Giriş
Afrika kıtasının ucunda Ümit Burnu’nda 1967 yılında dünyanın takip ettiği bir olay yaşandı. Güney Afrika’nın en muteber yüksel eğitim kurumu olan Cape Town Üniversitesi’ne bağlı Groote Schuur hastanesinde bir Tıp doktoru Christiaan Barnard insan kalbinin başka bir insana naklinin mümkün olduğunu dünyaya kanıtlamıştı.[1]
Peki, Tıp dünyasında bir dönemin başladığı bu mühim keşfe ilim dünyası alaka göstermiş olsa da dünya devletleri bu tarihi buluşa neden gereken ilgiyi göstermemişti? Bu kısa çalışma, bahse konu olan suallerle, Cape Town Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ndeki arşiv belgelerinin ve tanıkların izahatlarıyla tarihte saklı kalmış bir olayı okura sunma gayesi taşımaktadır.
Christiaan Barnard Kimdir?
Hollanda kökenli Güney Afrikalı bir aileden dünyaya gelen Christiaan N. Barnard 2 Eylül 1922 yılında Cape Eyaletinin Beaufort West kasabasında doğdu.[2] Babası Adam Barnard, Güney Afrika’daki ırkçı Apartheid rejimini destekleyen Dutch Reform Kilisesi’nin başkanıydı. Christian Barnard, Beaufort West Lisesi’nde okurken üç yaşındaki kardeşi Abraham’ı kalp yetmezliğinden kaybetmişti. Kardeşinin ansızın vefatıyla Christiaan Barnard’ın henüz çocukluğunda tatmış olduğu kardeş acısı onun meslek hayatını belirlemesinde etkin bir rol oynamıştı.[3]
1945 yılında Cape Town Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ne girdi ve 1951 yılında başarıyla mezun oldu. Christiaan Barnard Cape Town Üniversitesinde okurken iki Türk Tıp öğrencisi de aynı bölümde okuyordu. Ebubekir Efendi’nin[4] torunu Muhammed Şükrü Efendi ve Güney Afrika’daki son Osmanlı başkonsolosu Mehmet Remzi Bey’in tek oğlu Reginald Remzi Bey, Cape Town Üniversitesi’nin Tıp fakültesinden yeni mezun olmuşlardı.[5] Muhammed Şükrü Efendi Güney Afrika’da okuyan Cape Town Üniversite’nin ilk Müslüman Tıp doktoru olarak tarihe geçmişti.[6]
Güney Afrika’nın İlk Müslüman Doktoru Bir Osmanlı Torunu Muhammed Şükrü Efendi, 1941
Kendine onlardan daha farklı bir yol çizen Dr. Barnard, 1955 yılında Amerika’da Genel Cerrahi üzerine uzmanlaşarak 1958 yılında Cape Town’a dönünce Cape Town Üniversitesi Groote Schuur Hastanesi’nin genel cerrahi anabilim dalı başkanı olmuştu. Bu tarihten 1967 yılına kadar Dr. Christiaan Barnard ve meslektaşları onlarca ameliyat denemesi gerçekleştirdiler.[7]
1960’lı Yıllarda Güney Afrika
Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının en ucunda olan bir sömürge ülkesi olup 1910 yılına kadar İngilizlerin hükmü idaresi altında idi. 1948 yılına kadar bir nevi yarı sömürge olarak İngiltere’ye bağlı olan Güney Afrika bu tarihten sonra Felemenk kökenli idarecilerin zapt-ı rapt altına aldıkları ülke idaresini başka bir sistem üzerine oturttular. Apartheid rejimi adını verdikleri bu ırkçı sisteme göre Güney Afrika’daki halklar artık renklerine göre beyazdan siyaha doğru ayrılacak ve o nispette sosyal haklara sahip olacaklardı. Bu ırkçılığın alt yapısını etkileyen siyasi etkenler Güney Afrika’daki sosyal ve ilmi gelişmeler açısından önemlidir.[8]
