İdris Deby Itno’nun öldürülmesi ve Fransa’nın Sahel’de yalnızlaşması

0

Çad’ı otuz yılı aşkın bir süredir yöneten ve ölümünün arifesinde %79,32 oyla altıncı dönem için girdiği seçimlerinde yeniden seçilen Çad Devlet Başkanı Idriss Déby Itno’nun 20 Nisan 2021 tarihinde Çad ordusu ile “Çad Değişim ve Uyum Cephesi” (FACT) silahlı grubu arasında meydana gelen bir çatışma sırasında yaralanarak hayatını kaybetmesi, Çad halkı, Sahil Bölgesi ve bütün Afrika için bir dizi soru, endişe ve belirsizliğe yol açmıştır. Dünyada neredeyse benzeri olmayan bu durum, büyük bir merak uyandırmıştır: Bir ülkenin askerleri ve ordusu olduğu halde, Cumhurbaşkanının çatışma meydanında ne aramaktadır? Oldu ki denetlemek için katılmış, korunmamış mıdır? Nasıl ölmüş, kim öldürmüştür? Déby sonrasında nasıl bir Çad olacaktır?

Déby’nin vefatından doğan boşluğu ve özellikle ülkenin içinde bulunduğu güvenlik tehdidinin kontrol altında tutulması gerekçesiyle 18 aylık ve ordunun 15 üst düzey isimlerinden oluşan bir Askeri Geçiş Konseyi (AGK) kurulmuş ve devleti bu sürede yönetmek için başına geçmiştir. Her ne kadar bunun tersinin bazı kişi ve medya tarafından iddia edilse de AGK’nin kurulması, ülkede bir nevi sükunetin oluşmasına neden olduğu şüphesizdir. Ancak, ülkenin anayasasında belirtildiği gibi cumhurbaşkanının olmadığı durumda Ulusal Meclis Başkanı başa gelmesi hususu işletilmeden askeri konseyin devletin başına geçmesi ve özellikle AGK’nin başında Déby’nin oğlu Mahamat Idriss Déby’nin bulunması, sivil toplum kuruluşları, muhalefet ve çoğu vatandaş tarafından olumsuz karşılanmıştır. AGK, buna gerekçe olarak Ulusal Meclis başkanın rahatsız olduğunu ve bu nedenle geçici olarak cumhurbaşkanı görevini üstlenmenin gerektiğini açıklamıştır. Bu gerekçe daha sonra meclis başkanı tarafından da onaylanmıştır. Ancak anayasada başkan olmadığı durumda onun birinci yardımcısı bu görevi üstleneceği ve bunun da olmaması durumunda ikinci ve benzer şekilde dokuzuncu yardımcıya kadar bu yetki devrinin uzanabileceği yer almaktadır.

20 Nisan 2021 tarihinde, Çad Ulusal Televizyonunda canlı olarak Idriss Déby’nin ölümünü resmen bildiren AGK, aynı bildiride yeni bir anayasa kabul edilene kadar mevcut anayasanın askıya alındığını, hükümetin ve meclisin feshedildiğini de bildirmiştir. Söz konusu bildiride alınan önemli kararlar aşağıdaki gibidir:

  • Ülke genelinde 18:00 – 05:00 arasında belli bir süre sokağa çıkma yasağı getirilmiştir;
  • Kara ve hava sınırları bir sonraki duyuruya kadar kapatılmıştır;
  • En kısa sürede sivillerden oluşan bir Geçiş Hükümeti kurulacaktır;
  • Belirlenen 18 aylık süre içerisinde demokratik seçimler düzenlenerek demokratik düzene geçilecektir.

Aynı gün içerisinde 95 maddelik bir geçiş şartı yayınlanmıştır. Şartta dikkat çeken hususların arasında AGK başkanına normal şartlar altında bir cumhurbaşkanından fazla yetki verilmesi, 18 aylık sürenin yinelenebilir olması ve ne bu konsey başkanının ne de üyelerinin düzenlenecek seçimlerde aday olmalarını engelleyen madde bulunmaması yer almaktadır. Şartlar arasında yer alan bir diğer önemli husus ise, geçiş organlarıdır. Bunlar: 15 kişilik AGK ve 93 kişiden oluşan bir Ulusal Geçiş Komitesi (UGK) ve bir başbakan ve bakanlardan oluşan bir Geçiş Hükümeti’dir (GH). Birinci organ olan AGK, yürütme gücünü temsil etmektedir. Ülkenin genel politikasının ana yönelimlerini tanımlar ve kanunları yayımlar. İkinci organ olan UGK, yasama yetkilerini yerine getirmekle mükelleftir. Dolayısıyla, görevlerinin arasında yeni anayasa taslağını incelemek de yer almaktadır. Son organ olan GH ise yasaları uygulamakla mükellef ve devletin bürokratik işlerini devam ettirmekle mükelleftir.

