Etiyopya’daki Çin: Algı Siyaseti ve Pekin’in Faaliyetleri

0

Son zamanlarda yayılmacı bir güç olarak karşımıza çıkan Çin, Afrika’daki faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. Alt yapı, ulaşım, sağlık ve yer altı kaynakları hususunda ciddi yatırımlar yapan Çin, Avrupalı sömürgeci zihniyetine karşı Afrika’da bir alternatif olarak görülüyor. Bunun en önemli örneklerinden biriyse Etiyopya olarak karşımıza çıkıyor.

Etiyopya stratejik konumu, nüfusu ve istikrarı nedeniyle önemli bir ülke ve Afrika’nın parlayan yıldızı olarak zihinlerde yer etmiş durumda. Peki, Çin bu ülkede ne kadar aktif? Afrika’nın yıldızına ne kadar faydası var? Etiyopya insanının Çin yatırımlarına, Çinli iş adamlarına ve işçisine bakış açısı nasıl?

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Etiyopya’daki varlığı sanıldığı gibi yeni değildir. Bunun en önemli göstergesiyse Pekin de Amharca Dil Enstitüsü’nün 1986 yılında faaliyete geçmesidir (Özel röportaj). Benzer şekilde Etiyopya’nın bilinen en eski ve en büyük üniversitesi olan Addis Ababa Üniversitesi’nde Konfüçyüs Enstitüsü’nün kurulması. Burada Çin dilini ve kültürünü öğrenen gençler, Çin de çalıştırılmak üzere yönlendirilmekte veya Çin yatırımcılarına düşük meblağlı fiyatlar ile çalışmaktadır.

Öte yandan, Etiyopya’da çok fazla Çinli işçi ile karşılaşmak mümkün. Çünkü Etiyopya’da ciddi yatırımları mevcut. Alt yapı yatırımlarından ulaşım imkanlarına; maden arama inisiyatifinden teknolojik hamlelerine pek çok alanda Çin’in görünür varlığını ülkede hissetmek mümkün.

Çin Malları

Etiyopya’da çok aktif olan Çin, halk nezdinde de itibarını koruyor. Bazı Etiyopyalılar Çin mallarının kalitesiz olduğundan rahatsızlık duyup aslında pahalı olduğunu dile getirseler de, Etiyopya’da Çin’in ucuz mallarına talep gayet yüksek. Çinli firmaların üretmiş olduğu cep telefonları, TV, beyaz eşya ve otomobil gibi teknolojik aletler halkın rağbet ettiği ürünler arasında. Yok sayılamayacak gerçek ise Afrika’da Pazar gücünü giderek arttırmakta.

Çin’in Stratejik Yatırımları

Etiyopya, diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi küresel güçlerin rekabet sahası içerisinde. Çünkü Çin ülkenin en stratejik noktalarında yatırımlarını arttırmaktadır. Örneğin, ülkenin başkenti olan ve aynı zamanda Afrika Birliği’nin ve Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Kurulu’nun da merkezi olan Addis Ababa’da Çin tramvay hattını faaliyete geçirdi. Etiyopya halkının tramvayla tanışmasına vesile oldu. Addis Ababa’yı Debrezeyit gibi diğer şehirlere bağlayan ana yollarını da Çin firmaları yaptı. Bunun yanında Addis Ababa’ya çok büyük bir stadyum yine Çinli iş adamları tarafından inşa edilmekte. Afrika Birliği’nin devasa büyüklükteki binasında da Çin’in imzasını görmek mümkün. Addis Ababa, Bole havalimanında yapılan iyileştirme ve eklemeler de Çinli inşaat firmaları tarafından yapılmakta. Çin’in bunun gibi Etiyopya’da daha pek çok yatırımı bulunmaktadır.

Çin’in Çince Hamlesi: Dilin Araçsallaştırılması

Etiyopya’nın hemen her köşesinde Çin’i görmek kaçınılmaz. Zira bütün yatırımlarda yapıların Çinliler tarafından yapıldığını gösteren ibareler var. Örneğin tramvay sürücüsü olan makinist Çinlidir ve yanında bir Etiyopyalı bulunur. Stadyum ve havalimanı şantiyelerinin dışında Çince ve İngilizce yazılmış uyarılar hemen göze çarpar.

Küresel Güçlerin ve Çin’in Etiyopya Rekabeti

Küresel güçlerin Çin’in bu yatırımlarına karşı çıktığı yoktu, ta ki Etiyopya hükümetinin Etiyopya’da petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinin Çinli şirketler tarafından yapılmasına izin verene kadar. Bu güçler öyle bir kıvılcımı ateşlediler ki, bölgede kendilerinin de olduğunu gösterdiler. Bunun en bariz örneği, Etiyopya’nın fay hattı olan Oromo halkının devlete karşı kışkırtılması ve bu zümrenin özgürlük taleplerinde bulunmasıydı. Bahane ise şu olacaktı, yapılan yatırımların kendi bölgeleri hariç Addis Ababa’ya ve diğer yerlere yapılmış olmasıydı. Böylece küresel güçler perde arkasından Soğuk Savaş’ı andıran bir çekişme içerisine girdi.