Bilindiği üzere 1940’dan sonra ırkçılığın dünyada popüler bir idari sistem olarak yaşam hakkı bulduğu senelerdi. Stalin, Mussolini ve Hitler başta olmak üzere ırkçılık neredeyse tüm dünyada türlü şekillerde tezahür etmişti. Bunun bir başka sebebi de yine Avrupa’da ırkçılık üzerine kurulmuş olan Antropoloji ve Irk Bilimi konusundaki araştırmaların, Darwin’in Evrim teorisinin yanlış ya da taraflı olarak yorumlanarak ırkçılığın bir teorik çerçeveye oturtulmaya başlamasıyla alakalıdır. Bu anlayışla Güney Afrika’da uygulama yeri bulan Apartheid rejimi bir taraftan dış dünyadan uzaklaşıp içine kapanırken, diğer yandan ırkçılık ve ırkçılığa dayalı ayrımcılığı kanunlaştırmaya başlamıştı. Biraz da bu insanlığa aykırı ırkçı uygulamalardan ötürü büyük bir azimle çalışan Apartheid hükümeti 1960’larda ekonomik olarak çok güçlenmiş, kendi sanayisinin ülkeye yettiği bir konuma gelmişti. Öte yandan sadece beyaz tenli vatandaşların Güney Afrika üniversitelerinde eğitim görme hakkı yüzünden yurtdışında okuyan Güney Afrikalı öğrenciler ülkelerindeki bu ırkçı rejimi protesto ediyorlardı. İşte Dr. Christiaan Barnard böyle bir ortamda bu anlayışın hâkim olduğu bir aile içerisinde yetişmiş fakat buna rağmen hayatı boyunca ırkçılığa karşı bir tutum sergilemişti. Çalışma arkadaşlarını yetenekli siyahi vatandaşlardan seçmesi yerli Afrikalılar arasında ona karşı bir sempatinin oluşmasına sebep olsa da kendi çevresinde garip bir tutum içerisinde olduğunun söylentilerine maruz kalmıştı. Siyahi sağlık asistanı Hamilton Naki, Dr. Christian Barnard’ın çevresinde olan başarılı Güney Afrikalı asistanların başında geliyordu.[9]
Cape Town Groote Schuur Hastanesi’ne Bahçıvan Olarak Girip Doktor Asistanlığına Kadar Yükselen Hamilton Naki Bir Ameliyat Esnasında, 1967
İlk Kalp Ameliyatı
Tıp dünyası 1967 yılından önce birçok defa kalp naklinin haricinde cerrahi denemelerde bulunmuştu. 1953 yılında Dr. John Lewis ve Dr. Mansur Taufic ilk defa kalbi açarak müdahalede bulunmuşlardı. Yine 1957 yılında Dr. C. Walton and Dr. Richard Lillehei açık kalp ameliyatı üzerine büyük ilerlemeler kaydettiler.[10] Türkiye’de de 1960 yılında Prof. Dr. Mehmet Tekdoğan’ın Hacettepe Üniversitesi’nde açık kalp ameliyatını gerçekleştirdiği biliniyor. Fakat bir insandan başka insana kalp nakli Tıp dünyasında henüz denenmemiş bir cerrahi keşifti.
Dr. Barnard henüz 1953 yılında Groote Schuur Hastanesi’nde çalışırken insanlardaki ince bağırsağın doğuştan tıkanıklığının sebebinin gebelik sırasında dölüte kan gitmemesinden kaynaklandığını bulmuştu. 1958 yılında Amerika’da Minnesota Üniversitesi’nde uzmanlaşan Barnard, kalp doktoru olarak Güney Afrika’ya geri dönmüştü. Bu dönemde özellikle köpekler ve şempanzeler üzerinde birçok organ nakli denemesi gerçekleştirdi. 2 Aralık 1967 yılında Christian Barnard, Louis Waskansky adında birisine beyin ölümü gerçekleşmiş, başka bir hasta Denise Darvall’dan kalp naklederek ilk kalp ameliyatına imza atmıştı. Altı saat süren bu cerrahi operasyon uzun bir zaman dünya gündemini meşgul eden bir ameliyattı.
1967 Yılında Dr. Christian Barnard Kalp Nakli Yaptığı Louis Waskansky ile birlikte
Güney Afrika’nın yerli halkından Hamilton Naki gibi asistanların da bu ameliyatta rol oynadığını Barnard söylemesine karşın o dönemdeki ırkçı hükümet politikaları yüzünden onun bu katkısı ancak 2003 yılında haber konusu olabilmiştir.[11]
Christiaan Barnard’dan hemen sonra dünyanın birçok yerinde cerrahlar da kalp ameliyatı yapmışlardı. 1968 yılında Christian Cabrol Fransa’da kalp nakli gerçekleştirmişti. Kalp cerrahisi alanında o tarihten günümüze kadar dünyanın her bir yanındaki doktorların çalışmalarıyla tıp alanında büyük gelişmeler kaydedilmiştir.
