Senegal, Afrika’nın Katar’ı olma yolunda

0

Yakın gelecekte dünya doğalgaz piyasasında tüm ihtiyacın yüzde 70’ini karşılayan Rusya, Katar, Venezuela, Angola, Cezayir, Libya, Nijerya ve Mısır gibi etkin 11 ülke dışında yenileri de devreye girecek. Bunlardan biri de Senegal olacak. Asya’da Singapur ve Ortadoğu’da Katar ne ise Afrika’da bu anlamda Senegal en istikrarlı ve kararlı adımlarla ilerliyor.  
 
Senegal, coğrafyası itibarıyla genel anlamda Afrika haritasına bakıldığında kıtanın adeta bir ucuna yapışmış gibi bir konumda.
 
Oysa ki dünyadaki çok az ülkenin sahip olduğu hayati bir konumu var. Amerika, Avrupa ve Afrika üçgeninde neredeyse vazgeçilemez bir kavşak vazifesi görüyor. Havacılık, kıtalar arası ulaşım için mümkün olunca bu üç kıta arasındaki en önemli bağlantı noktası olmuştu. Avrupa’dan ABD’ye yönelen uçaklar önce Senegal’e gelirler ve buradan gerekli takviyeleri yaptıktan sonra gidecekleri istikametlere yönelirlerdi. Dakar Blaise Diagne Uluslararası Havaalanı, hâlâ bu anlamda büyük bir bağlantı görevine sahip.
 
HAYATİ KAYNAKLAR
 
Sömürgeciliğin en az beş asır, şimdilerde ise küreselciliğin neredeyse son damlasına kadar Afrika’nın her şeyinden istifade ettiği dönemlerin yerini dünyada yeni süreçler almaya başladı. Afrika’nın kaderini artık kendi devlet adamları belirlemek için büyük gayret harcıyorlar. Avrupa’da masa başlarında çizilen sınırlar konusu artık sadece Afrikalı devlet adamlarının gündeminde. Afrika Birliği, 2007 yılında tartışmalı sınırlara sahip 26 ülke için bir çalışma heyeti kurdu ve önce 2012 yılına kadar tüm tartışmalara son verilmesini istedi. Ancak değişik sebeplerle bu konunun tamamlanması 2022 yılına bırakıldı. Er veya geç her türlü gerginliğin kaynağı bu meseleler çözülmek zorunda. Zira bilhassa petrol ve doğalgaz gibi hayati öneme sahip kaynaklar, karada olduğu kadar kıtayı çevreleyen Hint ve Atlas okyanuslarında keşfedildikçe ülkelerin münhasır ekonomik bölge sahaları önemli çözüm arayan konuları teşkil ediyor.
 
SAVAŞTAN BARIŞA
 
1989-1991 yılları arasında Senegal ile Moritanya arasında savaş çıktı, iki ülke vatandaşlarından yüzlercesi vefat etti. En az 170 bin Moritanyalı Senegal’i, 60 bin Senegalli de Moritanya’yı terk etti. İçlerinde ana yurdunu terk ederek mülteci konumuna düşenler olduğu gibi birinden diğerine giderek hayatını devam ettirenler kendi ülkelerine döndüler. Aradan geçen 30 yılın sonunda bugün Senegal-Moritanya arasındaki temel konuyu büyük enerji yatırımları şekillendiriyor.
 
21. yüzyılın geleceğini enerji kaynaklarının belirleyeceği meselesi şimdiden ülkeleri kara kara düşündürüyor. Mevcut kaynakların artık kullanım süreleri dolmak üzere ve yeni kaynaklara ihtiyaç duyuluyor. Sadece insan kaynaklarında değil; tarımda, hayvancılıkta ve tüm hammadde kaynaklarında tüm kıtalar için binlerce yıllık tarihi süreçteki sınırlı tüketilmişlikleri yanında Afrika genel anlamda ne yapıp edip herkesin köşe kapmaca oynadığı bir coğrafyaya döndü. Artık sadece Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Portekiz, Belçika ve Almanya’nın değil; Çin dışında ABD, Avustralya, Japonya, Rusya ve Türkiye gibi ülkeler Afrikalı devlet adamlarının en samimi dostluklar kurmak için her fırsatı değerlendirdikleri bir döneme girdi. Sadece Senegal’in son 20 yılda bu anlamdaki kurduğu etkileşim ağları başlı başına bir başarı hikayesi.  
 
