Doğu Afrika’da bir ada ülkesi olan Moritus’ta, 2015 yılı seçimlerini kazanan Ameenah Gurib-Fakim “ilk kadın devlet başkanı ünvanı”nı kazanmıştır. Ancak günümüze gelindiğinde, Ameenah Gurib-Fakim hakkında çıkan yolsuzluk iddiaları sebebiyle istifaya zorlanmıştır. Söz konusu istifanın 23 Mart 2018’de yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Moritus Başbakanı Pravind Jugnauth geçen hafta yaptığı bir açıklamada, ülkenin ilk kadın devlet başkanı olan Ameenah Gurib-Fakim’in istifa edeceğini duyurmuş, ancak bu durum başkan tarafından yalanlanmıştı. Üstelik Ameenah Gurib-Fakim, yolsuzluk iddialarını kesin bir dille reddetmiş, herhangi bir kimse yahut kurumdan para veya değerli eşya almadığının altını çizmişti.
Ancak mevcut durumda, Gurib-Fakim’in istifa sonrası avukatı Yousauf Mohamed aracılığı ile yaptığı açıklamaya göre, başkanın bir anayasal krizi önlemek amacıyla böyle bir karar aldığı ve hakkındaki yolsuzluk iddialarını kesinlikle reddettiği belirtilmektedir. Üstelik bu açıklamada yer alan “ülkemizin yüce menfaatleri ve çıkarları için istifa kararı aldım” ifadesi oldukça dikkat çekicidir.
Yolsuzluk iddialarının çıkış noktasına kısaca değinmek gerekirse, aynı zamanda bir bilim insanı ve biyolog olan Devlet Başkanı Ameenah Gurib-Fakim’in bir yıl önce Planet Earth Institute (PEI) kredi kartı ile kişisel ihtiyaçları için harcama yaptığı ortaya atılmıştır. Ancak Moritus’un ilk kadın devlet başkanı Ameenah Gurib-Fakim’i olumlu veya olumsuz yönde yargılamadan önce olayların ve iddiaların seyrine bakmak, bunu yaparken de Moritus ve Gurib-Fakim hakkında bilgi vermek bu yazının ana çerçevesini oluşturmaktadır.
Moritus Hakkında Genel Bilgiler
Moritus, Hint Okyanusu’nun güneybatısında yer alan bir ada ülkesidir. Güney Afrika’nın doğusunda bulunan Moritus’un batısında Madagaskar, güneybatısında ise Réunion adası bulunmaktadır. Moritus’un başkenti Port Louis’tir.
Moritus’un nüfus yoğunluğu Afrika’da birinci, dünyada ise on yedinci sıradadır. Ülke yüzölçümü bakımından, İstanbul’un yarısından daha azdır. Genç nüfus oranı ise yüksektir. Hayat standardına baktığımızda, Moritus’un gelişmekte olan ülkeler sınıfında, 73 yıl ile en uzun yaşam süresine sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Halk nezdinde okuma yazma oranı ise % 88 civarındadır.
Adanın ekonomisi, turizm başta olmak üzere uluslararası ticarete dayanmakta ve doğrudan yabancı yatırıma bağımlı bir karakter göstermektedir. Moritus’un en büyük kazanç kaynağı turizmdir. Ülke, yıllık ortalama bir milyon turist ağırlamaktadır. Ekili alanların % 80’den fazlası ise şeker kamışı üretimine ayrılmıştır. 2015 yılı verilerine göre, ülkenin Türkiye ile ticaret hacmi 40,9 milyon ABD dolarıdır. Adadaki sektörel dağılıma baktığımızda, en büyük sektör olarak karşımıza finans çıkmaktadır.
Adanın kültürel yapısı çeşitlilik arz etmekte, Hint ve Afrika kültürlerinin etkisi görülmektedir. Aynı zamanda Moritus’ta etnik çeşitlilik söz konusudur. Adada konuşulan diller ve inanışlar da çeşitlilik göstermektedir.