CMT’nin oluşturulmasına olumsuz karşılayan muhalefet grupları ve çoğu STK, ülkenin farklı bölgelerinde protestolar düzenlenmiştir.  Onlar için, AGK acilen ortadan kaldırılmalı ve yönetim koşulsuz şartsız sivillere iade edilmelidir. Muhalefettin en genç figürü ve yapılan son seçimde belirlenen yaş kriteri (40) dolaysıyla seçime katılamayan Succès Masra, mevcut durumdan en ideal çıkış yolunun bir sivil geçişi cumhurbaşkanı ve beraberinde güvenlik işleriyle ilgilendirecek asker bir cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık edeceği ve sivil ve askerlerden oluşan bir geçiş komitenin kurulması olacağı dile getirmiştir. Yaptığı öneriyi AGK tarafından ret görmesi akabinde, 29 Nisan’dan 01 Mayıs 2021 kadar farklı protestolar düzenlemiştir. Yapılan protestolarda 9 kişi hayatını kaybetmiş ve onlarca kişi yaralanmıştır.

AGK, 26 Nisan 2021 tarihinde GH başbakanı olarak yapılan son seçimde toplan oyun %10,32’sini alarak ikinci sırada yer alan Albert Pahimi Padacké atanmıştır. Atanan başbakan, farklı muhalefet gruplar, sivil toplum kuruluşlar, alt bölgesel ve kıtasal örgütlerle uzun bir istişare sürecine girmiş ve 03 Mayıs 2021 tarihinde, bakan ve devlet genel sekreteri olmak üzere 40 kişilik bir hükümet oluşturmuştur. Kurulan Hükümette muhalefeti temsilen Prof. Mahamat Ahmat Alhabo (Adalet ve İnsan Hakları Bakanı), seçim öncesi yapılan gösterilerin aktörlerinden biri olan Mahamat Lazina (Çevre ve Balıkçılık Bakanı) ve seçimde yer alan tek kadın aday Lydie Beassemda (Yüksek Öğretim Bakanı) yer almıştır. Hükümette dikkat çeken bir diğer husus ise, Ulusal Uzlaşma ve Diyalog Bakanlığının kurulmasıdır.

“Çad Değişim ve Uyum Cephesi (FACT) nedir, kimlerden oluşmaktadır ve neyi hedeflemektedir? “Çad’ın içinde bulunduğu bölgenin (Sahil) güvenlik durumu nasıldır?” ve “Déby yönetiminde, oğlu Mahamat Idriss Déby nasıl bir konuma sahipti?” gibi soruların cevaplanması, Çad’da olup bitenlerin daha iyi anlaşılmasında önem arz etmektedir.

  1. Çad Değişim Uyum Cephesi (FACT) Nedir, Kimlerden Oluşmaktadır ve Neyi Hedeflemektedir?

Mahamat Mehdi Ali liderliğindeki FACT, uzun zamandır Çad’ın doğu ve kuzey sınırlarında sığınan “Demokrasi ve kalkınma için Güçler Birliği” (UFDD)’nin bir unsurudur. Sudan ile Çad arasındaki sınırın gitgide kontrollü hale gelmesi, o bölgede bulunan neredeyse bütün silahlı grupların bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Kaddafi rejiminin düşmesinin Libya’da doğurduğu kaostan faydalanarak El-Küfrah ve Fizan bölgelerinde yerleşen ve Mehdi Ali başkanlığında kendi komutasını kuran FACT, zaman zaman General Hafter yanlısı gruplarla iş birliği yaparak silah ve mühimmat temin etmiştir.  FACT, diğer silahlı grupların da olduğu gibi “Déby rejimini yıkmak ve yerine daha demokratik ve adil bir rejim inşa etmek” hedef olarak koşmuştur.