Dr. Christiaan Barnard Hakkında Güney Afrika’daki İlim Adamlarının Düşünceleri
Cape Town Üniversitesi Tıp Fakültesinde Christiaan Barnard’dan sonraki nesil ilim adamları onun hatırasına bir kalp müzesi açmışlardı. Christiaan Barnard’ın ismine Cape Town’da bir hastane açıldı. Irkçılık rejimiyle itibarını kaybeden Güney Afrika’da Profesör Barnard’ın tıp alanında devrim sayılacak olan bu başarısı, dünya kamuoyunun da dikkatini çekmişti. Fakat bu kayda değer başarıya rağmen o yıl ona verilmesi düşünülen Nobel ödülünün üç Amerikalı ilim adamına layık görülmesi Nobel Ödülü’nün politik bir hale geldiğinin tartışmalarına daha o yıllarda neden olmuştu.
Dr. Christiaan Barnard’ın ameliyatı gerçekleştirdiği hastane olan Cape Town Üniversitesi Groote Schuur Hastanesi’nin önde gelen iki ilim adamı olan ve Dr. Christiaan Barnard’ı bizzat tanımış olan İnsan Genetiği anabilim dalı başkanı Profesör Raj Ramesar ve Genel Cerrahi anabilim dalı başkanı Profesör Delawir Kahn’ın konu hakkındaki görüşlerini aldık. Prof. Ramesar “Dr. Christiaan Barnard hakikaten yetenekli bir ilim adamıydı. Bu kalp ameliyatından önce de genel cerrahideki yeteneğini kanıtlayacak müdahalelerde bulunmuştu. Vefatından biraz önce İnsan Genetiği’nin kalp hastalıklarındaki rolünü araştırmak için beni ofisimde ziyaret etmişti. Yıllar önce bizim üniversiteden emekli olmasına karşın ölene kadar araştırma merakı ile yaşadı. Güney Afrika ilim camiasında önemi büyüktür” şeklinde düşüncelerini ifade etmişti.
Dr. Christiaan Barnard’ın Groote Schuur Hastanesinde Kullandığı Ameliyathane Odasında Meslektaşları ile birlikte
Güney Afrika’da Osmanlı İslam okulunda uzun yıllar hizmet edip Cape Town’da vefat etmiş olan Osmanlı âlimi Mahmud Fakih Efendi’nin torunu Prof. Kahn ise Christiaan Barnard’la aynı sahada çalışan bir tıp doktoru olarak ve onun bir zamanlar doldurduğu koltuğun şimdiki mümessili olarak onun ilk kalp ameliyatı hakkındaki düşüncelerini şu şekilde ifade etmekteydi:[12] “Dr. C. Barnard şüphesiz başarılı bir ilim adamıydı. Onun kullandığı ameliyat malzemesi hastanemizin onun hatırasına tahsis ettiği müzede bulunuyor. Hakikaten ben bir kalp cerrahı olarak düşündüğümde o malzemeyle şimdi bizim kalp nakli yapmamız çok zor, hatta imkânsız gibi görünüyor. Güney Afrika’nın Apartheid dönemine denk geldiği için tıp alanındaki bu başarısı politik spekülasyonlara sebep olmuş ve bir şekilde örtbas edilmiştir.” Gerek Prof. Ramesar’ın gerekse Prof. Kahn’ın bizzat tanımış oldukları Dr. Christiaan Barnard’ın kalp nakli ile ilgili yorumları nispetinde Güney Afrika’da Cape Town Üniversitesi’nde tıp alanında böyle bir başarıdan söz etmek mümkündür. Apartheid döneminde Prof. Dr. Ramesar ve Prof. Dr. Kahn ikinci sınıf vatandaş olarak sınıflandırıldıkları halde beyaz ırk olarak kaydedilen Dr. Barnard’ın ihtisas alanındaki kalp naklini onaylamaları Dr. Christiaan Barnard’ın bu sahada tarihe geçen bir başarısının abartı olmadığını ortaya koyar. Hatta 1967 yılında tıp alanında Nobel ödülünün üç Amerikalı doktora verilmesi onun hakkının yendiğine delalet eder. Bu haksızlıktan ötürü Cape Town Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı, 1969 yılında Norveç’teki Nobel idaresine başvurduklarında Nobel idaresinden prensip gereği bu sırrın başvurudan ancak 50 yıl sonra açıklanabileceğini öğrenmişlerdi. Bu durumda 2019 yılında yani bir yıl sonra bu tarihi sırrın ifşa olacağı belki Dr. Christian Barnard’ın tarihteki ilk kalp nakli hususundaki başarısının örtbas edilmesinin perde arkasındaki gerçek ortaya çıkmış olacaktır.