OKYANUSTA KUYULAR AÇILIYOR
 
Senegal’de henüz 1962 öncesinde Fransız sömürgesi iken, yani 1950’li yıllarda başlanan petrol aramaları aralıksız 2020’li yıllara kadar devam edegeldi. Petrol ve doğalgaz bulunması için karada ve okyanusta şimdiye kadar toplam 140 kuyu açılmış. Ama hiçbiri 2014 yılında Moritanya ile Atlas Okyanusu’ndaki münhasır ekonomik bölge sahasında bulunan doğalgaz ve petrol kaynağı kadar heyecanlandırmadı. Sadece fosfat zengini ve ihracatçısı olmasının yanında biraz altın ve şimdilerde çok önemsenen zirkon madenleri ile bilinen ülkede 2003 yılında maden kanunu değiştirilmişti. Ancak petrol ve doğalgaz sahaları ile Senegalli devlet adamları bu kanunu bir kez daha gözden geçirip 2016’da yenilediler.
 
Tüm yatırımların ve geleceğe yönelik öngörülerin önündeki tehditler her yerde olduğu gibi Senegal’in hedeflediği programların zamanlaması, önce Covid salgınına, ardından Rusya ve Ukrayna savaşının belirsizliğine takıldı. Yine de belli bir yavaşlama olsa da çalışmalara yabancı ve yerli iştirakler devam ediyor. Toplumların tabii ihtiyaçları olan tahıllardan buğday, mısır, yağ ve her türlü zirai tohumların temininde yaşanacak zorluklar sivil taşkınlıklara her an sebep olabilir. Senegal, bu konuda en istikrarlı ülke olarak kabul ediliyor. Hatta doğalgaz ve petrolün uluslararası piyasalarda işlem görmesiyle birlikte 2024 yılı için çift rakamlı yüzde 10.3 gibi kalkınma hızı dahi öngörülüyor.
 
Şimdilerde petrol ve doğalgazda lokomotif ülkeler olan Nijerya, Angola ve Güney Afrika’nın tespit edilen petrol ve doğalgaz kaynaklarına Senegal’in kavuşacağı zaten beklenmiyor. Ama mevcut konumuyla Afrika genelindeki bu kaynakların haritalarında önemli bir yer alacağına kesin gözüyle bakılıyor.
 
BÜYÜME SÜRECEK
 
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre Sahraaltı Afrika 2022’de yüzde 4.1, 2023’te ise yüzde 4.9 oranlarında büyüme dönemleri geçirecek. Senegal, bölgedeki ülkeler arasında hem Covid hem de Ukrayna savaşı öncesi konumunu IMF’ye göre yeniden kazandı.
 
2023’te ticari hüviyet kazanacak hidrokarbon kaynakları da bu konumunu destekleyecek. Bu haliyle de beklentilerin çok üzerine çıkabilecek. Senegal, ekonomik direncini artırmak için bazı idari kararlar alarak toplumunu rahatlattı. On binlerce muhtaç ailenin su, elektrik ve gıda faturalarına ciddi desteklerde bulundu. Covid sürecinde bu krizin az hasarla geçmesi için mücadele eden 36 ülke üzerinde yapılan müdahale konusunda Yeni Zelanda’nın ardından ikinci sırada yer aldığı görüldü.
 