Çad Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre, bir düzene girme sürecinde olan Libya yetkililerin FACT’ı Libya’yı terk etmelerini istemiştir. Bu doğrultuda 16 Nisan 2021 tarihinde Déby’nin Kongo Cumhuriyeti’nde resmi bir ziyarette bulunduğu sırada Çad sınıra giriş yapan FACT, başlangıçta ordu tarafından büyük bir karşılık görmemiştir. 17 Nisan’da Çad’ın kuzeyindeki Tibesti ilinde, FACT’ın lehinde sonuçlanan bir çatışma yaşanmıştır. Çatışmaya katılan askerler tarafından söylenenlere göre, Çad ordusunun güçlü bir karşılık vermemesinin nedeni, FACT’ı ülkenin içine girmesini müsaade edip daha sonra onu çevirip birden etkisiz hale getirmektir. Durumun farkında olan FACT, farklı girişimlerde bulunarak beklenen savaş meydanını değiştirmeye başarmış ve ordunun yeni bir stratejiye başvurmasına neden olmuştur. 18 Nisan’da Kongo Cumhuriyeti’nden dönen Déby, daha önce de olduğu gibi durumu denetlemek ve yönetmek için çatışma meydanına gitmiştir. 19 Nisan’da Çad’ın batısındaki Kanem ilinde meydana gelen ve Déby’nin de şahsen Çad Ordusunu öncüllük ettiği yeni bir çatışma yaşanmıştır. Bu çatışmada Déby yaralanmış ve son nefesini vermiştir. Burada belirtilmesi gerekir ki, Déby, kendisinin sürekli dile getirdiği gibi “her şeyden önce bir askerdir”. Dolaysıyla, onun çatışmaya katılması ne Çad ordusu ne de Çad halkı için yeni bir durum değildir; aynı şekilde çatışma meydanında hayatını kaybetmesi de ihtimal dışı değildir. Nitekim bu durum, bazı kişiler ve özellikle yabancı medya tarafından öne sürülen “öldürme” iddiasını büyük bir ölçüde yalanlamaktadır.

  1. Idriss Déby Rejimi devam etmekte

20 Nisan’da Déby’nin ölümü, 30 yılda inşa ettiği sistemin birden gitmesini beklemek, ütopik bir düşüncedir. Bunun nedenlerinden biri, kurulmuş sistemdir. Déby, iktidarı boyunca, Çad’ın her bölgesinden bir elit kesimi yakınında tutmuştur. 1996’dan Şubat 2021’da kurulan son hükümete kadar, bütün hükümetlerde yer alan bakanların partideki önemleri, tecrübeleri veya aldıkları eğitime dayanarak değil, bir bölgeye temsilen seçilmiştir. Yani devletin bakanlıklarını Çad bölgelerini temsil etmektedir: herkesin iktidarda payı vardır. Ordunun önemli yerleri ise büyük ölçüde akrabalarını, ya da yakinen tanıdığı ve güvendiği kişiler tarafından üstlenmiştir. Örneğin 2020’den 2021’e kadar görev yapan Genel Kurmay Başkanı (kuzeni), Savunma Bakanı (damadı), Kabine Müdür yardımcı (oğlu), Devlet Kurumları Genel Emniyet Müdürü (oğlu) bunların en önemlileridir. Dolayısıyla, Déby’nin kurduğu sistem, en az onun için önemli olduğu kadar sistemin unsurları (kişileri) için de önemlidir. Déby de bir kişidir ve fanidir: yaşayabilir, kendisi bırakabilir veya bu son olayda olduğu gibi ölebilirdi. Fakat kurduğu düzenin, yani Déby sisteminin (Débyizm) yaşayıp yaşamayacağını zaman ve ciddi çalışmalar belirleyecektir.

Déby’nin vefatından sonra kurulan AGK’in başında oğlunun bulunmasının ne ordudaki önemli isimler, ne de genel olarak hükümet tarafından olumsuz karşılanmaması, sistemin ne kadar güçlü olduğuna ve şahsi menfaatleri üzerinde kurulmuş olduğuna işaret etmektedir.

1984 yılında doğan Mahamat Idriss Déby, ya da diğer adıyla Mahamat Kaka, Çad ordusunun bir mensubu olup halkın yakinen tanıdığı bir isimdir. Askeri eğitimini “Çad Ortak Askeri Okullar Grubu” (GEMIA)’da başlayan Mahamat, daha sonra Fransa’da, Aix-en-Provence’deki askeri okula devam etmiştir. Mahamat Kaka, orduya Albay rütbesiyle girmiş ve erken yaşta babasının askeri kabinesinde, Devlet Kurumları Genel Emniyet Müdürlüğü’nde (DGSSIE) ve Cumhurbaşkanlığı Muhafızlığı müdürü olarak görev yapmış ve silahlı gruplara karşı yürütülen çok sayıda savaşa katılmıştır. Sahada daha deneyimli hale gelen genç asker, 2009 yılında Tuğgeneral rütbesini almış ve DGSSIE bünyesinde Zırhlı Filo ve Korumaların Genel Komutanı olmuştur. 2012 yılında cumhurbaşkanlığı sarayının güvenliğinden sorumlu grubun başına atanmıştır. Bu, Mahamat Kaka’nın ordudaki önemini ve kendisine duyulan güveni vurgulamaktadır. Ancak, Çad’ın 2013 yılında Mali’ye gönderdiği 2000 askerin ikinci komutanı olarak görev üstlenmesi, ona güçlü bir izlenim kazandırdı. Mahamat Kaka, 20 Eylül 2014 tarihinden 20 Nisan 2021 tarihinde Askeri Geçiş Komitesi başkanı olana kadar DGSSIE Komutanı görevini üstlendi ve unvanı 2018 yılında dört yıldızlı Ordu Generali rütbesine çıkartıldı.

