettikten sonra oğulları rekabet içerisine girerek ülkenin 1727-1757 yıllar arasında ciddi sarsılmalar yaşamasına yol açtı. Mevlay İsmail’in torunu Sidi Muhammed iktidara gelince bu karışıklık sona erdi. Ülkeyi yeniden yapılandırarak batıyla ticari münasebetler tesis etmeye çalıştı. Filali hükümdarlığı bugüne kadar hâlâ devam etmektedir.

Filali Kökenleri

Hasan b. Kasım b. Muhammed (Hasan ed-Dahil), Meriniler döneminde Tafilalt bölgesine gelerek 1265 yılında buraya yerleşti. Hasan ed-Dahil, Hz. Ali soyundan gelmektedir.  Fazilet ve takva sahibi olan Hasan ed-Dahil, alim bir kişi olarak meşhur olmuştur. Hasan, Şeyh Ebû İbrahim’in kızı ile evlendi. 706 veya 707 (1306 – 1307) yılında vefat edince Sicilmase’ye defnedildi. Hasan ed-Dahil’in torunlarından Mevlay I. Ali eş-Şerif, 15. yüzyılda Sebte ve Tanca’da Portekizlilere karşı yapılan savaş­lara katıldı. Gösterdiği gayretler sayesinde Filali ailelerinin saygınlığını arttırdı. Filalilerin ilk dönemlerde hiçbir siyasi amacı bulunmamaktaydı ancak zamanla siyasetle ilgilenmeye başladılar ve ilk siyasi faaliyeti Sûs bölgesinde gösterdiler  (Muhammed Razuk, 1996, s. 71-73). Muhammed Ali Şerif döneminde devletin yıldızı parlamaya başladı. Ancak Mevlay Şerif döneminde, bağlı bulunduğu Alevi ailesinin ismi daha çok yayılmaya başladı. Çünkü mevcut iktidara karşı bir isyan başlattı. Bu başkaldırı sonucunda Alevi devleti bir üst siyasi güç olarak ortaya çıktı ve Fas toplumunda saygın bir konuma yükseldi (el-Ma‘rife Ansiklopedisi, 2016).

Filali Devleti’nin Başlangıcı

Mevlay Şerif’in ayaklanması Alevi devletinin şer‘i (dini) bir şekilde ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Filaliler, 1630’lardan itibaren Şerif Mevlay III. Ali dönemiyle birlikte siyasetle ilgilenmeye başladılar. Fas’ın güneyinde bulunan Sicilmase, Sûs ve diğer bazı yerler, Emir Ebû Hassûn yönetimi altındaydı. Filaliler buna karşı bir mücadele başlattılar. Bu mücadelenin sonucunda, Ebû Hassûn taraftarlarını 1640 yılında Sicilmase’den çıkardılar ve orada otoritelerini kurdular (Muhammed Razuk, 1996, s. 71-73). 1640 yılında oğlu Muhammed b. Ali b. Şerif, bölgedeki ileri gelenlerin biatını aldı. I. Muhammed’in hükümdarlık süreci bir geçiş dönemi olarak sayılmaktadır. Sa‘dilerin zayıflaması ve parçalanması sonucunda, nüfuz ve iktidar için savaşan farklı hareketler ortaya çıktı. Ancak bu dönemde ülkenin birliğini ve egemenliğini sağlayabilmek için Alevi ailesi, büyük bir rol üstlendi ki sistemi yeniden yapılandırarak iktidarda meşruiyet zemini kazandı. 1660’lı yıllarda Mevlay Muhammed ile kardeşi Reşid arasında anlaşmazlıklar çıktı ve aralarındaki mücadele 1664’te Mevlay Reşid’in galibiyetiyle sonuçlandı. Mevlay Reşid ülkeyi tek bir çatı altında toparlayabilmek için geniş kapsamlı çalışmalara başladı. Doğu Fas’ın tamamını itaati altına aldı, ardından Sela şehrinde kontrolü sağladı. Bu nüfuzunu güçlendirme sürecini, diğer şehirlerin teslim olması takip etti ve Sultan Reşid, hâkimiyet sahasını Atlas Okyanusu sahillerine kadar yaydı. 1669’da Merakeş’e girerek, Sûs ve Anti-Atlas dağlarını geçti. Görüldüğü üzere I. Muhammed’in vefatının ardından kardeşi Mevlay Reşid’in Fas’ın tamamının idaresini tek bir elde toparlamıştı. Ancak Mevlay Reşid bu başarılarını tamamlayamadan 1672’de Merakeş’te vefat etti ve yerine kardeşi Mevlay İsmail geçti (Muhammed el-Arabi eş-Şaveş, 1988).

