Mozambik’te Osmanlı İzleri

0

Osmanlı Devleti’nin Sahraaltı Afrikası’ndaki izleri henüz teşekküllü bir saha çalışmasıyla tamamlanmış değildir. Kıtanın en ucundaki Portekiz sömürgesi Mozambik’te bir Osmanlı camiinin olduğu veya Osmanlı Hilâfeti’nin desteğiyle bir okulun açıldığı, belki sadece bir elin beş parmağını geçmeyen sahadaki uzman kişilerce malumdur. Bunun sebebi alandaki kaynak eksikliğinden daha çok bu sahada çalışan uzmanların yetersizliği ve özellikle devlet nezdinde Afrika uzmanlarına teşvik edici araştırma fonlarının sağlanmamasıdır. Zira bir öğrenci ya da araştırmacının kendi imkânlarıyla Mozambik’te günlerce sürecek saha araştırması yaparak çalışmalarda bulunması maddi-manevi kayda değer bir yüktür. Bu çalışmada elimizde olan kaynaklar nispetinde Mozambik’te Osmanlı izlerini ortaya koymaya çalışacağız.

Osmanlı Devleti’nin 16. yüzyılda Mozambik sularına kadar Aden Körfezi’nden inerek Portekiz donanmasıyla mücadelesi Portekiz ve Arap kaynaklarınca da sabittir. Osmanlı donanmasının hangi maksatla Afrika’nın güneyine indiğine dair en önde gelen sebepler hac kafilelerinin ve Aden Körfezi’nden Hindistan’a giden baharat yolunun güvenliğini sağlamaktı. Topkapı Sarayı’ndaki bir arşiv belgesinde henüz 1522 yılında 27 kadırgalık bir Osmanlı donanmasının Portekiz korsanlarına gözdağı vermek için Kızıldeniz’de bulunduğuna dair kayıt mevcuttur. Buna rağmen Osmanlı-Portekiz mücadelesinin 16. yüzyılın sonlarına doğru çok daha yoğun geçtiği Osmanlı kaynaklarından da anlaşılıyor.[i]

Osmanlı-Portekiz çekişmesini Portekiz kaynaklarıyla vukûfiyetle işlemiş olan Prof. Dr. Salih Özbaran, Osmanlı Devleti’nin Kızıldeniz üzerinden Hindistan Okyanusu’ndan Mombasa‘ya kadar hâkimiyet kurduğunu delilleriyle ortaya koymuştu. Malindi civarını süratle ele geçiren Emir Ali Bey’in 1588 senesinde Mogadişu şehrini de Mombasa’ya kadar işgal ettiğini kaydetmiştir.[ii]  Bandırmalızade Mehmed Muhsin, 1895 senesinde kaleme aldığı Afrika Delili adlı eserinde Zengibar Sultanlığı’nın sınırlarından bahsederken “bahr-i muhit-i Hindî sahilinde kuzeyden Afrika-yı Osmaniye’den Somali kıtasını ve güneyden Portekizliler’in Mozambik (…) hükümeti ile sınırdır” şeklinde açıklaması, bölgedeki Portekiz varlığı hakkında önemli ipuçları verir.[iii]

Kızıldeniz’de Osmanlı etkisi hakkında en kayda değer bilgileri 1921 yılında Longworth Dames ortaya koymuştur.[iv] Dames’e göre; 1541 senesinde Portekiz donanmasına karşı yola çıkan Osmanlı Armadası, Kızıldeniz‘den Mombasa‘ya ulaşır ve bu havaliyi kontrol altına alır. Hakikaten merhum Uzunçarşılı’nın belirttiği üzere Sultan II. Selim tarafından 1568 yılında Mısır Beylerbeyi’ne verilen emr-i âlide Akdeniz ve Kızıldeniz sahillerinden Hint Okyanusu’na güçlü bir Osmanlı donanması gönderildiği anlaşılmaktadır.[v]