DOĞALGAZDA YENİ AKTÖR
 
Yakın gelecekte dünya doğalgaz piyasasında tüm ihtiyacın yüzde 70’ini karşılayan Rusya, Katar, Venezuela, Angola, Cezayir, Libya, Nijerya ve Mısır gibi etkin 11 ülke dışında yenileri de devreye girecek ve bunlardan biri de Senegal olacak. Afrika’nın farklı coğrafyalarında yeni keşiflerle kıtanın 2025 yılında dünyanın bütün doğalgaz ihtiyacının yüzde 25’i gibi bir oranı karşılayacak. Senegal-Moritanya’nın birlikte sahip olacakları Büyük Kaplumbağa adını verdikleri Grand Tortue Ahmeyim ortak doğalgaz sahasında İngiliz BP şirketi büyük bir hızla gerekli çalışmaları tamamlamak için gayret gösteriyor. Ayrıca yine Senegal’in güneyinde de Gine Bissau ile Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde Çinli CNOOC şirketi çalışmalarını yürütüyor. Tüm bu uğraşıların neticesinde Senegal’e doğalgaz üretiminde ‘mastodon’, yani bu alanda büyük bir güç olacak deniliyor. Çünkü tahminlere göre mevcut kaynakların 700 milyar metreküpe ulaşacağı ifade ediliyor.
 
Senegal’i önemli bir enerji ülkesi yapma teşebbüsleri, 2012 yılında petrolün bulunmasıyla günlük 100 ila 120 bin varil arasında yapacağı üretimle zaten bu ülkeye hemen petrolün eldoradosu mührü vurulmuştu. Mevcut yatırımlarla gelecek üç beş sene içerisinde onlarca milyar dolarlık kaynak sağlaması söz konusu. Böylece devletin en fazla ihtiyaç duyduğu istihdam ki dolaylı ve dolaysız 100 bin kişiye iş imkanı sağlayacak. Ayrıca altyapı yatırımları, sağlık, eğitim yanında su, elektrik ve diğer alanlardaki hizmetlere büyük katkı verecek.
 
ENERJİ SEKTÖRÜNDEKİ ŞİRKETLER
 
Senegal, Petrosen ile petrol ve Sangomar ile de doğalgaz üretimi işlemlerini idare edecek. Yeni kaynaklar sayesinde mevcut durumda yüzde 58 olan ülkedeki elektrik kullanım oranının yüzde 100 seviyesine çıkması hesaplanıyor. Halen Dakar limanındaki KarPower isimli Türk firmasının doğalgazdan günlük 250 MW elektrik üretimi, toplam bin 700 MW içinde önemli bir katkı sağlıyor.
 
Çalık Enerji’nin inşasına başladığı doğalgazdan enerji üretmek üzere kurmakta olduğu santralin de bu miktarlarda üretim yapması planlanıyor. Bu arada rüzgar ve güneş enerjileri de devreye alınarak ciddi bir entegre düzene geçilecek.
 
İSTİKRARLI ADIMLAR
 
Senegal’de halen ülke genelinde Total dışında Vivo, Libya’nın eski Oil Libya yerine kurulan Olaenergy ve Oryx isimli akaryakıt istasyonlarından 18 milyona yaklaşan nüfusuyla yüzde 70’lik ihtiyaç karşılanıyor. Yeni hedef olarak bu istasyon ağlarının da genişletilmesi planlanıyor.
 
Tüm bu uluslararası petrol ve doğalgaz şirketlerinde Senegal’in hisseleri yüzde 20’leri geçmese dahi ülkeye sağlayacağı gelir, şimdilerde yıllık 700 milyon ila 1 milyar dolar arasında. Maden mühendisi olan Devlet Başkanı Macky Sall, son 8 yılda ülkede çok sayıda devasa projenin hayata geçirilmesinde büyük riskler aldı. Dakar’da önümüzdeki yıllarda 30-40 katlı gökdelenlerin semaya doğru yükselmeleri için harıl harıl çalışılıyor. Asya’da Singapur ve Ortadoğu’da Katar ne ise Afrika’da bu anlamda Senegal en istikrarlı ve kararlı adımlarla ilerliyor.  
 
