Korona Virüsü ve Afrika

0

Küresel Salgın “Korona Virüsü”  

İnsanlık tarihi kadar eski olan salgın hastalıklar toplumsal ve ekonomik yapıda meydana gelen değişim ve dönüşümlerle her dönem yıkıcı tahribatlara neden olmuştur. 21. yüzyılda küresel bir tehdit haline gelen korona virüsün kaynağı hakkındaki belirsizlik ve neden olduğu Covid-19 hastalığının kısa sürede yaratmış olduğu geniş çaplı etkiler bir salgının yönetilebilirliği açışından önem taşımaktadır.  Özellikle hayvanlar arasında yaygın bir virüs türü olan korona virüsünün insanlarda neden olduğu hastalık spektrumu basit soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS-CoV) ve Ağır Akut Solunum Sendromu’na kadar ciddi derecede değişkenlik gösterebilmektedir. İnsanlarda dolaşımda olan ve alt tipleri çeşitlilik gösteren korona virüsü, 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan kentinde ortaya çıkmış ve etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakaları Covid-19 hastalığı olarak tanımlanmıştır.[1] Bilim insanlarının zoonotik olarak adlandırdığı yani hayvanlardan insanlara bulaşabilen Covid-19 hastalığının semptomları arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, nefes darlığı, halsizlik ve uzun süreli yüksek ateş sayılabilmektedir. Üst solunum yollarında enfeksiyona neden olan viral etkenlerden sadece biri olan bu hastalık genellikle sağlıklı bir insanın enfekte olmuş bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi yoluyla yayılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle doğrudan fiziksel temas, öksürük, hapşırma yoluyla ortaya çıkan damlacıklara maruz kalma, tokalaşma ya da kontamine olmuş yüzey ya da materyaller aracılığıyla da bulaşabilmektedir.[2]

Pandemi düzeyinde ortaya çıkan hastalığın erken teşhisi hem bulaşıcılığını önlemek hem de hastaların hayatta kalması açısından önem taşımaktadır. Covid-19 hastalığına karşı koyabilmek için kişisel hijyene dikkat edilmesi, hastalık hakkında bilgi sahibi olunması, sağlık hizmetlerine kolay erişim, nitelikli laboratuvar sistemlerinin varlığı ve sosyal hareketliliğin güvenli hale getirilmesi oldukça önem taşımaktadır.

İlk örneği Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid- 19 olarak isimlendirilen hastalığa yol açan korona virüs yaklaşık 4 ayda Antarktika hariç tüm kıtalara ulaşmıştır. Dünya nüfusunun tarihin en yüksek olduğu bir döneminde ortaya çıkan korona virüs sınırları kolaylıkla aşarak hızlı bir yayılma etkisi göstermiştir. Tarihin en büyük salgınlarından biri olan İspanyol gribi, Asya gribi gibi kayıtlara geçmesi tahmin edilen virüsün tam olarak nereden yayıldığı bilinmemekle birlikte tedavisine ilişkin henüz kesin bir yöntem geliştirilmiş değildir.  Covid-19 hastalığının görüldüğü ülkelerdeki vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği istatistik sitesi Worldometers’a göre dünya çapında korona virüs vakası 134 bini aştı ve virüsün yol açtığı Covid-19 hastalığı nedeniyle yaşamını yitirenlerinden sayısı ise 5 bine ulaştı.[3] Kuluçka dönemi 5 gün olan virüsün taşıyıcısı olan insanların gittikleri yerlere salgını yayma olasılıkları yüksek olması yeni vakaların ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılıyor. Salgınla mücadele kapsamında tüm kapasiteleriyle gerekli önlemleri alan dünya ülkeleri virüsün olası etkilerine ilişkin koordinasyon içinde çalışmalarını yürütmektedir. 120 ülkede görülen vaka sayısını ve virüsün yol açtığı ölümleri minimum seviyeye indirmek için eğitim, sağlık, spor ve kültürel organizasyonların ertelenmesi gibi bir dizi önlemler alınmıştır. Hastalığın ilk ortaya çıktığı Vuhan şehrinde günlük yeni vaka ve günlük ölüm sayılarında düşüş görülse de hastalık etki sahasını her geçen gün genişletmektedir.