Benzer bir izahla Anthony Reid’in bir çalışmasında da 1538 yılında Süleyman Paşa’nın Gucerat Bölgesi’ne yaptığı deniz seferinden, Osmanlıların 1560’a kadar Doğu Afrika‘da hâkimiyeti elinde tuttukları ifade edilmektedir.[vi] Nitekim Seydi Ali Reis, meşhur eserinde; bu havalideki Portekiz tecavüzünü kastederek “diyar-ı Hindistan‘dan vilâyet-i Gucerat’a iruşup (…) Portukal kâfiri ile cenk üzere olduğunu ilam ettüklerinden kadırgalarda olan Muallim Ali ile Samiriye ‘inşallah Mısır’dan donanma-yı hümâyûn gelip ol diyarları kâfir elinden halaş etmek mukarerrdur” demiştir ki bu ifâdeler, bölge Müslümanlarının Osmanlı İmparatorluğu’na bir kurtarıcı sıfatıyla baktığına delil teşkil eden misallerdendir.[vii]

Osmanlı kaynaklarında ise; Açe Sultanı Alauddin‘in, Portekizlilerin Müslümanlara saldırılarda bulunduklarını bildirip Süveyş’de bulunan Osmanlı donanmasından on beş kadırga ve iki parçanın donatılıp içine yeteri kadar top, silah, mühimmat ile savaşçı asker ve zâhire tedârik edilerek başbuğ tayin olunan Kurdoğlu Hızır Kaptan’a teslimini emrettiği görülmektedir.[viii] 1580 yılına kadar bölgeyi Batı sömürgecilerinden koruyan Osmanlı kadırgaları, 1589’da Yemen Valisi emrindeki Emir Ali Bey’in komutasında Mombasa‘ya gelir, fakat başarılı faaliyetlerine rağmen Zimba adlı vahşi Afrikalı kabilelerin saldırısına uğrar.[ix] Tarihçi Boxer ise Emir Ali Bey’in 1581 Eylül’ünde Muscat şehrini tamamen ele geçirdiğini kaydetmiştir.[x]

Mühimme Defterleri’nden anlaşıldığı üzere Portekiz donanmasının kaptanı Dökondo Prino, mahiyetindeki dokuz adet askeri ile esir edilerek İstanbul’a gönderilmiştir. Bununla birlikte 1591 tarihli bir arşiv kaydında Portekiz Kralı Don Antuvan‘ın oğlunun rehin tutularak İstanbul’a gönderildiği anlaşılmaktadır.[xi]

Tüm bunlarla beraber gerek Osmanlı tarihçileri gerekse batı tarihçileri, Osmanlı’nın Hint Okyanusu ve Kızıldeniz sahillerindeki mücadelesini kaleme alırken kayda değer bir kaynağı atlamışlardır. Dolayısıyla Mozambik ile alakalı ansiklopedik eserlerde Osmanlı kaynaklarının Mozambik havalisindeki varlığına değinirken Pîrî Reis’in Kitâb-ı Bahriyesi’nde bahsettiği Mozambik’in Sultanı Musa bin Bik’in ülkesi olan ada hususunda başka bir bilgiye yer vermezler.[xii] Oysa Erzurumlu Seyyid Müderris Ebubekir Efendi’nin 1869 yılında Ümit Burnu‘nda Afrikaans dilinde fakat Arapça harflerle kaleme aldığı Beyânü’d-Dîn adlı eserinin ön sözünde;

Sinan Paşa’nın Mozambik’te bina ve ihya ettirdiği câmî-i şerifte elhâlet hâzihi (günümüzdeki) mezkûr Fatar ahalisinden bazılarıyla sair müslimin, cuma namazı eda etmektedirler. Mezkûr kitapların (Beyânü’d-Dîn ve Merâsüdi’d-Dîn) matbaa-ı âmirede tab’ ve temsiliyle ahâli-i merkûmeye talim ettirilmesi mücerred zât-ı fârukî sıfat-ı hazret-i hilâfetpenâhîleri intişâr-ı İslâmîyye hakkında mütevâlî (sürekli) ez-zuhûr olan müsaadat ve inâyât-ı celile-i hazret-i hilâfetpenâhîleri âsâr-ı celilesinden (büyük eserlerinden) görülmüş ve ahâli-i merkûme ile beraber cümlemiz taraflarından davât ve temâdî-i eyyam ömür ve afiyet ve tezayid-i şan ve şevket seniyye-i hazret-i tacdâr-ı ba-hulusu’l bal (içtenlikle)  îfâ ve edâ kılınmakta bulunmuştur. Ala ve-huve’s-sultanu’l azim ve el-hâkânu’l-mufahham kutb-i feleküs-saltanat-ı azamî ve merkez-i dâiretu’l-hilâfetu’l-kebir-i müstahkem kavâid-i devlete (…)”

