Türkiye’den Afrika’ya Uzanan Beyaz Eller: Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)

0

Türkiye’nin Afrika’yla ilişkilerinde temel ışık noktası TİKA’nın çalışmaları olmuştur. Genel olarak insani  yardımlar son on yıldır Türkiye’nin dış politikasında özellikle de Türkiye’nin Afrika’ya yönelik politikasında en güçlü unsurlardan biri olarak “yumuşak güç”  stratejisinin bir parçası olmuştur. Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA) bugün itibariyle Türkiye’nin yurtdışına yönelik resmi olarak insani ve kalkınma yardımlarını üstelenen tek kurumdur.

Afrika ile ilişkilerde Türkiye’yi hem görünür kılan hem de kıtada sömürgeci olarak algılanmasını engelleyen en önemli faktör gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum kuruluşlarınca yapılan yardımlardır.

Afrika’da boy gösteren diğer tüm aktörler gibi kıta ülkeleriyle siyasi, ticari ve kültürel ilişkiler geliştiren Türkiye, aynı zamanda insani ilişkiler tesis ederek Afrika’daki halklar nazarında takdirle karşılanmaktadır. Bugün Afrika ülkeleri pek çok sosyo-ekonomik sorunun yanında büyük insani krizlerle karşı karşıyadır. Son yıllarda Somali, Sudan, Güney Sudan, Orta Afrika, Mali, Libya ve Nijerya’da yaşanan siyasi gelişmelerin sonucunda ağır insani dramlar meydana gelmiştir. Batı Afrika bölgesinde ortaya çıkan Ebola krizi Sierra Leone, Gine ve Liberya’da büyük çapta insani yardım ihtiyacı doğurmuştur. Afrika’nın emperyal karanlık geçmişi olan Avrupalı aktörleri bu krizlere gözlerini kapatıp sadece siyasi-ekonomik çıkarlarını düşünürken, Afrika’da boy gösteren geleneksel aktörler ise bu krizleri fırsata çevirme yarışı içerisine girmişlerdir. Bu tutumun tek istisnasını Türkiye teşkil etmekte olup, Türkiye Afrika’da insani ve vicdani değerleri ön plana çıkartan bir politika izlemektedir.

Türkiye, Afrika’ya yönelik yardımlarda 2005 yılından itibaren kademeli bir surette yükselişe geçerken ABD ve Birleşik Krallığın ardından bölgeye en çok yardım yapan üçüncü ülke haline gelmiştir. Ancak yapılan yardımlar gayri safi milli hasılaya oranla değerlendirildiğinde Türkiye Afrika’da en çok yardım faaliyetinde bulunan en cömert ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye 2014’te gayri safi milli hasılasının %0,27’sini yardım faaliyetlerine ayırırken ABD gayri safi milli hasılasının %0,07’sini Birleşik Krallık ise gayri safi milli hasılasının %0,02’sini insani yardım faaliyetlerine ayırmıştır.

Türkiye’nin ve TİKA’nın Afrika’ya yönelik yardımlarını en iyi şekilde açıklayan misal, Somali örneğidir. Somali’ye karşı mesafeli davranarak güvenli olarak gördükleri Kenya’dan Somali’ye yönelik faaliyetlerini sürdüren batılı devletlerden farklı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mogadişu sokaklarında takım elbisesi ile çelik yelek dahi giymeden yürümüş ve halkın arasına karışmıştır. Somalililer günümüzde dahi, Erdoğan’ın kir pas içindeki açlık çeken çocukları nasıl kucağına aldığını, eşinin ise Somali toplumunda düşkün ve aşağı olarak kabul edilen azınlık mensuplarını nasıl bağrına basıp öptüğünü anlatıyor. Bu cümleler, BBC’nin Afrika Editörü Mary Harper’ın 2014 sonunda yaptığı Somali ziyareti sonrası yazdığı makaleden alıntıdır.[1]

Türkiye’nin resmi ajanslarından biri olan TİKA, Türkiye’nin Afrika’ya yaptığı kalkınma yardımının önemli bir parçası olarak Addis Ababa, Hartum ve Dakar’da bulunan üç bölgesel ofisi açmış ve söz konusu ofisler üzerinden ayrıca çeşitli ülkelerdeki irtibat bürolarıyla Afrika’daki faaliyetlerini yürütmektedir.