  1. Güvensizlik Okyanusu Ortasında Bir Güvenlik Adası: Çad Cumhuriyeti

Çad’ı “Güvensizlik Okyanusunun ortasında bir ülke” olarak adlandırmak, ülkenin mevcut durumunu anlatan en isabetli betimleme olacaktır. Çad’ın doğusunda 2003 yılında patlak veren ve günümüze kadar devam eden “Darfur krizi” yaşanmaktadır. Güney-Batı sınırında 2009 yılından beri aktif bir şekilde faaliyet gösteren ve zaman zaman Çad’da da saldırı düzenlenen Boko Haram terör örgütü bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyinde ise Kaddafi rejiminin 2011 yılında yıkıldıktan sonra ortaya çıkan anarşik bir durum ve silahların inşalardan daha serbest ve kolay dolaştığı bir bölge mevcuttur.  Güneyde 2013 yılında patlak veren ve hala devam eden Orta Afrika üçüncü İç savaşı bulunmaktadır. Dolaysıyla Déby’nin böyle bir güvensizliğin ortasında güvenli bir bölge oluşturması, onu alt bölgesel ve bölgesel düzeyde önemli kılmaktadır; Özellikle de hükümetin yıllık bütçesinin %35 – 40’ı arasında güvenliğe harcanması. Afrika’da en etkin orduların arasında veya daha iddialı bir söylemle en etkin ordusu olan Çad ordusu, 1990’lardan bugüne; Demokratik Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali (2000 asker), Nijer, Nijerya, Kamerun ve Libya olmak üzere 5 farklı ülkede askeri operasyon düzenleyerek terörle mücadele kapsamında Afrika’nın en çok sınır dışı askeri operasyon düzenleyen ordu olmuştur. Günümüzde Çad, G5 Sahil kapsamında, “Üçlü Sınır Bölgesi” (Çad-Nijer, Nijer-Mali-Moritanya, Nijer-Mali-Burkina Faso) terörle mücadeleyi sürdürmek için 2000’den fazla askeri ulusal sınırları dışından faaliyet yürütmektedir. Bütün bunların, Çad’ın ve özellikle Déby’nin bölgenin güvenliğindeki önemini vurgulamaktadır.

  1. Paris Sahil Bölgesindeki Stratejik Müttefikini Kaybetti

Fransa, 1960 yılında günümüze kadar Çad ile ilişkileri neredeyse hiç kesintiye uğramamış, daima savunma ve güvenlik işbirliği yapmıştı. 1990 yılında, Idriss Déby Fransa’dan büyük bir ölçüde destek alarak iktidara gelmişti. Bir yanda iki ülke arasında imzalanan anlaşmalar kapsamında Çad hükümeti, ülkedeki isyancı grupları bastırmak için zaman zaman (2006, 2008, 2019) Paris’ten destek aldı. Öte yanda ise Çad ordusu da Fransa’nın Sahil Bölgesinde yürüttüğü terörle mücadele de en büyük destekçi oldu. Paris-Déby ilişkisi, her ne kadar hep Fransa lehine olsa da ikili fayda, ya da kazan kazan olarak özetleniyordu: Fransa’nın Afrika’daki menfaatlerini korumak için Çad ordusuna dayanırken; Déby de Çad’ın güvenliğini ve kendi iktidarını korumak için Fransa ordusundan destek alıyordu.

