19. yüzyılın sonlarında 1884-85 yıllarında yapılan Berlin Konferansı’nda Afrika büyük güçler tarafından bölüşülmüş ve kıtanın yer altı ve yer üstü zenginlikleri sömürgeci güçler tarafından paylaşılmıştır. II. Dünya Savaşı’nın ardından savaştan galip gelseler de İngiltere ve Fransa gibi sömürgeci güçlerin zayıflaması başta Afrika olmak üzere sömürülen ülkelerin özgürleşmelerinin önünü açmıştır. Ancak sömürge sonrası dönemde de sömürü düzeninin farklı şekillerde devam ettiği öne sürülmektedir. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin akabinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) süper güç olarak ortaya çıkmıştır. Çin ise hızlı büyümesiyle ABD’ye rakip olabilecek konuma gelmiştir. Afrika üzerindeki rekabet eski olsa da yeni aktörlerin sahne alması ve özellikle de Çin’in bu kıtadaki enerji-hammadde ihtiyacı mücadelenin uzun yıllar daha süreceğinin göstergesidir.
Bu çalışmada, Çin’in Afrika’da geçen Wolf Warrior 2 adlı filmle vermek istediği mesaj ele alınacaktır. Elbette ki tek bir film üzerinden Çin’in dış politikasını değerlendirmek mümkün değildir. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl gösterime giren, rekorlar kırarken ‘Çin Milliyetçiliği’ne tavan yaptıran, Çin milli ordusunun kuruluşunun 90. yıldönümünün hemen öncesine denk gelen ve büyük yankı uyandıran film ayrı bir değerlendirmeyi hak etmektedir.
1. Dünya Savaşı’nın ardından Çin de diğer sömürgeci devletler gibi yayılmacılığa önem vermiştir. Son yıllardaki hızlı büyüme oranlarıyla ABD hegemonyasını kıracak güç olma yolunda ilerleyen Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), etki alanını her geçen gün genişletmektedir. Sömürge geçmişinin olmaması hatta bir dönem sömürülmesi Çin’i, ‘geri kalmış’ ya da ‘üçüncü dünya’ olarak nitelendirilen ülkelerin gözünde meşrulaştırdığı iddia edilmektedir. ABD’nin özellikle Birleşmiş Milletler (BM) onayı olmadan gerçekleştirdiği Irak müdahalesi ve yapılan darbelerde CIA olduğu iddiaları Vaşington’un ‘itibarı’na gölge düşürürken Çin’in elini güçlendirmektedir. ABD’nin tersine Çin askeri müdahale yerine ‘yumuşak güç’ araçlarını kullanarak etkili olmaya çalışmaktadır.
80’li yıllardaki Reform ve Açılım Çağı, Çin’in barışçıl bir arada yaşama ve yükselme söylemlerine de temel oluşturmuştur. ‘Vaşington Konsensüsü’ne alternatif olarak ‘Pekin Konsensüsü’ söylemi Çin’in kalkınmakta olan ülkelere, ülkelerinin iç işlerine karışmadan bir kalkınma modeli sunmuş ve adeta ABD’ye meydan okumuştur. Dahası Andrew Heywood gibi bazı yazarlar tarafından 21. yüzyılın ‘Çin Yüzyılı’ olabileceği varsayımı ortaya atılmıştır. Bunu doğrularcasına son yirmi yıldır dünyanın en hızlı büyüyen sektörleri Çin’dedir. Ekonomik kalkınmasını uzun zamandır çift hanelerde gerçekleştiren Çin, bu bakımdan enerji sürekliliğini sağlamak ve yeni pazarlara ulaşmak için büyük çaba sarf etmektedir. Afrika’yı önemli bir partner olarak kabul eden Çin Halk Cumhuriyeti, kıtadan enerji ihtiyacının büyük bir kısmını temin ederken eski sömürge ülkeleri İngiltere ve Fransa ile küresel hegemon Amerika’nın çıkarlarını tehdit etmektedir. Bugün Çin, Afrika ülkeleri ile gelişmiş düzeyde, yoğun ekonomik ve siyasi ilişkilere sahiptir.