TİKA’nın Afrika kıtasında artan ofis sayısı (2008 yılında 3 ofisken, 2017 yılı sonu itibarıyla TİKA’nın Afrika kıtasında (4’ü Kuzey Afrika ülkelerinde olmak üzere) 21 ülkede koordinatörlük ofisi bulunmaktadır. Bugün itibariyle Türkiye, TİKA ofisleri vasıtasıyla Afrika’nın toplam 41 ülkesinde çeşitli projelerini hayata geçirerek Afrikalılara balık yemeyi değil de balık tutmayı öğretmektedir. Bu bağlamda Sudan’daki, Darfur Nyala Sahra Hastanesi’nin inşasını ve burada Afrikalı doktorların yetiştirilmesini, Ziraat Fakültesi öğrencilerine yönelik eğitim programına ek olarak Otaç Kampı’na 40 tonluk ihtiyaç maddesinin gönderilmesini ve su sondaj makinelerinin temin edilmesini ve kurulmasını TİKA gerçekleştirmiştir.

TİKA, faaliyet gösterdiği ülkelerde gerçekleştirdiği yardımları her ülkenin ihtiyacına göre yapıyor. TİKA, 2011 yılından bu yana kıtaya bu yolla 315 milyon 391 bin dolar kalkınma yardımında bulun­du. Yalnızca 2014 yılında kıtaya yapılan yardımlar ise 26 milyon 632 bin dolardır. TİKA 2014’te yalnızca Somali’ye 4 milyon 572 bin dolar kamu kal­kınma yardımında bulundu. Etiyopya’ya ise 1 milyon 11 bin doların üzerin­de kalkınma desteği veren TİKA, Cibuti’ye de 113 bin dolar yardım ulaştırdı.

TİKA’nın Etiyopya’daki faaliyetlerinde, en çok su ve çevre koşulları­nın iyileştirilmesine ağırlık verilmektedir. Yardımların % 40’ı bu alana yön­lendirilmektedir. % 35’e yakını ise sosyal altyapı hizmetlerine harcanmaktadır. TİKA’nın Kenya’daki faaliyetlerinde ise en çok sağlık öne çıkmaktadır. Bu­nun yanı sıra idari ve sivil altyapıların gelişimi de TİKA’nın Kenya’da önem verdiği faaliyetler arasında sayılabilir. TİKA, sosyal altyapı ve hizmetler, hay­vancılık, iletişim ve eğitim konularında da Kenya’ya çeşitli yardımlar yapıyor. Libya örneğine baktığımızda ise, TİKA Libya’ya en çok sağlık sektöründe yardım yapıyor ve aynı zamanda ülkede­ hayvancılık konusunda da çeşitli yardımlarda bulunuyor. TİKA, iletişim, idari ve sivil altyapı­lar, eğitim ve sosyal altyapı konusunda da Libya’da çeşitli faaliyetler gerçekleştiriyor. Ayrıca TİKA, Nijer’de en çok sosyal ve altyapı hizmetleri ile su ve çevre koşulla­rının iyileştirilmesi alanında faaliyet gösteriyor. Sağlık, eğitim, idari ve sivil altya­pıların yanı sıra ormancılık ile iletişim sektörleri de TİKA tarafından destekleniyor. TİKA’nın Afrika’da en faal olduğu ülkelerden biri de Senegal olmuştur. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı, ülkeye yaptığı yardımların %35’ini eğitim, %25’ini sağlık, %19’a yakınını tarım ve % 8’ini su ve çevre koşulları­nın iyileştirilmesi alanlarında gerçekleştiriyor. İdari, sivil ve sosyal altyapıların geliştirilmesi, iletişim sektörü ve ormancılık da TİKA’nın Senegal’e yönelik yardım yaptığı alanlardır.

TİKA tarafından Somali’ye yapılan yardımların %70’i ekonomik altyapı, %23’e yakını ise sağlık alanında gerçekleştiriliyor. TİKA, idari ve sivil altyapılar, eğitim, sosyal altyapı, tarım ile su ve çevre koşullarının iyileştirilmesi alanlarında da Somali’ye çeşitli yardımlar yapıyor. Fildişi Sahili’nde halkın sağlık hizmetlerine erişiminde sıkıntı yaşadığı bölgelere de yardım elini uzatan TİKA, tıbbi hususta çeşitli malzeme desteği sağlamıştır. İslam hukuku ve İslam fıkhı gibi konularda üniversite öğrencilerine de ders veren, Fildişi Sahili İslam Birliği nezdinde de önemli bir yeri olan Abidjan Al-Manarat Al-İslamiyat Medresesi tadilat ve tefrişatını da TİKA tamamladı. Ayrıca Türkiye’deki doğum öncesi ve sonrasında anne ve çocuk ölümlerinin azaltılması amacıyla anne-çocuk sağlığına ilişkin programlar kapsamında 15-26 Aralık 2014 tarihlerinde TİKA ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (THSK) Kadın ve Üreme Sağlığı Daire Başkanlığı’nca Gana’da anne ve bebek sağlığının geliştirilmesi konusunda ebe-hemşire yetiştiren okullarda görev yapan öğretim görevlileriyle sahada hizmet sunan ebe ve hemşirelerden oluşan 12 sağlık personeli eğitildi. Öte yandan Gana’nın Kumasi şehrinde faaliyet gösteren Paragon Vakfı’na, TİKA tarafından bilgisayar ve büro ekipmanları desteğinde bulunulmuştur.[2]