Salgınların Pençesindeki Kıta Afrika

Nüfus yoğunluğu açısından dünyanın en büyük ikinci kıtası olan Afrika, Çin, Avrupa ve İran’dan sonra korona virüs vakalarının hızla yayılmaya başladığı bir diğer bölgedir. Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak sınıflandırdığı global bir salgına dönüşen korona virüse karşı birçok ülke teyakkuza geçmişken Afrika kıtası aslında yıllardır salgın hastalıklarla mücadele etmekte. Yetersiz sağlık sistemleri nedeniyle her yıl yüzlerce cana mal olan AIDS, verem, sıtma gibi hastalıklar aynı zamanda Afrika ekonomisini de olumsuz etkilemekte. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 yılında yayınladığı “Ağır Bir Yük ve Dolaylı Hastalığın Gidişatı” isimli raporda 47 Afrika ülkesinde görülen salgın hastalıklarının yılda 2,4 trilyon dolara mal olduğu belirtiliyor.[4] Kıta tarihinde görülen salgınlara baktığımızda ağırlıklı olarak Batı Afrika ülkeleri Gine, Liberya,  Sierra Leone’de ortaya çıkan ve 11 binden fazla insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan ebola virüsü ilk sırada gelmektedir.[5] Altyapı ve kapasite eksikliğinden dolayı her dönem kolera, çocuk felci gibi salgın türleriyle karşı karşıya kalan kıtada görülen bir diğer önemli salgın özellikle Nijerya’da 41.000 kişinin hayatını kaybettiği Lassa ateşidir. 1976 yılında ilk olarak Nijerya’nın kuzeydoğusundaki Borno eyaletinde rastlanan Lassa ateşi Nijerya için kronik bir problem haline gelmiş durumdadır.[6]

Dünya genelinde Covid-19 hastalığına yakalananların 3,4’ünün hayatını kaybettiği korona virüsü ise Afrika kıtasında ilk kez Cezayir ve Mısır’da görüldü. Virüsten en fazla etkilenen Kuzey Afrika ülkesi Cezayir’de bir petrol kuyusunda çalışan İtalyan uyruklu bir kişide görülen Covid-19 hastalığı kısa sürede bütün kıtaya yayıldı. Cezayir’in yanı sıra Kenya, Gabon, Sudan, Etiyopya, Fildişi Sahili, Gana, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Burkino Faso, Mısır, Nijerya, Senegal, Kamerun, Tunus, Güney Afrika, Fas, Somali ve Moritanya’da görülen 267 Covid-19 vakasından hayatını kaybedenlerin sayısı kıta genelinde 5’e ulaşmış durumda. Korona virüsü her yaş grubundan insanı etkilemekle birlikte hastalığa yakalananların çoğu 51 ve üzeri yaş grubundadır. Bu bağlamda kıta nüfusunun ortalama %60’ının 0-24 yaş aralığında olduğunu baz alırsak kıta halklarının korona virüsünden etkilenme olasılığı düşmekle birlikte korku ve paniğe neden olan salgınlardan sağlık sistemleri zayıf olan ülkeler daha fazla etkilenmektedir. Dolayısıyla Afrika kıtasında içme suyuna ulaşma konusunda yaşanan sıkıntılar, halkın hijyen konusunda yeterince bilinçli olmaması sağlık sistemlerinin zayıflığı kıta halkının hastalığa yakalanma riskini kaçınılmaz kılmaktadır. Diğer yandan ölüm oranının gribe kıyasla 10 kat daha fazla olduğu korona virüste %1’i bulan ölüm oranları düşünüldüğünde teşhis ve tedavi konusunda da zorlukla karşı karşıya kalınmaktadır.