BM Güvenlik Konseyi’ndeki sorunların yüzde 60’ndan ve BM Barış Gücü’nün yüzde 75’inden fazlasının Afrika’da bulunması kıtada yaşan mücadelenin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Siyasi nüfuz çabasında olan ÇHC, bunu mümkün mertebe arka planda yapma çabasındadır. Özellikle ekonomi kartını kullanan Çin, bini aşan firma, doğrudan yatırımlar ve yardımlar yolu ile Afrika’da etkili olmaya çalışmaktadır. Ancak büyüyen Çin ekonomisi enerji ve hammadde ihtiyacının sürekliliğini sağlama konusunda tehdit altındadır. Çin, ithal ettiği petrolün yüzde 28’ini Afrika’dan ithal etmektedir.[1] Dolayısıyla Çin’in Afrika’da sadece yumuşak gücünü kullanarak hayatta kalamayacağı vurgulanabilir.
Wolf Warrior 2: Rambo’ya Çin’den Kardeş
Çin bu bakımdan ‘sert gücü’nü ve ‘devrin değiştiğini’ farklı platformlarda göstermeye çabalamaktadır. Hollywood’un bol aksiyonlu ve mesaj içeren yapımları karşısına Çin, “Bu bölgede ben de varım. Her şey değişti” mesajıyla çıkmaktadır. 2017 Çin yapımlı Wolf Warrior 2 (Kurt Savaşçı 2) filminin konu edileceği bu çalışma ÇHC’nin sert gücünü göstermesine dikkat çekmektedir. Gösterime girdiği Ağustos ayında rekor üstüne rekor kıran ve Çin milliyetçiliğini zirveye çıkaran Wolf Warrior 2, ülke siyasilerinden de büyük destek görmüştür. Filmle ilgili bir değerlendirmede bulunan Foreign Policy, Çin’in nihayetinde kendi Rambo’suna kavuştuğunu vurgulayarak Çin’in bu şovuna vurgu yapmıştır.[2]
Filmi klasik Amerikan yapımı olarak nitelendirmek mümkün. Adaletin savunulması ve dünyanın güvence altına alınmasının Çinli bir eski asker tarafından sağlanması dışında tabi ki… Gösterime girdiği 1 hafta içerisinde 238 milyon dolarlık hasılatla rekor kıran filmde Çin ordusunun en yeni silahlarının kopyası yer almaktadır. Çin medyası tarafından övgüler yağdırılan film, Çin’in dünyadaki yerini göstermesi açısından oldukça etkili bir propaganda aracıdır. Hollywood yapımı filmlerde rastladığımız Çinli Mahallesi’nin dışına çıkılırken, Çinliler Afrika’da market sahibi olmanın yanında yatırımcı, doktor ve iş adamları olarak karşımıza çıkmaktadır. Afrikalılara iş sağlayan, ekmek veren bu Çinliler hayatın hemen hemen her alanında görülebilmektedir. Filmde, uluslararası güçlerin tamamı hikâyenin geçtiği ülkeden kaçarken, Çin, “Ben buradayım, yanınızdayım” dercesine çatışmaya müdahil olmaktadır.
Film ‘Bai Mei Yu’ adlı yük gemisinin Afrikalı korsanlar tarafından durdurulmasıyla başlamaktadır. Wu Jing’in oynadığı Çin Özel Kuvvetleri’nden atılan Leng Feng adlı eski asker suya atlamakta ve su altında dakikalarca korsanlarla mücadele etmektedir. Nefes kesen mücadelenin ardından Feng, korsanları alt etmeyi başarmaktadır. Hemen arkasından gelen sahne de ise ‘Kurt Savaşçı’nın ordudan nasıl atıldığı anlatılmaktadır. Daha sonra ise Feng’in Afrika hayatından kesitler sunulurken iç çatışmanın ortasında kalması ve mücadelesi konu edilmektedir.