TİKA’nın Afrika’da gerçekleştirdiği projeler; ekonomik ve sosyal altyapının gelişmesi, kültürel işbirliği ve iletişimin geliştirilmesi, insani yardımlara destek sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. TİKA, Türki Cumhuriyetler dışında Afrika’da program koordinasyon ofisiyle eğitim, sağlık, yenileme, tarımsal kalkınma, maliye, turizm ve sanayi alanındaki faaliyetleriyle bölgede adından oldukça iddialı bir şekilde söz ettirmektedir.

2012 yılı Türkiye’nin gerçekleştirdiği resmi kalkınma yardımlarının 1/3’ünü yani 772 milyon dolarını Afrika ülkelerine yapılan yardımlar oluşturmuştur. 2012 yılında Türkiye’nin yurtdışı yardımlarının %31.37’si Afrika ülkelerine gerçekleştirilmiştir. Afrika bölgesi, 2013’te gerçekleşen 783 milyon dolarlık yardım rakamıyla yerini korumuştur. 2012 ve 2013 yıllarında Türkiye’nin resmi kalkınma yardımlarından en çok yararlanan ilk 10 ülke arasında Somali ilk sıralarda yer almaktadır.

Türkiye’nin 2013 yılında da gerçekleştirdiği resmi kalkınma yardımları GSMH’nın %0,42’sine ve aynı zamanda bir önceki yıla kıyasla % 30 artışı söz konusudur. Söz konusu kalkınma yardımları, Afrika’ya öncelik verilmesi gerektiğini göstermekte ve Türkiye’nin bölgeye yönelik resmi kalkınma yardımları, günümüz itibariyle yetersiz gibi görünse de ciddi bir artış eğilimindedir. Benim düşüncem söz konusu yardımların, önümüzdeki süreçte istikrarlı bir şekilde artış göstermesi halinde Afrika kıtası ülkelerinde yaşam standardının gelişimine, yoksulluğun azaltılmasına ve sürdürülebilir kalkınmanın yakalanabilmesine oldukça yardımcı olacaktır.

Son dönemde Türkiye’nin TİKA vasıtayla insani yardımlarına ilişkin öne çıktığı alanlardan birisi de sağlık sektörü olmuştur. Türkiye’nin 20’ye yakın Afrika ülkesi ile sağlık alanında ikili işbirliği anlaşması mevcuttur. Darfur-Nyala’da inşa edilen 150 yataklı Türkiye-Sudan Araştırma ve Eğitim Hastanesi, bölgenin en modern ve teşkilatlı hastanelerinden biri olarak Şubat 2014’te hizmete açılmıştır. Türk ve Sudanlı sağlık personeli tarafından beş yıl ortak şekilde işletilecek hastanenin bu süre sonunda Sudan makamlarına devri öngörülmektedir. Ayrıca, Somali-Mogadişu’nun en büyük hastanelerinden biri olan 200 yataklı Digfer Hastanesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında Ocak 2015’te açılmıştır. Digfer hastanesinin de beş yıl süre ile Türk ve Somali sağlık personeli tarafından ortak İşletilmesi öngörülmektedir. Sağlık alandaki projeler, Türk sivil toplum ve kamu ortaklıklarının başarılı örnekleriyle Afrika ülkelerinde yürütülmektedir. Somali’de Türkiye tarafından açılan hastane kuşkusuz Somali için hayati bir önem taşımaktadır. Her 8 anneden birinin doğum esnasında hayatını kaybettiği, her 7 çocuktan birinin bir yaşına bile gelemeden hayatını kaybettiği bu ülkede sağlık altyapısı oldukça sorunludur.[3] Pek çok basit hastalığın tedavisi için bile Somalililer ve Sudanlılar yurtdışına çıkmak zorundalar.