İstikrar ve Süreklilik Dönemi

Mevlay İsmail döneminde Fas en parlak dönemini yaşadı. Kuzey Akdeniz kıyılarından Senegal Nehri’nin güneyine kadar Fas topraklarında birliği sağladı. Hatta Mevlay İsmail döneminde yaşayan tarihçi Abdullah Afrani el-Merrakuşi’ye göre; Mevlay İsmail’in hükümdarlığı Batı Sudan’a (Senegal ve Mali) kadar uzanmıştı. Sa‘di Sultanı Ahmed el-Mansur’un zamanında ulaşılmayan sınırlara Mevlay İsmail zamanında ulaştı. 19. yüzyılda Fransa Batı Sudan’ı işgal ettiğinde Sudan hükümdarları hâlâ Fas tahtına sadıklardı. (Muhammed el-Arabi eş-Şaveş, 1988).

Mevlay İsmail, Buhari adıyla ulusal bir ordu kurmuştu. Araplardan oluşan ordu, çekirdeğini Merakeş yakınlarında oturan Vedâye Arap kabilesi oluşturduğu için Vedâye adıyla da anılmaktadır. Bir taraftan ülkenin güvenliğini sağlamakta diğer taraftan ise ülkenin sınırlarını korumaya çalışmaktadır. Bu ordu sayesinde Sa‘di devletinin kaybettiği topraklar, yabancıların elinden alınarak geri kazandırıldı. İspanyolların işgali altındaki Mehdiye bölgesini 1681 yılında geri almaya muvaffak oldular. 1684’te İngiltere’den Tanca tamamen geri alındı. Asila 1689’de, Arayiş 1691’de, Sebte ve Melile’ye ise 1693-1720 yıllar arasında ciddi bir kuşatma uyguladılar, fakat geri almayı başaramadılar.

Mevlay İsmail 25 yıl tahtta kaldı. Fas’ın itibarı hem Batı’da hem de Doğu’da yeniden kazandırıldı. O dönemde Meknes Fas’ın başkenti yapıldı. Bu şehirde çok sayıda tarihi yapı inşa edildi. Ayrıca Cuma namazında imamın mescide girmeden önce “lağv hadisi”ni okuması şart koşuldu. Günümüzdeyse Fas’ın bütün camilerinde imamlar, hutbeye çıkmadan önce bu hadisi okumaktadır. Mevlay İsmail, Fas’ın tarihinde o kadar etkili olmuştur ki birçok tarihçi tarafından onun dönemi kapsamlı bir şekilde kaleme alınmıştır. Muasır Arap yazarı Ahmet Saa’ya göre “Mevlay İsmail’in Avrupa ülkeleriyle özel bir ilişkisi vardı. Fransa Kralı 14. Louis ve İngiltere Kralı 2. James’e mektuplar göndererek onları İslam’a davet etmişti” (Muhammed el-Arabi eş-Şaveş, 1988).

Mevlay İsmail vefat etmeden önce kendi yerine kimin geçeceğine dair hiçbir şey söylemedi. Ancak halk kendi iradesiyle Mevlay İsmail’in oğulları ve torunlarını seçti. Ancak bu durum karşısında kardeşler arasında ciddi rekabet başladı. Ordu da siyasete girerek bu çatışmaları besledi. Bütün bu çatışmalara rağmen Alevi hükümdarlığına karşı hiçbir ayaklanma olmadı, sadece şahıslar üzerinden mücadele sürdü. Mevlay İsmail’in ardından yedi oğlu tahta geçmişti. Bunlar; Ahmet ez-Zehebi, Abdu Malik, Abdullah, Muhammed, İbn Arabi, el-Mustadille ve Zeynelabidin idi (Muhammed el-Arabi eş-Şaveş, 1988).

