II.Dünya Savaşı’nın Ardından Türkiye-Libya İlişkilerinin Yeniden Tesisi

0

Yaklaşık dört asır hâkimiyetimizde kalan Trablusgarp’ın (Libya’nın) 1911’de İtalyanlar tarafından işgal edilmesiyle bu vatan toprağı da elimizden çıktı. Üç kıtaya yayılan Osmanlı Devleti, Afrika’daki son serhaddini/kalesini/istinadgâhını öyle kolay terk etmedi. Libya halkıyla Türk yiğitleri kader birliği etti. Ancak mukadder olanın önünde durulamadı. Siyasi-diplomatik başarısızlıklar, hatalar da eklenince Ekim 1912’de Lozan’da imzalanan Uşi Antlaşması’yla Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi’ye özerklik verip askerlerini bu topraklardan çekmek zorunda kaldı. Bu Libya’nın İtalya’ya teslimi demekti. Balkan Savaşları ve ardından gelen Birinci Cihan Harbi’nin sonucunda ise devlet-i ebed-müddet-i Osmaniye artık münkariz olmuş, 1918’de Mondros Limanında düşmanları önünde diz çökmüştü. Libya’ya veda vakti geldi.

Aradan yıllar geçti. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1951’de galipler eliyle Libya’da Krallık kurulunca, Türkiye Cumhuriyeti ile Libya arasındaki ilişkiler uzun bir aradan sonra tekrar tesis edilmeye başlandı.  Bu minvalde 1953’te Trablus’ta Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği açıldı. 1954 yılında Libya Başbakanı, 1956 yılında ise bizzat Kral İdris es-Senûsî, Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. 1957’de Başbakan Adnan Menderes buna mukabil iade-i ziyaret kapsamında Libya’ya gitti. 28 Ocak’ta başlayıp 2 Şubat’ta sona eren bu resmi ziyaret kapsamında Trablus ve Bingazi bölgesinde önemli görüşmeler ve seyahatler yapan Adnan Menderes,[1] Libya’nın eski Osmanlı valilerinin soyundan gelen, Karamanlı ailesinden Ali Karamanlı’yla da görüşmüştü. Başbakan onu Türkiye’ye davet etti. Muhtemelen Karamanlı Yusuf Paşa’nın küçük oğlu Ömer Bey ailesinden (Mahmud Bey’in oğlu?) olan Ali Karamanlı da bu davete icabet etmeyi gönülden istiyordu.

Mart 1957’te Dışişlerine Libya’dan bir yazı ulaştı: Ali Karamanlı ve Kral İdris’in amcaoğlu Abdullah Âbid Senûsî’nin bir ay kadar sonra Türkiye’ye gelecekleri bildiriliyordu. Ali Karamanlı’nın bu seyahatteki asıl gayesi, bir asırdan fazla Libya’yı yöneten Karamanlı ailesine dair İstanbul’daki Hazine-i Evrak’ta (Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde) arşiv kayıtlarını tetkik etmekti. Bu sebeple yanına, Trablusgarp Eski Türk Tarihi Arşivleri Uzmanı ve aynı zamanda Libya-Türkiye Dostluk Cemiyeti ikinci başkanı olan Muhammed el-Usta’yı da almak istiyordu. Dışişleri de bu talebi muvafık gördü ve el-Usta’ya da bir davet mektubu gönderildi. Heyet gelmeden önce Hazine-i Evrak’ta yapacakları araştırma için gerekli bütün izinler alınmıştı.[2] Muhtemelen Nisan 1957’de Türkiye’ye gelen heyet, resmi ziyaretlerin ardından İstanbul’a geçip birkaç ay arşivde Karamanlılar ve Trablusgarp hakkında araştırma yaptı.[3] Libya’ya döndükten sonra Ali Karamanlı, 2 Eylül 1957’de Başbakan Adnan Menderes’e bir telgraf çekerek teşekkürlerini iletti ve çalışmalarında muvaffakiyet temennisinde bulundu.[4] 1958’de de Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Libya’ya gitti.