Sağlık sektöründe TİKA’nın üstlendiği yardımlarla “Türkiye yardım değil, Afrika ülkeleriyle işbirliğini” gözetmektedir. Ayrıca Türkiye Afrika ülkelerindeki çeşitli kurumlara önemli bir insani yardım desteği gerçekleşmiştir. 20 Afrika ülkesi ile işbirliği anlaşması imzalanmıştır. 2007-2010 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile TİKA işbirliği ile 500 Türk doktor ve 100 kadar sağlık personeli, 200 kadar Afrika ülkesine sağlık hizmeti vermek üzere gönderilmiştir. Türkiye’nin sağlık alanında Afrika’da üstlendiği projeler, basit ancak son derece önemli faaliyetlerdir. Bunlar, çok sayıda insana görme yetisi kazandırılması gibi çok karmaşık olmayan, hayata geçirilmesi görece kolay ancak yararlanıcılar açısından hayati öneme sahip operasyonlardır. Bu tür faaliyetler, Afrika ülkelerinin kalkınması için önemli bir destek sağlamaktadır.

TİKA’nın ve Türkiye’nin işbirliği faaliyetlerinin Afrika kıtasında etkili olduğu bir diğer alan ise anne ve çocuk sağlığı olup çocuk bakımının iyileştirilmesi ve çocuk ölümlerinin azaltılması alanlarında önemli destekler sağlanmıştır. TİKA’nın Nijer, Somali, Etiyopya ve Sudan’da yürüttüğü Afrika katarakt projesine çok sayıda Türk STK’sı katılım sağlamıştır. Ayrıca Türk hükümeti Afrikalı hastalara yönelik tedaviler sağlamakta olup bu kapsamda 2016 yılında Afrika ülkelerinden 1000 kadar hasta Türk hastanelerinde tedavi edilmek üzere getirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye’nin sahada, çeşitli hastanelerde yürüttüğü faaliyetler doğrultusunda Afrikalılara mesleki eğitimler de verilmektedir.

Afrika eğitim, tarım ve sağlık alanlarında Türkiye’nin sahip olduğu teknolojik alt yapı, bilgi ve tecrübesinden yararlanabileceği gibi TİKA çeşitli projelerle ve işbirliğiyle varolan bu birikimi Afrika’ya aktarmıştır. Türkiye’nin Afrika’ya yönelik sağlamaya muktedir olduğu geniş yelpazede kapasite inşası, Afrika ülkelerin içinde bulundukları ve yoksulluk üreten bağımlılık zincirlerini kırmaları için en önemli girdi olacaktır. Pazar olma niteliği ve doğal kaynak zenginliği ile birlikte ele alındığında, Türkiye’nin insani temellerde savunduğu kazandır-kazan stratejisi, hem Afrika için hem de Türkiye için olumlu getirileri olan iş birliklerine de kapı açacaktır.

TİKA’nın Afrika kıtasında bir diğer başarı hikâyesi ise Sudan olmuştur. Şubat 2009 tarihinde, TİKA ve Türkiye Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen “Türk-Sudan Tarımsal İşbirliği Programı” başlatıldı ve bu program aracılığıyla 250 Sudanlı ziraat mühendisi ve veteriner hekimin Türkiye’de; tarımsal sulama,  bitkisel üretim ve hayvan yetiştiriciliği konularında eğitim verildi. Böylelikle Sudanlı uzmanların kendi topraklarını işletebilen ve kendi kaynaklarını yönetebilen bilgi ve beceriyi kazanmış uzmanlar olması sağlanacaktır.

Türkiye, TİKA ve Tarım Bakanlığı işbirliğiyle yürütülen bu proje sayesinde, Sudanlılara tarımsal sulama,  bitkisel üretim  (pamuk,  sebze,  meyve,  bahçecilik, buğday, mısır vs.), tarımsal-hayvancılık mekanizasyon, hayvan yetiştiriciliği, balıkçılık, gıda teknolojisi ve hayvan hastalıkları ile mücadele konularında uzun süreli eğitimlere katılacak ve ülkelerinde uygulanacak tarımsal projelerde yeni uzmanların yetişmesine katkı sağlanacaktır.

2009 Şubat ayında başlayan bu proje günümüzde devam etmektedir. Ayrıca 2010 yılında TİGEM aracılığı ile TİKA tarafından başlatılan Tohum Dağıtım Projesi kapsamında çeşitli bitki türlerine ait tohumlar her yıl Sudan’ın Batısında bulunan Darfur bölgesine ücretsiz olarak dağıtılarak bölgesel kalkınmaya destek sağlanmaktadır. O zamandan bugüne devam eden bu proje ile 2015 yılında da ihtiyaç sahibi çiftçi ve yeni çiftçi adayları proje paydaşları olan Eyalet Tarım Bakanlıkları ve Afrika Teknoloji Kenti uzmanlarınca tespit edilmiş ve ihtiyaçlar doğrultusunda sarı darı, nohut, bakla, susam, domates, kavun, karpuz, salatalık, havuç, bamya,  arap zamkı, çapa, saban, sulama pompası gibi çeşitli tohum ve tarımsal aletlerin dağıtımı TİKA’nın desteği ile gerçekleştirilmiştir. [4]Son yıllarda önemi artan pamuk üretimi için Cezire projesi kapsamında pamuk üretimine dönük iyileştirmeler konusunda TİGEM Sudanlılara teknik destek vermektedir.