Yeşil Yürüyüş (el-Mesîretü’l-Hadrâ)

Yeşil Yürüyüş, Filali ailesi için son dönemlerde yaşanan en önemli olaylardan biridir. 16 Ekim 1975’te II. Hasan, Fas halkına güney eyaletlerine doğru, Fas tarihinin en büyük barışçıl yürüyüş çağrısında bulundu. Bu davette II. Hasan, halkına şunları söyledi: “Yarın, inşallah, gerçek sınırlarımıza nüfuz edilecek, Yeşil Yürüyüş başlayacak. Yarın, sizler bu toprakların sahibi olarak topraklarınıza ayak basacaksınız, kendi kumlarınızı hissedeceksiniz, aziz vatanımızın topraklarını öpeceksiniz!”. Bu hitabı coşkuyla karşılayan halk, Fas’ın bütün bölgelerinden 350.000 kişi, bu yürüyüşe katıldı. Bu topluluğun % 10’u kadınlardan olmakla birlikte yurt dışında farklı heyetler de yer aldı. Ürdün’den, Suudi Arabistan’dan Katar’dan Amman Krallığı’ndan, Sudan’dan, Senegal’den, Gabon’dan ve hatta İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri bile katıldı. Kısa bir sürede vatandaşları, o bölgelere yönlendirmek çok büyük bir başarıydı. Yürüyüşte halkın elindeki tek araç, milli bayrakları ve Kur’an-ı Kerim idi. Lojistik ve organizasyon açısından başarılı bir seviyeye ulaşıldı. Yürüyüş, Sahra sınırını geçince İspanya yürüyüşü silahlı bir yürüyüş olarak nitelendirerek sürece BM Güvenlik Konseyi’nin müdahale etmesini talep etti, hatta Fas karasularına doğru kendi deniz filosunu harekete geçti. Ancak belli bir süre geçtikten sonra İspanya, geri adım atmak zorunda kaldı ve geri çekilerek süreci diplomatik yollarla takip etmek zorunda kaldı. II. Hasan, katılımcılara Tarfaya şehrinden geri dönme çağrısında bulundu, ancak barışçıl bir çözüm bulunana kadar da meydanları terk etmemelerini istedi. 9 Kasım dünü, II. Hasan yeşil yürüyüşün amacına ulaştığını halkına ilan edildi. Nitekim 14 Kasım’da Madrid’de BM çerçevesinde bir anlaşma imzalandı. Buna göre İspanya, Layun şehrinden geri çekilecek; Fas otoritesi bu bölgeye girerek kontrolü ele alacaktı (Fas sahrası, 2016).

Fas Halkı, Yeşil Yürüyüş’te Ellerinde Milli Bayraklar ve Mushaf-ı Şerifler ile Yürürken…

Yeşil yürüyüş, Fas tarihi için çok muazzam bir teşebbüstür. Zira geçmişte böyle bir olay, hiç yaşanmamıştı. Sivil toplumun siyaset/diplomasi üzerinde ne kadar etkili ve işlevsel olduğunu göstermesi açısından da önem arz etmektedir. Bu süreçte İspanya’nın geri çekilmesi için çok sayıda müzakere yapılmıştır, fakat ciddi bir etki yapmamıştır. Halkın iradesini, uluslararası siyaset açısından iyi yönlendiren II. Hasan, kısa bir zaman zarfında İspanya ile yaşanan olayları başarılı bir şekilde kontrolü altına almıştır. Devletin iç ve dış sorunları çözme konusunda muktedir olamadığı durumlarda, devletlere sivil toplum aracıyla en köklü sorunların bile çözülebileceği göstermesi açısından gerçekten önemli bir tarihi olaydır.