Moritus’un anayasa ile belirlenen resmi bir dili yoktur. Ancak anayasada belirtilen maddeye göre, parlamentoda İngilizce ya da Fransızca konuşulmaktadır. Halk nezdinde ülkenin büyük çoğunluğu Mauritian Creole (Kreol[1]) dilini konuşmakta olup bu dil, Afrika dilleri ile Fransızca’nın bir karmasıdır. Ancak ülkede eğitim dili Fransızca yahut İngilizce’dir. 2005 verilerine göre, halkın % 72,7’si Fransızca’ya hâkimdir. Adada konuşulan diğer diller ise, Hintçe, Tamilce, Urduca ve Çince’nin bazı lehçeleridir.
Dini inanışlara gelecek olursak, 2011 verilerine göre, halkın % 48,5’i Hinduizm’e mensuptur. Buna ek olarak geçirilen sömürge dönemleri etkisiyle adanın % 31,7’si Hristiyan’dır. % 18,3’lük bir kısım ise Müslümanlardan oluşmakta ve bu Müslümanların neredeyse tamamı Sünni olup başkentte ikamet etmekte ve çoğunlukla da Urduca konuşmaktadırlar.
Moritus’un kısaca tarihine bakarsak, adaya ilk olarak 1510’da Portekizler gelmiştir. 1598 yılında Hollandalılar ile birlikte adada ilk yerleşim başlamıştır ve şeker kamışı ekimi de bu zamana dek geri gitmektedir. Ardından, 1715’te adaya Fransızlar gelmiştir. Son olarak ise 1810 yılında Moritus’un hâkimiyeti İngilizlere geçmiş ve ada 1968’e kadar İngiliz mandası olarak varlığını sürdürmüştür. Moritus, 1968’te bağımsızlığını kazanmıştır. 1992’de ise yeni anayasa kabul edilmiş ve Cumhuriyet rejimine geçiş sağlanmıştır.
Ameenah Gurib-Fakim Kimdir?
Ameenah Gurib-Fakim, 1959 yılında doğmuştur. Biyoçeşitlilik alanında uzmanlaşan bir bilim insanı, aynı zamanda ise bu alanda bir araştırma merkezinin kurucusudur. Buna ek olarak ömrünün büyük çoğunluğunu Moritus adasındaki biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınmasına ve bu çeşitliliğin önemine vurgu yapan makaleler kaleme almaya, bu konudaki konferanslara katılmaya adamıştır. 2015 yılı seçimleri öncesinde Moritus’un çoğunluk partisi, ona başkanlık için adaylık teklif etmiştir. Haziran 2015’ten sonra bu teklifi kabul eden Gurib-Fakim özellikle ilgilendiği bu bilimsel konular ve ilgiler için daha büyük bir kitleye ulaşma imkânı bulmuştur. Başkanlığı süresince de hem küresel ısınma konularında çalışmalar yapmış, hem de bilim ve teknoloji konusunda sadece kendi ülkesine değil tüm Afrika kıtasına yatırım çekmeyi amaçlamıştır. Örneğin Bill&Melinda Gates Vakfı gibi dünya çapındaki sivil toplum kuruluşlarıyla yakın ilişkiler geliştirerek, ada vatandaşları için on doktora bursu için kontenjan ayarlanmasını sağlamıştır. Ancak Ameenah Gurib-Fakim sadece ada halkı için değil tüm Afrika için projeleri olan vizyoner bir devlet başkanı olmuş ve bu bursların tüm Afrika ülkelerini içine alan gelecekte on binlik bir kontenjana çıkarılmasını sağlamıştır. Başkentte yaşayan Gurib-Fakim, evli ve iki çocuk annesidir. Buna ek olarak adada az önce bahsettiğimiz etnik ve dini çeşitliliğin egemen olduğu yapıda, Ameenah Gurib-Fakim Müslüman tebaadandır ve bölge halkı tarafından çok sevilmektedir.