Bu noktadan sonra filmin içerisinde geçen replikler ve görseller üzerinden Çin’in dış politikası, insani kaygıları, Afrika’ya bakışı ve vermek istediği mesajlar üzerinden değerlendirme yapılacaktır. Filmde, iç karışıklığın başlamasının hemen ardından Feng ve beraberlerindekiler çatışma bölgesinden uzaklaşarak Çin Büyükelçiliği’ne sığınmaya çalışmaktadır. Elçilik önüne gelen kurbanlara isyancılar tarafından ateş edilecekken Çinli görevli dışarı çıkarak isyancılara, “Çin ve Afrika dosttur” diyerek seslenmekte ve katliamı önlemektedir.
Bu sırada Çin Deniz Gücü tahliyeler için yoldadır ve tüm ihtişamıyla son sürat yol almaktadır. Gemide geçen konuşmalarda “Tüm yabancı gemiler savaş bölgesini terk ediyorlar” ifadesi geçmekte ve o anda ABD bayraklı kruvazörler ters istikamette yol alarak ‘kaçmakta’dır. Filmde yalnızca bu ülkelerin kaçtıkları vurgulanmamakta aynı zamanda ‘asilerin Avrupa’daki en tehlikeli paralı askerleri kiraladıkları’nın altı da çizilmektedir. Öte yandan iç çatışmanın yaşandığı ülkede bir de Lamanla Virüsü salgını vardır. Salgını durdurmak için Pasha adlı kıza ihtiyaç vardır ve bu vurgulanırken “Demek ki Kızıl Ordu bu yüzden peşimizde. Pasha’yı alan ülkeyi alır” denilmektedir. Pasha’yı iyileştiren kişi ise Çinli Dr. Chen’den başkası değildir ve asiler tarafından ele geçirilmek üzereyken kazara öldürülmektedir. “Sence Amerikan askerleri en iyi askerler mi? O halde şu an neredeler?” ve “Çin ordusu sandığım kadar ezik değilmiş” replikleri de dikkatlerden kaçmamaktadır.
Filmin bir başka dikkat çekici yönü ise Çin’in Birleşmiş Milletler’e bağlılığının vurgulanması ve Çin’in BM’deki etkin gücüdür. Çinli subaylar, BM izni olmadan savaş alanına Çinli askerlerin asla girmeyeceğini belirtmektedir. İsyancıların lideri ise Çin’in BM Daimi Üyesi olduğunu hatırlatarak, “Siyasi güç kazanacaksam Çin’in benim tarafımda olması lazım” demektedir. Buradan üçüncü dünya ülkelerine özellikle de Afrika’ya “Çin’in yanında ol, kazan” mesajının verildiği açıktır. Bunu ‘Tek Çin’ anlayışında olan Çin’in Afrika ülkelerine Tayvan’ı Çin’in bir parçası olarak tanımaları yolunda bir ileti şeklinde yorumlamak da mümkün gözükmektedir.[3]
Filmin son sahnelerinden birinde Feng ile dövüşen asilerin ‘beyaz’ lideri, “Senin gibiler daima benim gibilerin altında olacak” demektedir. Rakibini altına alıp öldürücü vuruşu yapan Feng ise “Bu dediğin tarih oldu” diyerek karşılık vermektedir. Buradan hiç şüphesiz Çin’in sömürge geçmişinin eskilerde kaldığı, yenidünya düzenin değiştiği ve son sözü Çin’in söyleyeceği yorumu çıkarılabilmektedir. Kurbanları alarak konvoyla yola çıkan Feng, iki ateş arasından Çin bayrağı ile çıkmaktadır. Asiler ve ordu mensupları “Bunlar Çinli” diyerek konvoyun geçmesine izin vermektedir. Kolunda dalgalanan Çin bayrağı ile Birleşmiş Milletler ve Çin bayraklarının dalgalandığı gayet düzenli bir kampa giren Feng ve beraberindekiler sevinç gösterileriyle karşılanmaktadır.