 Günümüz Filali Ailesi

Günümüz Filali ailesi, V. Muhammed’den itibaren devam etmektedir. Fas’ın bağımsızlık mücadelesine önemli katkıları bulunan Sultan V. Muhammed, bağımsızlıktan sonra kral unvanını aldı. 1909 yılında doğdu. 1927 yılında Fas’ın tahtına oturdu. Fas’ın bağımsızlığını elde etmek için Fas Milli Hareketi’ni destekledi. Böylece işgalci güçlere karşı sert tavır aldı. Ancak bu durumdan rahatsız olan Fransız işgalciler, onu Madagaskar’a sürerek sınır dışı ettiler. Bu durumu kabullenmeyen Fas halkı, sömürgecilere karşı protestolar başlattı. Ayaklanmalar şiddetlenince Fransız işgalciler, V. Muhammed’i 1955 yılında yeniden iktidara getirmek zorunda kaldı ki bir yıl sonra 1956’da Fas bağımsızlığını kazandı. V. Muhammed 1961 yılında vefat etti ve yerine II. Hasan geçti (Evkaf ve İslami İşler Bakanlığı, 2012). II. Hasan, 1929 yılında dünyaya geldi. 1961 yılında Fas bağımsızlığını kazandıktan sonra, devletin ikinci kralı oldu. Fas’ın sistemini yeniden yapılandırarak önemli işlere imza attı ve bölgesel istikrarı sağlamayı başardı. II. Hasan’ın en önemli özelliği 1975 yılında İspanya işgali altında bulunan Fas Sahrası’na halkını yeşil yürüyüşe çağırmasıdır. Bu çağırıya 350 bin kişi kulak vererek belirtilen istikamete doğru bir yürüyüş düzenlediler. Ellerinde bir Mushaf-ı şerif ve Fas bayrağı olan katılımcılar, aynı yıl İspanya’yı Fas sahrasından çıkmak zorunda bıraktı. II. Hasan 1999 yılında vefat etti. Ardından halen Fas kralı olan VI. Muhammed geldi (Aljazeera, 2016). VI. Muhammed 1963 yılında doğdu. 1999 yılında tahta oturdu. Daha açık bir politika izleyerek, Fas’ın kalkınması için büyük gayret sarf etti (Ulusal Portal, 2016). 2011 yılında Arap ülkelerinde başlayan ayaklanmalar, kralın politikaları sayesinde Fas’ı hiç etkilemedi. Halkın isteklerini göz önünde bulundurarak anayasada ciddi düzenlemeler yaptı. Bunun sonucunda Fas’ta ciddi bir istikrar sağlayabildi ve Arap Baharı (!) sürecinde istikrarın sembolü haline geldi.

Sonuç

Filali ailesi çok zengin bir geçmişe sahiptir. Altı yüzyıldır süren ve halen devam eden bu hükümdarlık, Filali ailesi için büyük bir başarıdır. Fakat hiç unutmamak gerekir ki Filali ailesinin meşruiyeti, tamamen İslam dinine bağlı olan bir meşruiyettir. Filali ailesi bu temelde devam ettiği takdirde varlığını sürdürebilecektir. Bu noktadan hareketle son yıllarda Filaliler yönetiminin de çok dalgalı bir çizgi üzerinde yürüdüğü izlenmektedir. Nitekim son yıllarda kimi zaman Fas’ın yükselişine sebep olurken kimi zamanlar ise iç çatışmalardan dolayı ciddi gerilmeler yaşamaktadır. Ancak bütün çatışmaların Filali ailesi üzerinden şekillenmediğini, şahısların da bu süreçte pay sahibi olduğu gözlerden uzak tutulmamalıdır. Bu çerçevede bakıldığında her şeye rağmen Filali ailesi, Fas halkı için bir istikrar sembolüne dönüşmüştür diyebiliriz.

“el-Aleviyyûn el-Filâliyyûn”, el-Ma‘rife, https://goo.gl/swHi6R, Erişim tarihi: 18.12.2016.

“II. Hasan”, Aljazeera, http://www.aljazeera.net/specialfiles/pages/573fc8c6-fffb-4ccb-8cce-7fbbb7fb9c2f#TOP, Erişim tarihi: 19.12.2016.

“Kral VI. Muhammed Biyografisi”, Ulusal Portal, https://goo.gl/FVJ0PY, Erişim tarihi: 19.12.2016.

“Muhammed el-Hâmis (1927-1961)”, Fas Krallığı Evkaf ve İslami İşler Bakanlığı, 2012, http://www.habous.gov.ma/2012-01-26-16-09-15/273-1346-1381-1927-1961.html, Erişim tarihi: 18.12.2016.

“Yeşil Yürüyüş (el-Mesîretü’l-Hadrâ)”, Fas Sahrası, 2016, https://goo.gl/7y9jXn, Erişim tarihi: 30.2.2016.

M. E. eş-Şaveş, Mecelletü Da‘veti’l-Hak, S. 273, Fas 1988.

M. Razuk, “Filâlîler”, TDV DİA, C. 13, İstanbul 1996, s. 71-73.

 

Share.

Yazar Hakkında

Radouan Yousfi, 1990’da Fas Vecde’de (Oudja) doğdu. 2014’te İstanbul Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık (Fransızca) Bölümü’nden mezun oldu. 2016 yılında Beykent Üniversitesi’nde “Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Afrika’ya Yönelik Yumuşak Güç Politikası” konulu yüksek lisans tezini başarıyla sundu. Halihazırda İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında doktorasına devam etmektedir. Yoğunlaştığı alan Afrika özelinde sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri ve dış politikaya etkileri üzerine olup ihtisasını bu sahada devam ettirmektedir. Arapça, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) üyesidir.

Yorum Yap