şeklinde önemli ifâdelere yer vemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kızıldeniz sahillerinden hemen hemen Güney Afrika topraklarına kadar Mozambik’in doğu sahillerine dolaylı olarak da olsa nüfuz etmiş olduğu bu bilgiden anlaşılmaktadır.[xiii]

Uçar, Güney Afrika’da Osmanlılar adlı çalışmasında, Emir Ali Bey’in Mombasa havalisini Portekizlilerin elinden aldığı bahsinde Kenya’nın sahil şehri Mombasa’yı yanılgıyla Mozambik’in başkenti diye kaydetmiştir. Bu yanılgı sebebiyle Portekizlilerle mücadele eden Kızıldeniz’deki Osmanlı Donanması’nın kaptanı Emir Ali Bey’i Mozambik’te bir Türk serüvenci Ali Bey diye tanıtmıştır.[xiv] Halbuki konu hakkında yerli ve yabancı otoriter kaynaklar, Mombasa’dan aşağıya inen bir Osmanlı donanma kuvvetinden bahsetmez.[xv] Muhtemeldir ki Uçar’ı çelişkiye düşüren kaynak, merhum Ebubekir Efendi’nin eseri Beyânü’d-Dînin önsözünde belirttiği, Mozambik’te II. Selim döneminde inşa edilen Osmanlı câmiidir. Müderris Ebubekir Efendi’nin eserinde aktardığı bu mühim ayrıntının doğruluk payı yüksek olmasına rağmen, Sinan Paşa’nın sadece maddî destek sağlayarak mı yoksa bizzat Mozambik’te donanmasıyla hazırda bulunarak mı câmiyi inşa ettirdiği başka kaynaklarla teyid edilmeye muhtaçtır. Zira Osmanlı Devlet-i Aliyyesi’nin, coğrafî sınırlarının çok ötesinde Ümit Burnu ve hatta Japonya’da dahi temsilci göndererek câmi inşa ettirdiği vâkidir.[xvi] Dolayısıyla bu bilgiye dayanarak Mombasa yerine “Mozambik’te Türk Şehitleri” şeklinde haber yapmak, pek zorlama hatta hakikate aykırı bir ifade olacaktır.[xvii]

Mozambik’te yerli bir Müslüman aile, 1890.

Bununla birlikte Mozambik Müslümanlarının Sultan II. Abdülhamid döneminde İslâm dünyasını heyecanlandıran Hicaz Demiryolu Projesi’ne kayda değer bir oranda yardım gönderdikleri arşiv kayıtlarından anlaşılmaktadır.[xviii] Mozambik Müslümanlarının Hicaz Demiryolu’na bağış yapan hayırsever işadamlarına gönderilen Hicaz Demiryolu madalyaları, Müderris Hişam Nimetullah Efendi tarafından Natal Şehri’nde törenle sahiplerine takdim edilmişti.[xix] Bazı Osmanlı belgelerine göre Johannesburg Başşehbenderliği müdevver evrakında Mozambik Müslümanları tarafından Kızılay adına derlenen kayda değer bir meblağın alındığına dair Delagoa Bay’da meskûn Tacir İsak Ömer Efendi’den konsolosluğa gelen bir mektup yer almaktadır. Kızılay yararına toplanan meblağa dair Mozambik’te bulunan Hacı Musa Arbi Şirketi adına Johannesburg Konsolosluğu’na gelen mektup, Güney Afrika’daki Osmanlı başkonsolosu Ohannes Efendi tarafından makbuzuyla teslim alınmıştır. Afrika’da Mozambik Levranso Markiz Şehrî İslam Encümeninden Hicaz Demiryolu’na iânede bulunanlar bu vesileyle taltif edilmişlerdi.[xx] Bunlarla birlikte çocukları Helene ve Cemile’nin vasisi Catherine Sabat Hanım’ın, Maputo’da ölen kocasının mirasını Osmanlı Devleti’ne bağışlaması, Osmanlı Hilâfeti’nin o havalideki Müslümanlarla kurduğu sıcak ilişkilerle ilgili kayda değer misallerdendir.