Kıtada olası vakaların hızlı bir şekilde tespitinin sağlanarak yayılmasını önlemek adına eğitime ara verilmesi, uçuşların askıya alınması gibi tedbirler yürürlüğe girmiş bulunuyor. Kıta ülkeleri insanlık tarihini belirlemede önemli bir role sahip olan salgınlara karşı yeterli sağlık ekipmanına ve personeline sahip olmadıkları için küresel sağlık yükünün %25’i ile mücadele etmektedir. Dolayısıyla tarihin her döneminde çeşitli salgınlarla savaşmak zorunda kalan Afrika toplumlarının olası tehditlerden korunmaları için Yusuf Kenan Küçük’ün de belirttiği gibi her şeyden önce alt yapı sorunları ve sağlık sistemlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir.[7] Bununla birlikte hastalıkların yaygınlaşması yaygın olarak sosyo-ekonomik koşullarla ilişkili olduğundan her yıl iki milyondan fazla vatandaşını salgınlara kurban veren kıta ülkelerinin kısa vadede salgınlara sürdürülebilir çözüm bulma kapasiteleri olmadığından Covid-19 ile mücadelede uluslararası işbirliği şart olup koruyucu önlemler konusunda da halkın bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Sonnotlar:

[1]Kadir Göktürk, “Corona Virüsü nedir?” https://medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/9023/corona-korona-virusu-nedir (Erişim Tarihi: 13.03.2020).

[2] World Health Organization, “Coronavirus”,  https://www.who.int/health-topics/coronavirus, (Erişim Tarihi: 13.03.2020).

[3] Woldometers, “Covid- 19 Coronavirüs Outbreak” https://www.worldometers.info/coronavirus/ (Erişim tarihi: 13.03.2020).

[4]World Health Organization, “Heavy Burden : The Indirect Cost of Illness in Africa”https://reliefweb.int/report/world/heavy-burden-indirect-cost-illness-africa (Erişim Tarihi: 13.03.2020).

[5]World Health Organization, “Ebola  community  health workers trained fort he future”, https://www.afro.who.int/news/ebola-community-health-workers-trained-future, (Erişim Tarihi:13.03.2020).

[6] Uwagbale Edward Ekpu, “Nigeria is already dealing with a deadlier viral outbreak than the coronavirüs epidemic”,  QuartzAfrica,8 Mart 2020https://qz.com/africa/1814567/coronavirus-less-deadly-than-nigeria-lassa-fever-viral-outbreak/ (Erişim Tarihi:13.03.2020).

[7] Yusuf Kenan Küçük, “Afrika’da Sağlık: Kim Korkar Koronavirüsten?” Independent Türkçe, 5 Şubat Çarşamba, https://www.independentturkish.com/node/128056/d%C3%BCnyadan-sesler/afrika%E2%80%99da-sa%C4%9Fl%C4%B1k-kim-korkar-koronavir%C3%BCsten ( Erişim Tarihi: 13.03.2020).

Share.

Yazar Hakkında

2011 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimine başlayan Gözde Söğütlü Karadeniz Uluslararası Araştırmalar Derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Karadeniz Teknik Üniversitesi bünyesinde açılan Egüncel.net adlı haber sitesinde editörlük yapmıştır. 2015 yılında lisans eğitimini tamamlamış, Stratejik Düşünce Enstitüsü ile Ortadoğu Araştırmaları Merkezi adlı kurumlarda staj eğitimi almıştır. Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde “Başarısız Devlet Olgusunun Terörizmle İlişkisi: Somali ve El Şebab Örneği”’ adlı teziyle yüksek lisans derecesini aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine başlamıştır. Afrika kıtası, terör, radikalleşme ve güvenlik konularında Boğaziçi Asya Araştırmaları Merkezi bünyesinde akademik faaliyetlerini sürdürmektedir.

Yoruma Kapalı