‘Esrarlı Çin’den ‘Beyaz Çin’e Mi?
Edward Said, Batı’nın, dünyanın geri kalanını küçük düşüren ve aşağılayan düzenli basmakalıp kurgular oluşturduğunu vurgulamak için Oryantalizm (Şarkiyatçılık) olgusunu geliştirmiştir. ‘Esrarlı Çin’ de bu kurgunun içerisinde yer almaktadır. Ancak Batılılar tarafından ötekileştirilen Çin’in, Kurt Savaşçı filminde Afrikalıları ötekileştirerek ‘Beyaz Adam’ın rolüne soyunduğu görülmektedir. Filmde Afrikalılar sürekli salgın hastalıklarla ölümün pençesinde olan, açlık çeken, tek göz barakalarda sağlıksız koşullarda yaşayan insanlardır. Çin uçak gemisine alınan ve Çin Fabrikası’nda mahsur kalan annesiyle görüntülü konuşma yapan Afrikalı çocuk sıcak ve güvenli bir ‘yuva’dadır. Karnının doyurulduğu ise önünde ağzına kadar dolu olan tabaktan ve hatta konuşurken ağzından etrafa saçılan yiyeceklerden bellidir. Bununla birlikte Çin, Afrika’da özellikle yerel işçilerin istihdamıyla ilgili eleştirilmektedir. Filmde ise Çinlilere ait fabrikada Afrikalılar çalışmakta idari görevlerde Çinliler bulunmaktadır. Çin’in bu eleştirileri dikkate alarak kamuoyu oluşturmaya çalıştığı söylenebilir. Ancak maalesef Çin’in Afrika’da yerel istihdam politikaları başarısızdır ve kasıtlı olarak bu yol tercih edilmektedir.
Şüphesiz Çin tarafından yapılan bu filmin ve filmlerin devamı gelecektir. Zaten filmin sonunda Leng Feng komutanı tarafından aranarak yeni görev için hazır olması istenmektedir. Wolf Warrior 2, Çin’in Afrika’daki varlığını konu ederken gerektiği yerde ÇHC’nin her türlü mücadeleye girişebileceğini vurgulamaktadır. İç siyasette Çin milliyetçiliğini artırmakla suçlanan film içeriye olduğu kadar dışarıya da açık mesajlar vermektedir.
Öncelikli olarak Çin, BM’ye ve uluslararası hukuka uygun hareket edeceğinin altını çizmekte ve hatta yinelemektedir. Bununla birlikte Uçak gemisi, kruvazörler, modern silahlar ve eğitimli personeller ile gövde gösterisi yapan Çin, her an her yerde olabileceği uyarısıyla bir yandan da çıkarlarına ters düşüldüğü takdirde diş gösterebileceğini ifade etmektedir.
Filmde bir ilginç nokta ise ABD’nin korkaklıkla yani kaçmakla suçlanırken Kızıl Ordu’nun[4] hedef alınmasıdır. Bu noktada ABD’deki Çinli varlığı ve ticari ilişkilerin gözetilmiş olabileceği akıllara gelmektedir. Ancak ABD konusunda ‘kaçamak’ davranan Çin’in Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki (ŞİÖ) partneri Rusya’yı hedef tahtasına oturtması dikkat çekmektedir. İsyancılarla işbirliği yapan hatta onları yönlendiren Kızıl Ordu, Çin’in menfaatlerine aykırı bir tutum içerisinde gösterilmektedir. Filmde asilerin elindeki silahlar da Rusya tarafından geliştirilen AK-47’dir[5] ve bu tablo, altı vurgulu bir şekilde dile getirilmektedir.