TÜRK YATIRIMCILARI DA HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
 
Senegal’de yatırım yapan Türk iş adamları arasında sadece günü kurtarmaya çalışanlar yanında geleceğe yönelik projeler geliştirip onları uygulayanların sayısı da her geçen gün artıyor. Özellikle ikili ilişkilerimizde petrokimya sanayinde her türlü ihtiyaç üretimi yapan şirketlerimizin bu ülkeye yönelecekleri kesin. Üniversitelerimizin tarım, gıda ve sağlık alanlarındaki bölümleri kadar petrol mühendisliği başta ilgili tüm alanlarda lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimleri ile ilmi araştırmalarda ortak çalışmalara imza atılması hedefleniyor. Aslında ülkemizin markası konumundaki şirketlerimiz Senegalli devlet adamları ve toplumun nazarında büyük teveccüh kazandılar. Burada en önemlisi bunların uzun ömürlü ve ikili ilişkilerimizin gelişip artmasında yeni sektörlerde de varlık göstermemizi sağlamasıdır.

Bu yazı 14 Ekim 2022 İTOHaber sitesinde yayınlanmıştır.

Share.

Yazar Hakkında

Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi. 1964 yılında Vezirköprü’de doğdu. Merzifon İmam-Hatip Lisesi (1982) ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde (1987) eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye Diyanet Vakfı bursuyla yüksek lisansını (1991) ve doktorasını (1996) Paris’te tamamladı, aynı yıl Üsküdar’da İslam Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) araştırmacı olarak çalışmaya başladı. 2002’de doçentlik unvanı aldı. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü öğretim üyesi ve bölüm başkanı oldu. 2008-2011 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık’ta Afrika ile ilgili konularda müşavir olarak görev yaptı. 2009 yılında profesörlük unvanı aldı. 2011 yılı Eylül ayında görev değişikliği yaparak İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Siyasi Tarih Anabilim dalına geçiş yaptı. 2013 yılı Mart ayında Afrika ülkelerinden Çad Cumhuriyeti’nin başkenti Encemine’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk büyükelçisi olarak göreve başladı ve iki buçuk yıl bu görevini sürdürdükten sonra 2015 yılı Ağustos ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı olarak tayin edildi. Batı Afrika Ülkelerinden Mali Cumhuriyeti’ndeki ilk ve öğretim seviyesindeki özel eğitim kurumları medreseler üzerine hazırladığı doktora çalışması IRCICA tarafından L’enseignement islamique en Afrique francophone: Les médersas de la République du Mali adıyla Fransızca olarak 2003’de İstanbul’da basıldı. Geçmişten Günümüze Afrika (Kitabevi, İstanbul 2005); Osmanlı-Afrika İlişkileri (Kitabevi, İstanbul 2011/1. baskı, 2013/2. baskı, 2015/3. baskı); Les relations turco-tchadiennes: La politique ottomane en Afrique centrale (TİKA, İstanbul 2014) adlı kitaplarının yanı sıra Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi-İSAM tarafından yayımı tamamlanan İslam Ansiklopedisi için önemli kısmı Afrika hakkında 95 madde yazdı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde “Afrika”, “Osmanlı Afrikası”, “Osmanlı-Fransa Münasebetleri” ve “Osmanlı’da Dini Hayat” üzerine araştırmalar yapmakta olup bu konularla ilgili basılmış kitapları, farklı dergilerde bu konular hakkında çok sayıda makalesi, yurt içi ve yurt dışında düzenlenen ilmi toplantılarda takdim ettiği tebliğleri yayımlanmış bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babası olup Arapça, Fransızca ve İngilizce yanında Paris Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Milli Enstitüsü’nde (INALCO/Institut National des Langues et Civilisations Orientales) eğitimini aldığı Bambara ve Volof Afrika yerel dilleri ile ilgili dersleri takip etmiştir. Prof. Dr. Ahmet Kavas, hâlihazırda Afrika Araştırmacıları Derneği’nin (AFAM) kurucu başkanlığı görevini yürütmektedir.

Yoruma Kapalı