Karamanlı Yusuf Paşa’nın (ö.1838) torunu Hassûne Paşa, 1899’dan itibaren uzun yıllar hatta İtalyan işgali döneminde de Trablusgarp Belediye Başkanlığı yapmıştı. İtalyanlarla ilişkileri 1907’de Banco di Roma’nın açılışı hengâmında başlamış, sonraki yıllarda da devam etmişti. 1926’da Mussolini’ye değerli altın yaldızlı bir yazma ve Arap kılıcı hediye ederek metbûuna bağlılığını bildirmişti. İtalyanlar da Karamanlı Hassûne Paşa ailesinin hizmetlerini dikkate alarak Trablus Belediye Başkanlığı’nı bu ailede bırakmışlardı. Hassûne Paşa, Trablus’ta görev yapan kumandanlardan Hurşit Paşa’nın vefat etmesiyle dul kalan eşi Nuriye Hanım’la evlenmiş; bu evlilikten oğlu Tahir Karamanlı ile kızları Naciye ve Lütfiye doğmuştur. Tahir Karamanlı, işgal döneminde İtalyan askeri okullarında okumuş ve İtalyan ordusunda vazife almıştı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra babası gibi Trablusgarp Belediye Başkanlığı yaptı. Krallık kurulduktan sonra da Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunanlar arasında yer aldı. Bu minvalde kendi hükümeti tarafından elçiliği uygun bulunarak 1962 Nisan’ında Ankara’dan agreman talep edildi.[5] Türk Dışişlerinin muvafakatiyle 1962-1964 yılları arasında Libya Büyükelçisi olarak Türkiye’de vazife yaptı. İlişkiler bu şekilde müspet yönde ivme kazanırken 1969 darbesi süreci sekteye uğrattı. Yıllar sonra aradaki bağların tekrar kurulduğu biliniyorsa da 1950’lerdeki bu ilk irtibatlara dair bazı belgeler, genellikle dikkatlerden uzak kalmıştır. Aşağıda, yazıda bahsi geçen Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi belgeleri ve bir de gazete kupürü (vefat haberi) yer almaktadır:

Belge 1: BCA, 30-1-0-0, 62-382-11, 5.3.1957

Belge 2: BCA, 30-1-0-0, 7-36-1, 2.9.1957

Belge 3: BCA, 30-1-0-0, 127-819-6, 6.4.1962

Vefat Haberi: Tahir Karamanlı’nın üvey kardeşi Yüksek Mühendis Sedat Etker’in vefat ilanı. Milliyet Gazetesi, s.2, 08.04.1963.

[1] Kaan Cem Geniş, “Cumhuriyet Arşivi Belgelerinde Başbakan Adnan Menderes’in Libya Seyahati”,  TAD, C.40/S.69, 2021, s. 419-442.

[2] BCA, 30-1-0-0 / Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü, 62-382-11, 5.3.1957.

[3] 1835’ten sonra Karamanlıların durumu hakkında şu çalışmamıza bakılabilir: Abdullah Erdem Taş, İktidardan Sefalete Trablusgarp’a Osmanlı Müdahalesi Sonrası Karamanlılar 1835-1924, Sonçağ Yayınları, Ankara 2022.

[4] BCA, 30-1-0-0 /Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü, 7-36-1, 2.9.1957.3

[5] BCA, 30-1-0-0, 127-819-6, 6.4.1962

Share.

Yazar Hakkında

Dr. Öğr. Üyesi, Dumlupınar Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi. 1983’te Bursa’nın Karacabey ilçesinde doğdu. 2004’te Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nda arşiv personeli olarak çalışmaya başladı. Bu sırada Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı’nda son dönem Osmanlı-Türk düşünce tarihi alanında yüksek lisansa başlayıp “19. Yüzyıl Tarih Telakkileri ve Darülfünûn’da İslam Tarihi Dersleri” konulu tezini 2010’da tamamladı. 2013 yılında Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki görevinden ayrılarak Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak atandı ve halen aynı üniversite bünyesinde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Arşiv çalışmaları dolayısıyla tanıdığı Prof. Dr. Ahmet KAVAS’ın yönlendirmesiyle İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı’nda başladığı “Osmanlı Garp Ocaklarından Trablusgarp Eyaleti: Karamanlılar Dönemi (1711-1835)” konulu doktora tezini 2016’da başarıyla sundu. Özellikle Libya’nın (Trablusgarp) Osmanlı geçmişiyle ilgili ortak yazarlı çalışmaları bulunmaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde “Kuzey Afrika”, “Osmanlı Devlet Anlayışı” ve “Sömürgecilik” konuları üzerine akademik çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca Türk Arşivciler Derneği ile Türk-Libya Dostluk Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarına üyeliğinin yanı sıra Afrika Araştırmacıları Derneği’nin (AFAM) kurucu üyesidir.

Yoruma Kapalı