Prof. Dr. Chritstiaan Barnard’ın Cape Town Üniversitesi’nden Emekli Olduğu Yıllardaki Kaydı
Sonuç
Dünya’da ilk kalp nakli şüphesiz Güney Afrika’nın sınırlarını aşmış tıp alanında bir başarı öyküsüdür. Dr. Christian Barnard tarafından 1967 yılında Groote Schuur Hastanesi’nde icra edilen bu ilk kalp ameliyatı dünya tıp tarihine geçmiştir. Güney Afrika’da Apartheid rejiminin bıraktığı menfi etkiye rağmen tıp alanında önemli çalışmalar elde edilmiştir. Onun döneminde Cape Town Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde asistan öğrenci olup tüm bu faaliyetleri yakından takip eden ilim adamlarının görüşleri de bu yönde ifadeler içerirler. Bu minvalde Dr. Christiaan Barnard’ın kalp cerrahisi alanındaki başarısının 1960’lı yıllarda Güney Afrika’daki sömürü rejiminden ayrı tutularak değerlendirilmesi tarihteki ilk başarılı kalp naklinin tıbbi çalışmalara ne derece katkı sağladığının anlaşılması açısından önem taşımaktadır.
Prof. Dr. Christiaan Barnard Kendi Adını Taşıyan Kalp Vakfı Binası Önünde, Cape Town, 1998
[1] BARNARD, C., & PEPPER, C. B. (1969). Christiaan Barnard: one life. s. 16, Cape Town, Timmins (Howard).
[2] LOGAN, C. (2003). Celebrity surgeon: Christiaan Barnard, a life. s. 65, Johannesburg, Jonathan Ball.
[3] STYAN, J.-B. (2017). Heartbreaker: Christiaan Barnard and the first heart transplant. South Africa.
[4] YILDIZ, S. (2016) Ümit Burnu`ndaki Kaf Dağı, Yedikıta, Vol. 96, s. 46-49.
[5] GENÇOĞLU, H. (2018). Ottoman traces in Southern Africa: the impact of Turkish emissaries and Muslim theologians. s. 245, Libra Kitapçılık ve Yayıncılık.
[6] GENÇOĞLU, H. (2015). Two Forgotten Medical Doctors: Mohammed Shukri and Havva Khayrunnisa Effendi. Bulletin of the National Library of South Africa. Vol. 69 Issue 1, s. 52.
[7] BARNARD, C. (1971). Heart attack: all you have to know about it. Johannesburg, H. Keartland Publishers.
[8] WORDEN, N. (1994). The making of modern South Africa: conquest, segregation, and apartheid. s. 113, Oxford, Blackwell.
[9] BARNARD, C., & ILLMAN, J. (1981). The Body machine: your health in perspective. s. 56, Johannesburg, Flower Press.
[10] BARNARD, C., & SCHRIRE, V. (1968). The surgery of the common congenital cardiac malformations. s. 64, London, Staples P.
[11] KARRER, C., SCHWEIZER, W., RETTINGER, C.-L., MARKOVITZ, S., & HAMMON, M. (2008). Hidden heart: the story of Christian Barnard and Hamilton Naki. s. 78, Zürich, Praesens-Film.
[12] GENCOGLU, H. (2015). The forgotten Effendi: Ottoman muslim theologian, Mahmud Fakih Emin Effendi, and the real story of the Bo-Kaap Museum, c. 1894-1978. New Contree: A Journal of Historical and Human Sciences for Southern Africa. 162-180. http://hdl.handle.net/10394/15330.