TİKA, Sudan’da Darfur Valiliği ve Afrika Teknoloji Kenti ile ortaklaşa yaptığı ve üç aşamadan oluşan İyi Tarım Uygulaması’nı 2010 yılında başlatmıştır. İlk yıl Sudan’ın batısındaki Kuzey, Güney ve Batı olmak üzere Darfur bölgesinde 12 kasabadaki 20.000 fakir çiftçiye 9 çeşitten oluşan 18 ton kaliteli tohum dağıtıldı.[5] Projenin ikinci aşaması olan 2011 yılında, ilk yıla nazaran daha fazla ürün elde edildi ve bir kısmı da Hartum piyasasında yerel ürünlerden daha fazla fiyata satılarak üreticilere hem para kazandırdı, hem de kendi ihtiyaçlarını karşılayacak hasat elde etmelerine zemin hazırladı. 2012 yılında uygulanan üçüncü aşama ile Darfur’da 42.440 hektar alanda gelişmiş kaliteli tohum üretimi yapılarak çiftçilere dağıtılması ile Darfur’da proje kapsamındaki modern yöntemlerle tarım yapılması, tarımın iktisadi bir faaliyet olarak ülke ve kişi bazında ekonomiye katkı sağlaması, yüksek verim alma imkânları sağlanmaya çalışıldı. Türkiye ve TİKA, Sudan’da ilgili proje kapsamında yaklaşık 2.500 ailenin Güney Darfur’daki mülteci kamplarından çıkarılarak iktisadi olarak kendi kendilerine yetmeleri için çalışmıştır.

Ayrıca TİKA, Tohum Dağıtım Projesi ile Sudan çiftçisinin hibrit tohumlar ile daha kaliteli ve daha fazla ürün almaları sağlanmıştır. Bölgede istikrarın sağlanmasında, istihdamın artırılmasında, özellikle açlık ve kıtlıkla mücadelede bu faaliyetlerin çok büyük katkısı olmuştur. TİKA’nın bu projeleri sayesinde bölgede gerek kamplarda ve gerekse köylerde yaşayan dar gelirli Sudanlıların göç etmekten vazgeçirilip topraklarına bağlayarak geçimlerinin sağlanmasına katkıda bulunulmuştur.  TİKA tarafından 2010 yılından beri sürdürülen “tohum dağıtım projesi” 5-9 Aralık 2011 tarihleri arasında Roma’daki Dünya Gıda Örgütü (FAO) genel merkezinde gerçekleştirilen Küresel Güney-Güney İşbirliği EXPO 2011 Fuarı’nda “İyi Uygulama Örnekleri” dalında ödül almıştır. [6]

Sudan’da iklim, coğrafi koşullar, yeterli sayıda ebenin bulunmaması ve yeterli sayıda ehliyetli ebe yetiştirilemediğinden doğumların çoğunlukla geleneksel yöntemlerle yapılması, doğum öncesi ve sonrası gerekli tıbbi müdahalelerin bulunmaması, geleneksel yöntemlerin hala devam ettiği ve etkin bir şekilde kullanıldığı Sudan’da anne ve bebek ölümleri yüksektir. 2010 yılı rakamlarına göre doğum sırasında ölen anne sayısı sadece Hartum’da 100.000 doğumda 750 iken bu rakam Hartum dışında ve kırsal kesimde bu rakamlar daha yüksek olmaktadır.[7]

Türkiye ile Sudan arasında gerçekleştirilen iş birliği doğrultusunda Ebe Eğitim Merkezi kurularak, daha sıhhi ve uygun doğum koşullarının sağlanarak, anne ve çocuk sağlığının korunması ve anne-çocuk ölümlerinin düşürülmesi için işbirliği protokolü imzalanmıştır. [8] İmzalanan İşbirliği Protokolü ile geleneksel yöntemlerle verilen ebe eğitiminin modern, bilimsel uygulamalar ışığında verilebilmesi ve Türkiye’nin tecrübelerinin aktarılabilmesi için “Türk Sudan Ebe Eğitim Merkezi” 2011 yılında inşa edilmiş ve 2013 yılında tam olarak faaliyete geçerek 200 kursiyer ebeye hizmet vermeye başlamıştır. Ayını zaman 10 Sudanlıya ülkesindeki ebe eğitim sistemini geliştirmek ve Türkiye’nin bu alandaki tecrübelerinden yararlanmak için bir hafta süreyle Türkiye’de eğitim verilmiştir.[9] Buna ek olarak TİKA Hartum eyaletinin güneyinde bulunan İbrahim Malik Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesi ile doğum bölümlerindeki eksilikler TİKA’nın donanım desteği ile 2012 yılı içinde tamamlanmıştır.

