Küresel ve Bölgesel Aktörlerin Afrika’daki Askeri Üs Rekabeti

0

Üslerin Kurulduğu Bölgeler ve Kuruluş Amaçları

Yirmi birinci yüzyıl ile birlikte Afrika kıtasının uluslararası sistemde her geçen gün artan önemine paralel olarak, sistem içerisinde küresel ya da bölgesel güç olma arzusundaki devletler de kıtadaki nüfuzlarını arttırma yolunda çaba göstermektedirler. Bu kapsamda ABD’den Çin’e, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Hindistan’a kadar birçok devlet bir yandan Afrika kıtası ile olan ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışırken, diğer yandan da kıtanın muhtelif ülkelerinde açtıkları askeri üsler ile kıtadaki etki alanlarını genişletmeye çalışmaktadırlar. Küresel ya da bölgesel aktörlerin Afrika kıtasındaki askeri üs edinme rekabeti gerek kıta ülkeleri gerekse uluslararası toplumun diğer birçok üyesi tarafından emperyalist güdüler taşıdıkları endişesi ile eleştiriledursun, kıta dışından gelen aktörlerin Afrika’da kurdukları askeri üsler, ağırlıklı olarak Sahil (Sahel) ve Afrika Boynuzu olarak nitelendirilen bölgelerde yoğunlaşmaktadırlar.

(Afrika’daki Askeri Üsler, Kaynak: Voice of Djibouti)

Küresel ya da bölgesel güç olma arayışındaki ülkelerin Afrika kıtasındaki askeri varlıklarını arttırmaya yönelik faaliyetlerinde birçok faktör önemli rol oynamaktadır. Bu faktörlerden bazıları şu şekilde ifade edilebilmektedir:

  • Enerji kaynakları başta olmak üzere kıta ülkelerinin sahip olduğu zengin doğal kaynaklar
  • Afrika kıtasının enerji geçiş yolları bağlamında son derece önem arz eden jeopolitik konumu
  • Kıtada iyi yönetilemeyen bölgelerin bulunması ve bu bölgelerin varlığının terörist unsurların faaliyetlerini kolaylaştırdığı iddiaları
  • Kıta dışından gelen aktörlerin, kıtada kurdukları nüfuzun devam ettirilmesine yönelik arzuları ve çabaları
  • Kıta dışından gelen aktörlerin çıkarları doğrultusunda Afrika’da askeri, siyasi, ekonomik (vs.) istikrarın sağlanmasına yönelik beklentileri ve girişimleri.

(Çin’in Cibuti’de bulunan askeri üssü, Kaynak: Sputnik Türkiye)

Cibuti’de ABD-Çin Rekabeti

Afrika’da askeri üs edinme rekabetinde, Afrika Boynuzu’nun Ortadoğu’ya en yakın ucunda yer alan Cibuti, ön plana çıkmaktadır. Mevcut durumda Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, İtalya ve Japonya’nın Cibuti’de birer askeri üssü bulunmakta; Almanya, İspanya ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de bu ülkede bir askeri üsse sahip olmak için girişimlerini sürdürmektedir. Cibuti’deki askeri üs rekabetinin, bilhassa Çin ile ABD arasında yaşandığı gözlenmektedir. Cibuti’nin Orta Doğu’ya yakınlığı ve Babü’l-Mendeb’in kıyısında bulunması nedeniyle her iki ülke için de son derece önemli bir stratejik konuma sahip olması, söz konusu rekabeti daha da kızıştırmaktadır. Öyle ki, Çin’in Cibuti’deki ve diğer Afrika ülkelerindeki varlığı, Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton’ın 2018 yılının Aralık ayında Heritage Foundation’da Trump yönetiminin Afrika stratejisini açıkladığı konuşmaya sinmiş, Bolton Çin’in Cibuti’deki faaliyetlerini eleştirerek Pekin yönetimini -ve ek olarak Rusya’yı- kıtanın istikrarını bozmakla itham etmiştir. Çin-ABD rekabetinin ötesinde düşünüldüğünde ise hem Japonya’nın hem de Çin’in bu ülkede bir askeri üsse sahip oldukları gerçeğinden hareketle Cibuti, Asya ülkelerinin Afrika’daki varlıklarını kolaylaştıran ve sağlamlaştıran bir geçiş kapısı olarak da nitelendirilebilir.

(John Bolton Trump yönetiminin Afrika Strateji’sini açıklıyor, Kaynak: The Heritage Foundation)

Askeri Üs Sayısında Başat Ülke Fransa

Sömürge edinme faaliyetleri nedeniyle Afrika kıtası ile derin (!) tarihsel ilişkileri bulunan Fransa, kıtada en fazla askeri üsse sahip devlet olarak karşımıza çıkmaktadır. Paris yönetiminin Cibuti, Çad, Gabon, Fildişi Sahili, Nijer ve Senegal’de askeri üsleri bulunmaktadır. Kıtada sömürgecilik döneminden günümüze kadar uzanan süreçte tesis ettiği nüfusu koruma amacında olan Fransa da, Cibuti’de bulunan askeri üssünde konuşlandırdığı yaklaşık 1700-2000 askeri ile tıpkı Çin ve ABD gibi kıtadaki askerlerini en fazla bu ülkede bulundurmaktadır. Cibuti’nin dışında yer alan Afrika’daki Fransız askeri üslerinde ise sayıları 500 ile 1000 arasında değişen Fransız askerleri görev yapmaktadır. Fransa’nın Afrika’da bulunan askeri üsleri, Fransa’nın kıtada gerçekleştirdiği askeri operasyonlar için son derece elverişli olmakla beraber, Paris yönetiminin emperyalist geçmişi nedeniyle, Afrikalı bazı devlet adamlarının ve Fransız askeri üslerini bulunduran ülkelerin uzmanları ile vatandaşlarının eleştirilerine maruz kalabilmektedirler.