Déby, Fransa’nın genel olarak Frankofon Afrika’daki ve özellikle Sahil bölgesindeki politikasını en çok kavrayan ve bunun karşısında en çok tedbirli olan liderlerdendi. Fransa ile ilişkilerini yürüttüğü halde ideolojik veya lojik olarak Fransa karşıtı (Çin ve Rusya) ve bölgede ticari, askeri ve kültürel varlığını gösteren Türkiye gibi ülkelerle ciddi ekonomik ve askeri ilişkiler kurmayı başardı. Déby aynı zamanda yeri geldiğinde, Paris Politikasını açık bir şekilde eleştirmekteydi; özellikle Libya krizinin başında çok sert açıklamlarda bulundu. Her ne kadar Batı Orta Afrika Frangı (XAF) bölgesinde olmaya devam etmişse de Déby, o para birimi kullanan ülkeler için faydandan ziyade zarar sağladığını ve bunun değiştirilmesi gerektiğini açıkça dile getiren tek liderdir. Bağımsızlıktan bu yana Çad ordusunun geleneksel müttefiki Fransa olarak biliniyorken, bugünlerde Çad ordusun gerek Çin, Türkiye, Rusya ve Amerika gibi ülkelerle, hatta İsrail ile ilişkiler yürüttüğü ileri sürülmekteydi. 2019 yılında Türkiye’yi iki kere ziyaret eden Déby, Türkiye ile önemli savunma ve askeri anlaşmalar imzalamıştı. Türkiye aynı zamanda, büyük bir ölçüde Fransa tarafından desteklenen G5 Sahil teşkilatına da geçtiğimiz aylarda önemli bir destekte bulunmuştu.

 Musa Hissein Musa

Kaynakça

https://www.observatoirepharos.com/wp-content/uploads/2018/03/ObsPharos_Chauvin_guerre-centrafrique-tchad.pdf

https://www.24heures.ch/le-tchad-deploie-1200-soldats-de-plus-face-aux-djihadistes-159243691755

https://www.alwihdainfo.com/Tchad-liste-du-gouvernement-de-transition_a103352.html

https://www.larepubliquedespyrenees.fr/2021/04/20/deby-maitre-du-tchad-et-allie-strategique-de-l-occident-dans-la-lutte-contre-les-jihadistes,2810794.php

https://tchadinfos.com/politique/gouvernement-de-transition-voici-les-partis-politiques-representes/?fbclid=IwAR2rZE1KaO5vTyrgpzBqZIC_z9_GKrbl61zfsW9Sf8b7yBcSBZiXJbEZzxU

https://presidence.td/decret-n06-pcmt-pmt-2021-portant-nomination-des-membres-du-gouvernement-de-transition/

Share.

Yazar Hakkında

Moussa Hissein Moussa, 15 Nisan 1995 tarihinde bir Sivil Yapılar Teknisyeni baba ve Öğretmen anneden Çad’ın meşhur doğal hayvanat bahçesi “Zakouma Parkı”nın ismini aldığı Zakouma ilçesinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Çad’ın başkenti N’Djaména’da tamamlayan Moussa, üniversite eğitimini devam ettirmek üzere 2014 yılında Türkiye’ye geldi. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinde bir yıl Türkçe hazırlığını tamamladıktan sonra Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümüne girerek 2019 yılında mezun oldu. Lisans eğitimi süresince “Uluslararası Öğrenciler Topluluğu” başkanı, “Uluslararası Siyaset ve Diplomasi Topluluğu” Kurucu Üyesi ve Afrika Temsilcisi ve bunlara benzer topluluklarda aktif görev aldı. Şubat 2019 – Şubat 2020 döneminde Türkiye ve Kıbrıs’taki Çadlı Öğrenciler Derneği’nin başkanlığını yapan Moussa, dünya çapındaki Çadlı öğrencileri bir araya getiren “Yurtdışındaki Çadlı Öğrenciler Forumu” İkinci Edisyonun düzenleyen başkanı oldu. Ekim 2020 itibariyle Yurtdışındaki Çadlı Öğrenci Dernek ve Birlikleri Konfederasyonu kurucu ve yönetim kurulu üyesi görevini yapmaktadır. 2019-2020 akademik yılı itibariyle Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi bünyesindeki Bölge Çalışmaları Enstitüsü’nün Afrika Çalışmaları Yüksek Lisans Anabilim Dalı’nda tez öğrencisi olarak eğitimini devam ettirmektedir. “Pan-Afrikanizm”, “Afrika tarihi”, “Afrika’da bölgesel yönetişim”, “Afrika’da ekonomik ve siyasi bütünleşme” alanlarında çalışma yürüten Moussa, “Siyasi Bütünleşmeden İktisadi Bütünleşmeye: Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Antlaşması’nın İşlevselliği” başlıklı tez yazmaktadır. Fransızca, Arapça, Türkçe ve orta düzeyde İngilizce bilmekte ve Arapça Türkçe ve Fransızca şiirler yazıp okumaktadır.

Yoruma Kapalı