İlerleyen süreçte bu 10 kişi Sudan’da kurulanan Ebe Eğitim Merkezi’nde ve diğer dokuz eyaletteki görevlilere eğitim vererek anne-bebek ölümlerinin asgari düzeye ulaşması hedeflenmektedir. Afrika’daki en büyük Merkez olan “Ebe Eğitim Merkezi”, TİKA’nın katkıları ile 2014 yılında “ Uluslararası Sudan-Türk Ebe Eğitim Enstitüsü”ne dönüştürülmüş ve tüm Afrika ülkelerindeki ebelerin eğitim merkezi haline gelmiştir. Uluslararası Ebe Eğitim Merkezi’nde 15 aylık ön lisans ve 4 yıllık lisans düzeyinde 2016-2017 akademik yılda toplam 1000 öğrenci ebe eğitimi almıştır. Sudan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Bilimleri Akademisi’nin eğitim birimi olarak 2014 yılında faaliyetlerine başlayan merkezde bugüne kadar Sudan’ın toplam ebe açığının % 70’i karşılanmıştır. Bugün bu merkezin mezunları, 18 eyalette köy, mezra ve diğer yerleşim yerlerinde hizmetlerine devam ediyor. [10]

Ayrıca TİKA’nın Sudan’da hayata geçirdiği kilit projelerden bir diğeri ise  “Sudan Türk Gen Kaynakları ve Suni Tohumlama Merkezi”dir. Her yıl düzenlenen tohum hibesi projeleriyle Sudan’da tarım ve hayvancılık altyapısını desteklenmektedir. TİKA, bu kapsamda 2011 yılında Afrika’nın ilk gen merkezini Sudan’da kurulmuştur. El-Cezire eyaletinin Medeni şehrinde kurulan Gen Merkezi ve buraya bağlı olarak hizmet verecek olan 5 adet Suni Tohumlama Merkezleri ile Sudan’ın hayvan ıslahı gerçekleştirilecektir. Ayrıca burada tüm Afrika ülkelerinden gelen talep doğrultusunda eğitim verilecektir. Yaklaşık 40 dönüm arazi üzerine inşa edilen ve içerisinde eğitim salonları, misafirhaneler ve laboratuarlar bulunan GEN Merkezi, 2012 yılı içerisinde faaliyete geçirildi.[11] Sudan ve Afrika’da bu alanda ilk olan proje merkezde uzman, veteriner fakültesi öğrencileri ile Afrika ülkelerinden gelecek uzmanlara suni tohumlama eğitimi de verilecektir.

Bugün itibariyle TİKA ve T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile işbirliğinde 2012 yılında, Sudan’da kurulan “Sudan Türk Gen Kaynakları ve Suni Tohumlama Merkezi” üretim ve satışlara başlayarak hayvancılık kapasitesinin arttırılmasında bölgede önemli bir merkez olma yolunda ilerlemektedir. Proje ile 15 litre olan süt veriminin yaklaşık 25 litreye çıkarılması, daha sonra da civardaki Afrika ülkelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak örnek bir merkezin oluşturulması hedefleniyor.

TİKA 2013 yılında Sudan’ın başkenti Hartum’da “Türkiye Mesleki Eğiticilerin Eğitim Merkezi” açılmıştır. Bu merkez vasıtasıyla TİKA, yılda 600’den fazla kurs verme imkanı sağlayarak, önce Sudan ardından tüm Afrika’da teknik eğitimcilere, elektronik, bilgisayar ile turizm ve otelcilik gibi alanlarda kurs vererek, uzman meslek erbapları tecrübelerini paylaşıyor.[12]

Afrika’nın tamamının teknolojik olarak geliştirilmesi ve teorik çalışmaların yanı sıra üretimi de hedefleyen merkez, Hartum Eyaleti tarafından kaba inşaatı bitirilen binanın eğitime hazır hale gelebilmesi için gerekli tüm tefrişatı, eğitim araç gereçleri ve makinaları TİKA tarafından temin edildi. Hartum Valiliği’nin arsa ve bina desteğiyle faaliyetlerine başladı. Elektrik, elektronik, bilgisayar, makina elektroniği, SNS, turizm ve otelcilik, mobilya dekorasyonu ile kaynak bölümlerinden oluşan ve 5 bin metre karelik bir alan üzerine kuruldu.