Öte yandan geçtiğimiz Ekim ayında Güney Afrika’nın Cape Town kentinde ilk Çin-Afrika film festivali gerçekleştirilmiştir.[6] Ekonomik alanda olduğu gibi kültür sanat alanında da ilişkileri ilerletmek isteyen Çin, çalışmalarını sürdürmektedir. Merkezi Botswana’da bulunan Gaborone’da bulunan Global Max Media Group, Afrika’nın en büyük Çin medya grubunu oluşturmaktadır. Grubun başkanı Miles Nan, Çin-Afrika film işbirliğinin geliştirileceğini ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinde gösterimler yapılacağını belirmiştir.[7]
Sonuç Yerine
Enerji ve hammadde ihtiyacının önemli bir kısmını Afrika’dan karşılayan Çin, kıta üzerindeki hâkimiyet mücadelesini sürdürmektedir. Kıtada sömürge geçmişinin bulunmaması hanesine artı olarak kaydedilirken yeni bir bölgede büyük güçlerle mücadele içerisinde olmak zorunda olması eksi olarak yansımaktadır. Çin, bilhassa attığı stratejik adımlarda işbirliğine önem vermektedir. Bunu yaparken de özellikle ekonomik ilişkilere ağırlık vermekte ve bunu bir kart olarak kullanmaktadır. Bununla birlikte Çin askeri alanda da hızla gelişmekte küresel bir güç haline gelmektedir. İç siyasete etkisi büyük olan ve Çin milliyetçiliğini artıran Wolf Warrior 2 filmiyle Çin, askeri gücünü de gösterme imkânı bulmaktadır. Filmde, her ne kadar ‘kurtarma operasyonu’ için bölgede bulunsa da Çin askeri varlığı ülkenin gücünü göstermesi bakımından önemlidir.
Çin, Afrika’da tutunmak için ülkeleri yanına çekmek istemektedir. Hem rejimin hem de isyancıların filmde Çin’i karşısına almak istememesi bölge ülkelerine bir mesajdır. Verilmek istenen mesaj da meşru bir iktidarın yolunun BM Daimi Üyesi olan Çin’in karşısında durmak olmadığıdır. Öte yandan Çin, Birleşmiş Milletlere bağlı olduğunu filmde yineleyerek bunu yumuşak güç unsuru olarak kullanma çabasındadır. Rusya hedef alınırken ABD’nin sadece korkaklıkla suçlanması ÇHC’nin Afrika’da rakip olarak Rusya’yı gördüğü şeklinde yorumlanabilir. Elbette ki bu durumun ardında ideolojik nedenlerde yatmaktadır. Bu bağlamda Çin, Wolf Warrior 2 filmiyle iç siyasette milliyetçiği artırırken, dışarıya dişini göstermekte, Çin-Afrika dostluğunu vurgulamakta ve uluslararası hukuka bağlılığının altını çizmektedir. Fakat tarih gösterecektir ki, Çin Afrika’nın kısa vadede kazandıran ancak uzun vadede kaybettiren ortağı olmaktan öteye geçmeyecektir.
[1] Cihan Daban, “Dekolonizasyon Süreci ve Sonrası Afrika”, Açılım Kitap, 2017, s. 128.
[2] Kevin Fan Hsu. “China Finally Has Its Own Rambo”, Foreign Policy, http://foreignpolicy.com/2017/09/01/china-finally-has-its-own-rambo/, Erişim Tarihi: 11.01.2018
[3] 2014 yılı itibariyle Afrika’da Tayvan’ı tanıyan ve diplomatik ilişki kuran ülke sayısı dörttür. Bunlar Burkina Faso, Gambiya, Sao Tome ve Principe ve Svaziland’dır.
[4] Kızıl Ordu her ne kadar SSCB dönemine ait bir kavram olsa da Film günümüzde geçmektedir ve SSCB’nin ardılı Rusya olarak kabul edilmektedir.
[5] Otomatik Kalaşnikov Model 47.
[6] China Africa International Film Festival (CAIFF), http://caiff.co.za/
[7] “China Africa International Film Festival to open in October”, China Plus, http://chinaplus.cri.cn/news/showbiz/14/20170619/6644.html, Erişim Tarihi: 05.01.2018