Sonuç

Anadolu coğrafyasından çok uzakta olmasına rağmen İslam dünyasının halifesi olarak Osmanlı sultanlarının Sahraaltı Afrikasındaki Müslümanları ihmal etmeyişi, Osmanlı Hilâfet müessesesinin görevini hakkıyla yaptığına delalet eder. Osmanlı Devleti’nin son demlerine kadar Mozambik Müslümanlarının Türk milleti ile olan yakın münasebetleri Balkan ve Trablusgarp Savaşları’ndaki desteklerinden anlaşılmaktadır. Güney Afrika’da vazife yaparken Mozambik’i ziyaret edip oradaki Müslümanları bir İslam okulunun açılmasına teşvik eden Osmanlı âlimi Ebubekir Efendi’nin Maputo’da namaz kıldığı Osmanlı camii, araştırılması gereken ayrı bir konudur. Bölgede görev yapan elçilik ve Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı diğer kurumların bu caminin tespit edilerek hatırasını yaşatması Afrika’nın sömürge edilmeden önce Osmanlılar tarafından bölgedeki insani yardımının ortaya çıkarılması açısından elzemdir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya milletlerine insanlık dersi veren Osmanlı geçmişindeki izlerini ortaya çıkardıkça yeni nesillere de ilham olacaktır. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” sözü bu manada dikkate alınması gereken bir öğüt olarak ehemmiyet taşır.

Kaynaklar

[i] Bostan, İdris. 2011. Beylikten imparatorluğa Osmanlı denizciliği. İstanbul: Kitap Yayınevi.

[ii] Özbaran, Salih, 2005, Ottoman Expansion towards the Indian Ocean in the 16th century, s. 89, 206 İstanbul, Bilgi University Press.

[iii] Uğur, Hatice, 2005, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık, Zengibar, s. 40, Küre Yayınları, Istanbul.

[iv] Dames, Longworth M. 1921. “The Portuguese and Turks in the Indian Ocean in the Sixteenth Century”. Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain & Ireland, 53(1), s..6. doi:10.1017/S0035869X00062870.

[v] Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. 1951, Osmanlı Tarihi, III. s. 33. TTK, Ankara.

[vi] Reid, Anthony, 1969, “Sixteen Century Turkish Influnce in Western Indonesia”, Journal of Southeast Asian History. Vol, 10. No. 3, s. 411.

[vii] Seydî Ali Reis, 1999, Mir’âtu’l-Memâlik, s.89, Haz. Dr. Mehmet Kiremit, TTK, Ankara.

[viii] BOA, Mümimme Defterleri, 7/234, Hicri 13, Rebuilevvel, 975 (1567)

[ix] Reid, Anthony, 1969, “Sixteen century Turkish influence in Western Indonesia”. Journal of Southeast Asian History, Vol, 10. No. 3. s. 27.

[x] Boxer, C.R. 1960, “S.R Welch and his History of the Porteguese in Africa. 1495-1806”, The Journal of African History, Cambridge University Press. Vol, 1. No, 1. s. 60.

[xi] BOA, Mümimme Defterleri, 67/357, Hicri 7 Ramazan, 999.

[xii] Kavas, Ahmet, Diyanet İslam Ansiklopedisi,  “Mozambik”. C. V, s. 302, İstanbul.

[xiii] Kitabın İngilizce çeviri bölümünde Ebubekir Efendi’nin ifâdeleri şöyledir: “This gracious act by His Imperial Mejasty was very much appreciated by the Muslim people of South Africa and Mozambique. In Mozambique, there js a mosque built by the famous Turkish architect Sinan Pasha by the order of Sultan Selim, where the special Friday prayesrs take the place attended by the Muslim community of Mozambique, where I was present on many occasion. I was directed by his majesty, the Sultan to distribute some of these books among the people of Mozambique, so that the learned ones could teach the poors and ignorenced ones.” Fakat bu çeviride Ebubekir Efendi’nin bahsettiği Koca Sinan Paşa ile Mimar Sinan, tercüman tarafından karıştırılmıştır. Zira metnin Osmanlıca orjinalinde Ebubekir Efendi, konuyu tarihî hakikate uygun olarak ortaya koymuştur. Abu Bakr Effendi & Brandel-Syrier, Mia.  1960, The religious duties of Islam as taught and explained by Abu Bakr Effendi. A translation from the original Arabic and Afrikaans edited with an introductions and notes by Mia Brandel-Syrier E.J. Vol 2, s. XXXI. Brill Leiden.

[xiv] Uçar, Ahmet, 2008, Unutulmayan Miras, Güney Afrika’da Osmanlılar, s. 32, Çamlıca Yayınları, Istanbul.