2013’den bu yana aktif bir şekilde faaliyetlerine devam eden merkezde şu ana kadar 2000’in üzerinde Sudanlı kursiyer eğitim görmüştür. Söz konusu merkez faaliyet alanları ve iç işleyişi ile Sudan’da örnek teşkil etmektedir. Bugün 10 farklı alanda eğitimlerine devam etmektedir. Bu hizmetler sadece Sudanlılar değil komşu ülkelerden gelen meslek eğiticilerinin gelişimine de katkı sağlanmaktadır.[13]

TİKA’nın Sudan’da söz sahibi olduğu başka alanları ise Sudan’daki Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunmasına Yönelik Sudan’ın Kızıldeniz sahilindeki Sevâkin Adasında Bulunan Muhafaza Binası Restorasyonu, Beytü’l-Halife Restorasyon İşi Proje Çizimi, Mescid-i Kebir Camii’nin Elektrik ve Ses Tesisatının Yenilenmesi ve Sultan Ali Dinar’ın Müze Olan Evinin Restorasyon Projelerinin desteklenmesi olmuştur. Darfur’un son sultanı olan ve Osmanlı Halifesinin cihat çağrısına uyarak Osmanlı Devleti’nin yanında yer alan ve savaş meydanında şehit düşen Darfur Sultanı Ali Dinar’ın saray olarak kullandığı yapının bir kısmı, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti olan el-Faşir’de müzeye dönüştürülerek koruma altına alınmaya çalışılmış, bazı yapılar boş ve harap şekilde kaderine terk edilmiştir. TİKA tarafından yapılan incelemeler neticesinde söz konusu saraya ait yapıların restore edilmesi, Türkiye ile Sudan arasındaki tarihi bağların güçlendirilmesinde büyük rol oynamaktadır. [14]

Ayrıca TİKA’nın Sudan’da üstelendiği bir başka proje ise “Sudan Göz Nuru Projesi” olmaktadır. Bu proje kapsamında TİKA ve STK’lar işbirliğinde 2014 yılında Sudan’da âmâlık ya da görme güçlüğü çeken ama sağlık hizmetlerine erişim konusunda sıkıntı yaşayan insanlara gönüllü sağlık hizmeti sunmak üzere farklı tarihlerde sağlık ekipleri görevlendirilmiştir.

Sudan’da kurulu Afrika Teknoloji Üniversitesi bünyesinde Jeofizik Laboratuvarı kurulması ve merkezin modern ekipmanlarla donatılması TİKA tarafından gerçekleştirilmiştir. Sudan’da temiz suya ulaşma konusunda önemli çalışmalar yapan merkez içerisinde Jeofizik araştırmalar bölümü, kazı bölümü, su kalitesi bölümü ile şebekeler ve istasyon tasarımı bölümü olmak üzere 4 ayrı birim bulunmaktadır.

Ayrıca 16 Mart 2016 tarihinde TİKA “Ayrı Coğrafyalarda Aynı İmza” adlıyla gerçekleştirdiği proje kapsamında Sudan’ın Kızıldeniz Eyaletindeki Sevâkin Adası’nda bulunan Osmanlı dönemine ait Hanefi Camii, Şafi Camii ve Gümrük Binası’nın restorasyonu üstelenmiştir. Ayrıca Türkiye TİKA vasıtasıyla Sevâkin’in bağlı bulunduğu Kızıldeniz Eyaleti su altı güzelliklerini izlemek üzere dalgıçlığı ve diğer kapasitelerini kullanarak tarihi Sevâkin Adası’nın önemli bir turizm merkezi haline getirmek hedeflemektedir. Adada restore edilen Osmanlı Devleti’ne ait farklı tarihi eserlerin onarılarak hizmete açılması Türkiye-Sudan ilişkilerine farklı bir boyut kazandırmıştır.

Sevâkin adasının Türkiye ve Sudan için tarihi önemi 1554 yılında Habeş seraskerliğine tayin edilen Yemen Beylerbeyi Özdemir Paşa’nın, 5 Temmuz 1555 tarihinde Habeş eyaletini kurarak Sudan’ın Kızıldeniz sahilindeki Sevâkin adasını eyalet merkezi yapmasıyla başlamaktadır. XVI. asırda bu eyalete sekiz sancak bağlanmıştır. Lakin 1557 yılında Habeş eyaletinin merkezi bugünkü Eritre’de bir şehir olan Masavva’ya taşınsa da XVII. asırdan itibaren Habeş Beylerbeyileri tekrar Sevâkin’de oturmaya başlamışlardır. Osmanlı döneminde Kızıldeniz’in ve Hicaz’ın denizden gelecek tehlikelere karşı güvenliği Sevakin Adası üzerinden sağlanıyordu. Sevakin Kalesi günümüzde orijinaline bağlı kalınarak TİKA tarafından restore edilmektedir.