Körfez’den Afrika’ya Uzanan Sünni-Şii Rekabeti ve Askeri Üsler

Körfez’deki etki alanını genişletmek amacıyla Afrika’daki varlığını sağlamlaştırmaya çalışan ülkelerden olan Birleşik Arap Emirlikleri de kıtada askeri üsse sahip olan dış aktörler arasındadır. Bu kapsamda, Abu Dabi yönetiminin Eritre ve Somaliland’da birer askeri üssü bulunmaktadır. Bu askeri üsler, Babü’l-Mendeb’deki nüfuzunu arttırma noktasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin elini güçlendirmektedir. Ülkenin ayrıca Libya’da da bir askeri üssü bulunmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanı sıra, Suudi Arabistan da yakın gelecekte Cibuti’de askeri üs açmak için girişimlerini sürdürmektedir. Riyad yönetiminin bu yöndeki olası hamlesi, Ortadoğu’da vücut bulan ve son zamanlarda Afrika’ya da taşınmaya başlayan Sünni-Şii rekabetinin kıtada daha da yaygınlaşması riskini de beraberinde getirmektedir. Zira Suudi Arabistan Cibuti’de askeri üs açtığı takdirde, kıtada etki alanını genişletme ve Körfez’deki Sünni bloğuna karşı Afrika’da alan kazanma arayışında olan İran’ın da kıtadaki Şii eksenli siyasetini daha da yoğunlaştırmaya yönelik çaba göstermesi kaçınılmazdır. Bu anlamda Körfez ülkelerinin Afrika’da kurdukları ya da kuracakları askeri üslerin, Afrika ülkelerini  -zaman zaman yıkıcı ögeler barındırması mümkün olan- mezhepsel bir rekabetin kıskacına sokma ihtimali hayli kuvvetli görünmektedir.

Afrika’da Askeri Faaliyetlerde Türkiye Farkı

Son dönemde Afrika’daki etkinliğini arttırarak kıtada adından söz ettirten devletler kervanına katılan Hindistan da Afrika’da askeri üs sahibi olan ülkeler arasındadır. Katar’dan Vietnam’a, Maldivler’den Tacikistan’a kadar birçok dünya ülkesinde askeri üssü bulunan Hindistan’ın, kıtada Mozambik, Madagaskar ve Seyşeller’de askeri üsleri bulunmaktadır. Hindistan’ın, Mozambik’teki askeri üssü bölgedeki deniz güvenliğini sağlamak, Madagaskar’daki askeri üssü Hint Okyanusu’ndaki gemi hareketliliğini kontrol etmek, Seyşeller’deki askeri üssü ise deniz haydutluğuyla mücadele etmek amacıyla kurulmuştur. Hindistan’ın dışında, tarihlerinde Afrika’da sömürgeci faaliyetlerde bulunmuş olmanın lekesini taşıyan ülkelerden İtalya’nın Cibuti ve Libya’da, İngiltere’nin ise Kenya’da askeri üssü bulunmaktadır. Türkiye’nin de Somali’de bir askeri eğitim merkezi bulunmakla birlikte,  Ankara yönetiminin sahip olduğu bu üsse yalnızca Somalili askerlerin eğitilmesi münasebetiyle eğitim faaliyetleri gerçekleştirildiğinden dolayı, ülkenin askeri üssü klasik anlamda bir askeri üsten ziyade, bir askeri eğitim merkezi niteliğindedir. Esasında Türk devleti de Afrika’daki bu varlığını “askeri eğitim merkezi” olarak nitelendirmektedir. Bu nedenle, Türkiye’nin Somali’de yer alan askeri varlığı, Afrika kıtasında konuşlanan diğer askeri üslerin aksine yerel halktan emperyalist unsurlar taşıdığına ilişkin herhangi bir eleştiri almamakta, bilakis, askerlerini eğitmek suretiyle Somali’nin istikrarına katkıda bulunduğu için Afrika’daki Türk askeri varlığı yerel halk tarafından takdir edilmektedir.

(Türkiye’nin Somali’deki Askeri Eğitim Merkezi, Kaynak: www.ensonhaber.com)

Afrika kıtasında yer alan bazı askeri üslerle ilgili bilgiler aşağıdaki tablolarda aktarılmıştır:

Tablo I. Afrika’daki Askeri Üsler ve Bulundukları Ülkeler

Tablo II. Bazı ülkelerin Afrika’da Sahip Oldukları Askeri Üs Sayısı

Share.

Yazar Hakkında

Hasan Aydın 1993 yılında İstanbul, Üsküdar’da doğdu. İstanbul’da geçen ilköğretim ve lise eğitiminin ardından, 2016 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölümünden derece ile mezun oldu. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında başladığı tezli yüksek lisans eğitimini 2018'de başarıyla tamamlayıp aynı bölümde doktora eğitimine başlamıştır. İleri seviyede İngilizce bilmektedir. İlgi alanları, Din ve Milliyetçilik, Sömürgecilik ve Afrika’da ABD Dış Politikası’dır.

Yorum Yap