[xv] Sayın Uçar, Mozambik’in başkenti Maputo ile Mombasa’yı karıştırmış olacak ki Osmanlı komutanı Emir Ali Bey’i Mozambik’e kadar inmiştir şeklinde kaydetmiştir. Kenya’nın en büyük liman şehirlerinden birisi olan Mombasa civarında 16. yüzyılda vukû bulan Osmanlı-Portekiz mücadelesi için bkz. İnalcık, Halil & Donald Quartaert, 2000, Osmanlı İmparatorluĝu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi (Çev. Halil Berktay), Cilt, I. s. 391, Eren Yayıncılık: Kavas, Ahmet, 2005, Geçmişten Günümüze Afrika, s. 27, Kitabevi. Istanbul: Dames, M. Longworth, 1921. “The Portuguese and Turks in the Indian Ocean in the Sixteenth Century”. Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain & Ireland, 53(1), s. 1-28. Doi: 10.1017/S0035869X00062870.

[xvi] Bizi Mozambik’le alâkalı araştırmalar yapmaya sevkeden ve konuya açıklık getirmek için merhum Prof. Halil İnalcık’la görüşüp ondan mâlûmât alan Güney Afrika’daki askerî ataşemiz Kurmay Albay Hakan Pekkaya’ya bu vesileyle şükranlarımı sunarım.

[xvii] Mozambik’e 2016 yılında ziyarete gelen Türkiye Cumhuriyeti devlet büyüklerinin, Yavuz Sultan Selim döneminde, Türk denizcilerinin Mozambik’te yerli halka yardım ederken Portekizliler tarafından şehit edilmeleri şeklindeki izahatları, eldeki belgeler doğrultusunda dayanağı olmayan, delile muhtaç ifâdelerdir. Bkz. https://m.sondakika.com/haber/haber-ekonomi-bakani-caglayan-mozambik-te-aciklamasi-3992911. Ayrıca Bkz. http://www.recepbabacan.com/, 19 Aralık 2017 tarihinde erişildi. Türk Hükümeti adına yapılması gereken Ebubekir Efendi’nin kitabının önsözünde bahsettiği Maputo’da namaz kıldığı Osmanlı Camiinin bulunup bir Osmanlı mirası olarak ortaya çıkarılması ve tamir edilmesidir.

[xviii] BOA, Y.PRK. HR. 1/68: Terüman-ı Hakikat, No: 8255 (14 Nisan 1904)

[xix] Cape Town Millî Arşivi, CSO 1788, 1905/4128 Messrs, Tj Oreilly and Co, Cape Town. Apply on Behalf of Hesham Nimetullah Effendi for a landing Permit for the Purpose of Distributing Medals and Diplomas to Certain Muhamedans Residing in Natal 1905: Indian Opinion, May 11th. 1907 s. 173.

[xx]  BOA, HR.SFR.3… 680  32 M-27-03-1912, BOA, HR.H.. 259 65 M-07-05-1895.

Share.

Yazar Hakkında

Dr., Cape Town Üniversitesi. Halim Gençoğlu, 1981, Trabzon doğumludur. Türkiye'de çeşitli üniversitelerde Osmanlı Devleti ve ekonomik tarihi üzerine ihtisasından sonra sömürge tarihi çalışmalarına yöneldi ve bu vesileyle bazı Afrika ülkelerinde çalıştı. 2009 yılında Güney Afrika'da Cape Town Üniversitesi'nde yeniden bir yüksek lisans tezi çalışmasına girerek "Afrika'da Osmanlı Varlığı" adlı Honor projesini tarih bölümünde Prof. Dr. Nigel Worden'la tamamladı. Aynı fakültenin Teoloji departmanında Müderris Ebubekir Efendi'nin Ümit Burnu'ndaki faaliyetleri konusunda yazdığı yüksek lisans tezini 2013 yılında dereceyle tamamladı. 2017 yılında aynı fakültenin Yahudi Tarihi ve Dili bölümünde Afrika-Orta Doğu'daki Yahudi yerleşmelerini ve inanç yapılarını Tevrat'taki Siyonizm ve Siyasi Siyonizm ölçeğindeki araştırmalarını Doktora tezi olarak tamamladı. Çalışmaları İngilizce, Türkçe, Afrikansca makale ve kitap olarak yayınlandı. Cape Town Üniversitesi'nde Afrika Çalışmaları bölümünde araştırmacı olarak görev yapmakta olup bilhassa Osmanlı tarihi üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. E-mail: halim.gencoglu@uct.ac.za

Yorum Yap