TİKA öncülüğünde, Sudan ile Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağların pekiştirilmesi yönünde birçok tarihi eser ve mekânın yenileme çalışması yürütülmektedir. Bunlardan en önemlisi Doğu Sudan’da bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Habeş Eyaleti’nin denize açılan kapısı olarak nitelenen Sevâkin liman şehrindeki Osmanlı kamu bina ve eserlerinin yenilenmesi çalışmalarıdır.

Sonuç olarak şimdiye kadar Afrika ve özellikle Sudan’a yönelik yapılan yardımlarını değerlendirdiğimiz zaman TİKA’nın en önemli özeliği, bu yardımların bir alanda yoğunlaşmamasıdır. Ekonomiden tarıma, sağlıktan kurumsal alt yapıya kadar birçok alanda Sudan’da farklı bölgesel projeler üretmektedir. Bu da Türkiye-Afrika ve Türkiye Sudan ilişkilerin gelişmesinde büyük rol oynamaktadır. TİKA koordinatörlüğünde yönlendirilmekte olan bu teknik ve insanı yardımlar, iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde de önemli bir araçtır. Son söz olarak 5 KITA 1 TİKA, AFRİKA’DAN SELAM OLSUN TİKA’YA diyor artık Afrika’nın gerçek sahipleri. Ne mutlu siz Türklere ki 5 kıtada 1 TİKA’nız var…

DİPNOTLAR

[1] Ömer Faruk Görçin (akt.), “Afrika açılımı meyvelerini veriyor”, Sabah Gazetesi, Erişim tarihi: 29.1.2017.

[2] Afrika Bülteni Ocak-Şubat 2016, Afrika Araştırmaları Merkezi, Kırklareli Üniversitesi, 2016, s. 5.

[3] Serhat Orakçı, “Afrika’da Türkiye Farkı”, http://www.dunyabulteni.net/haber/320577/afrikada-turkiye-farki, 26 Ocak 2015, Erişim tarihi: 30.01.2017.

[4] TİKA Faaliyet Raporu, s. 118.

[5] “TİKA’dan İyi Uygulama Örneği”, TİKA,  http://www.tika.gov.tr/haber/tikadan-iyi-uygulama-ornegi/160

[6] TİKA Sudan 2017 Raporu, s. 45.

[7]  “TİKA’dan Sudan’a Anne Sağlığını Koruyacak Proje”, TİKA,  http://www.tika.gov.tr/haber/tikadansudana-anne-sagligini-koruyacak-proje/461 (Yayın Tarihi: 03.01.2013

[8]  T.C. Sağlık Bakanlığı, Juba Eğitim Hastanesi (e-kitap), Ankara, 2008, s.16.

[9] “TİKA’dan Sudan’a Anne Sağlığını Koruyacak Proje”, a.g.m.

[10] TİKA Sudan 2017 Raporu, s. 27.

[11] “Afrika’nın İlk Gen Merkezi Sudan’da Kuruldu”, TİKA, http://www.tika.gov.tr/haber/afrikanin-ilkgen-

Merkezi-sudanda-kuruldu/30.

[12] Başakşehir Bülteni, Mart 2013/I, Yıl: 31 Sayı: 36, s. 9.

[13] https://www.haberler.com/tika-sudan-da-yilda-bin-kisiye-meslek-tecrubesi-9913978-haberi/, 9 Ağustos 2017 (Erişim tarihi:13.08.2017).

[14] TİKA’nın Afrika’daki çalışmalarına dair hazırlanan özel rapor: Türkiye Afrika el ele, s. 76.

Share.

Yazar Hakkında

Mayada Kamal Eldeen, Sudanlı, Hartum’da bulunan Al-Zaim Al-Azhari Üniversitesi’nin Siyaset Bilimi ve Stratejik Araştırmalar bölümünden 2004’te lisans, 2006’da yüksek lisans, İstanbulda Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler anabilim dalında doktorasını ise 2019’da tamamladı. 2019 yılı Aralık ayından itibaren Tokat Gazi Osmanpaşa Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktadır. Doktora tezinde “AK Parti Dönemi Türkiye-Afrika İlişkileri: Sudan Örneği” konu alan Dr. Mayada Kamal Türkiye-Afrika İlişkileri, Orta Doğu konuları yanında İnsani Yardım, Çatışma Bölgeleri ve Dış Politika konularında araştırmalarına devam etmektedir. Arapça, Nubece ve İngilizce’nin yanı sıra Türkçe’yi ileri seviyede bilmektedir. Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) üyesidir.

Yorum Yap