Etiyopya’nın Çin ve Türk Algısı -Karşılaştırma-

Etiyopya halkı ise bu çekişme sürecinde safını Çin tarafında tayin etmiş gibi. Zira onlara göre, Avrupa Afrika’dan bir alıyor hiç bir şey vermiyor, Çin ise bir alıyorsa bir veriyor. Çünkü Çin, diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi, halkın işini kolaylaştıran “görünür” işlere imza atıyordu. Türkiye ise binlerce kişinin gözlerini katarakt ameliyatları ile açarak dünyalarını aydınlatıyor fakat bu aydınlanma devletin ameliyathanelerinde ve hastanelerinde olduğu için halk nezdinde devlet tarafından yapıldığı algısı oluşturuluyordu. Bunun yanında, ciddi yatırım yapan Türk firmaları ucuz iş gücünden dolayı Afrika’yı tercih ediyor. Etiyopya’yı Cibuti’ye bağlayan demir yollarını ise yine Etiyopya devletinin ihale ile Türk şirketine verdiği bu yüzden aslında o hattın da devlet tarafından yapıldığı iddia ediliyordu (Röportajlar). Benzer şekilde, kurban bağışları ise beslenme alışkanlıkları nedeniyle kahvaltıda bile et tüketen Etiyopyalı insanlar hayatında hiç et yememiş gibi lanse ediliyor ve onlara dağıtılıyordu ve neticesinde bir günde unutuluyordu. Türkiye’de burslu eğitim alan öğrenciler de akademik başarılarını dikkate almadan kendi mezun oldukları bölümlere uygun iş aramak, kendi devletlerine ve Türk devletine faydalı bir birey olmak yerine Türk firmalarında tercümanlık için yüksek meblağlı maaş talep ederek çalışmayı yeğliyorlardı (Röportajlar).

Etiyopya’da Çin deyince yatırımlar, küresel bir aktör ve sömürgeci olmayan bir devlet akla gelirken; Türkiye deyince Ayşegül’ün suçu ne, Kara Para Aşk dizileri; Türk işçilerinin Etiyopyalı kadınlarla münasebeti akla geliyor ama Etiyopya’nın sömürgeci zihniyete sahip olmayan en büyük ve tek yatırımcı ülkesinin Türkiye olduğu gerçeği dikkatlerden kaçıyordu. Çin’in bu stratejik hamleleri Çin’i kıtada, bölgede ve ülkede bir güç haline getiriyorken, Türkiye bütün çabalara rağmen kıtada, bölgede ve ülkede hala sesi kısık ve görünürlüğü az olan küresel aktör olma yolunda ilerliyor. Bu yüzden Türkiye’nin Afrika’da sistematik bir ortak aklı devreye sokması artık büyük bir zorunluluk haline gelmiştir.

Röportajlar: Addis Ababa, Addis Ababa Üniversitesi ve Harar bölgesinde gerçekleştirilmiştir.

Share.

Yazar Hakkında

1986 Eskişehir doğumludur. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü 1. Sınıf öğrencisiyken gösterdiği başarı ile çift anadal programı kapsamında Türk Dili Edebiyatı bölümünde okumaya hak kazandı. Tarih bölümünden (derece ile) ve Edebiyat bölümünden 2011 yılında mezun oldu. Pamukkale Üniversitesi Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda “19. Yüzyılda Anadolu’da Salgın Hastalıklar ve Hastalıkla Mücadele Yöntemleri” konulu tezini 2014 yılında tamamladı. 2014 yılında Sakarya Üniversitesi’nde Tarih Anabilim Dalı’nda doktora öğrencisi iken Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından açılan burs programını kazandı ve yurt içi dil eğitiminin ardından, ilk olarak Ocak 2016’da yurt dışı dil eğitimi için Londra’ya ve daha sonra Eylül 2016’da Afrika Çalışmaları için Etiyopya’ya resmi burslu statüde gönderildi. Addis Ababa Üniversitesi, Afrika Çalışmaları Merkezi’nde Etiyopya-Türkiye arasındaki Diplomatik İlişkiler başlıklı ikinci yüksek lisans tezini 2018 yılında derece ile bitirdi. Fatma Yıldız, Etiyopya Ulusal Arşivleri’nde ve Türkiye Arşivleri’nde araştırmalarda bulunmaktadır. Halihazırda Cape Town Üniversitesi'nde doktora eğitimine devam etmektedir. İyi derecede İngilizce, orta seviyede Amharca bilmektedir. Araştırma alanları; Afrika Boynuzu’ndaki siyasi gelişmeler ve bölgenin sosyo-kültürel yapısı, Türkiye’nin dış güç olarak bölgedeki varlığı, Batılı devletlerin Güney Afrika’daki sömürgecilik faaliyetleri, Doğu ve Güney Afrika’daki salgınlar üzerinedir.

Yoruma Kapalı