Yolsuzluk İddiaları
İlk olarak yolsuzluk iddiaları, yerel L’Express gazetesinin bir haberi ile başlamıştır. Bu habere göre, Gurib-Fakim, Planet Earth Institute (PEI)’e ait bir kredi kartıyla yurtdışında, özellikle Londra’da lüks harcamalar yapmış ve mücevhere parasını yatırmıştır. Ancak PEI Kurumu, bu kredi kartının başkana yolculuk masrafları için verilmiş olduğunu ve sadece Moritus için bilim, teknoloji ve inovasyon konusundaki çalışmalarında kullanılabileceğini ifade etmiştir. Üstelik PEI Londra’nın yetkilileri farklı bir iddia daha ortaya atmış ve bu kart vasıtasıyla kullanılan paranın daha sonra Gurib-Fakim’in kız kardeşinin kurumuna transfer edildiğini söylemiştir.
Gurib-Fakim ise geçen hafta kendisinin bu konuda yasal aksiyon alacağını, sıkıntının aynı bankadan (Barclays) özdeş bir kartının daha olduğunu ve kendi görevi dışındaki harcamalarını bu kart ile yapmasından kaynaklandığını belirtmiştir. Bu sebeple de Gurib-Fakim Barclays’ı kendi özel harcamalarını ifşa ederek bankacılık sırlarını ortaya sermekle suçlamaktadır. Bu da itibarının zedelenmesine yol açmış ve rakipleri tarafından suiistimal edilmiştir.
Sonuç
Yolsuzluk iddiaları ve Gurib-Fakim’in savunması yukarıda özetlediğim gibi olup, bu konuda çok yönlü düşünmenin yararlı olabileceği kanısındayım.
Şöyle ki, sırayla gidersek, kanaatimce burada en büyük eksik kurumsal bir devlet anlayışından uzak ve hukukun taraflı olabileceği bir yapının söz konusu oluşu. Bu pek çok az gelişmiş ülkede, özellikle Afrika’da büyük bir sorun. Böylece adil yargılanma söz konusu olamıyor ve adaleti gözeten, akıllıca bir çözüme ulaşılamıyor. Bu konuyu bir kenara not edelim.
İkinci olarak, bu ülkelerin sömürge geçmişi olduğunu ve Moritus’un da yoğun bir İngiliz etkisinde kaldığını biliyoruz. Yani, bu vakada adı geçen yapılar neden hep İngiliz menşeili (mesela Barclays ve PEI) eski sömürgecilerin de kendilerine yakın kişileri başkan yapmak istediklerini, olmayınca da darbe yahut kendi kurumlarını kullanarak seçimleri kazanan liderleri itibarsızlaştırma gibi çözümler ürettiklerini biliyoruz. Mesela bu olayda Barclays’ın başkanın harcamalarını ifşası gibi. Gerçeği elbette hiçbirimiz bilmiyoruz ancak PEI haklı olmasa dahi başkanın kişisel harcamalarını ortaya çıkarmak bile bu kişisel gelirin kaynağı konusunda kamuoyunu meraklandıracağı ve yine Gurib-Fakim’e itibarsızlaşma olarak döneceği kesin. Aslı olmayan bir olay bile bir siyasetçiyi kamuoyu nezdinde kolayca yıpratabilir ve onu aday gösteren parti tarafından ilişiğinin kesilmesi bir seçenek olarak görülebilir. Bu anlamda yaşanan olayın bir itibar suikastı olabileceğini de akılda tutmak gerek.
Son olarak, Moritus anlattığımız gibi etnik ve dini çeşitliliklerin olduğu bir ada. Gurib-Fakim’in Müslüman kimliğinin de ona bu noktada belki bir sorun teşkil edeceğini de akılda tutmak gerek.
Elbette bu iddialar konusunda kesin bir şey söylemek şuan için zor ancak sorgulayıcı olmanın ve her ihtimali düşünmenin faydalı olacağı kanaatindeyim.
[1] Genellikle Afrika ve Amerika kıtalarında, eski sömürgeci ülkenin diliyle yerel dilin ya da sonradan getirilen kölelerin dilinin karışımından oluşan melez dillere verilen genel addır.